Geceleri gökkuşağı boyamak mıdır suçum? Herkes bağırırken şiirler okumakmı, susmak mi sözün bittiği yerde,kusmak mı sindirebildiklerimizi? Apansız uykum kaçıyor kaç gece, budamı aleyhime kanıt? Sondan saymaya başladım adları, böyle hoşuma gidiyor.Beğenmeselerde seviyorum ellerimi, hep olmayacak düşler görüyorum , yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
-Suç ve Ceza, Dostoyevski-
Keyifli okumalar diliyorum...
***
İşte bizim mahallede bir teyze vardı ama nasıl dedikoducu nasıl burnu dik bi görsen. Geçen instagrama girdim girmez olaydim Facebook'tan isntagrama geçmiş, bir de ne göreyim istek atmis bana dedim yaşlı kadın ayıp olur kabul ettim istegi. Etmez olaydım resim atmış hemen saçlarını platin sarısına boyatmış .
Yasirin anlattıklarına kendime engel olamayip kıkırdarken, köy meydanına doğru yürüyorduk. Sabah erkenden kalkmış yola çıkmıştık Barlas yola çıktığımızda beri hiç konuşmamış ,öylece sessizce yürümeye devam etmişti.
"Uheyy komutanım Karadeniz'e gemilerinniz mi battı hiç konuşmasının."
"Yasir Kes sesini beni iyi dinle köy meydanına indiğimiz anda Doktoru alıp güvenli bir yere gideceksin. Anliyormusun beni? En hızlı şekilde hemde."
Yasir Barlas'ın konuşmasıyla ciddiyetsiz halinden sıyrılırken kaşlarını çalmıştı.
"Bi sorunmu var komutanım ? Neler oluyor?"
"Çevrede hareketlenme varmış asker, kimseyi tehlikeye atmadan] halledeceğiz emir bu yönde. "
Yasir kafasını sallarken silahını daha sıkı tutuyordu şimdi anbean gerginlik damarlarımdaki kanla karışırken etrafımı inceliyordum.
"Komutanım isterseniz feza doktorla siz gidin,hem boylesi daha iyi olur."
Barlas yasirin söyledikleriyle duraksadı galiba ne yapması gerektiğini düşünüyordu .Derince bir nefes çektim ciğerlerime umarım kimseye bisey olmazdı ,umarım verilen sözler tutulurdu.
"asker sen timin başında kalacaksın emir komuta sende tek birinize bile birsey olmayacak! Anlaşıldı mı ?"
"Anlaşıldı komutanım gözünüz arkada kalmasın ."
Köy meydanı ilerde gözükürken gerginlik sevem tavan yapmıştı. adımlarımın durmasiyla yanımda ki iki adam bana doğru döndüler.
"Doktor?"
Sorarcasına bana bakan Barlas'a sadece bakmakla yetindim. Bile bile ateşe gidiyorduk ve ben hic bir yardimda bulunmayip çekip gidicektim.
"B-bende Y-yasirle gi-gideceğim komutan."
Soylediklerimle komutanın kaslari anbean catılırken ,dudaklarından tek bir kelime çıktı.
"Hayir..."
Kısa ve netti, sesindeki kararlılık ısrar istemeyen bir tondaydı.
"Na-nasıl gi-giderim öylece b-buraya geliş a-amacım bir i-işe yaramak benim ko-komutan, korkup kaçıp sa-saklanmak de-değil."
Hiddetle bana dönerken konuştu.
"Ne ise yaşayacaksın Doktor !elin silah tuttumu hiç hayatında, meyahut dönüşmeyi bilirmisin?"
Sustum haklıydı silah nasıl tutulur bile bilmezdim ben .Söylediklerinin haklılığı canımı sıkarken korkumun yerini hırsın aldığını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLDÂDE
Teen Fiction"Türk olmak zordur, çünkü dünya ile savaşırsın.Lakin Türk olmamak daha zordur, çünkü Türk ile savaşırsın. Ben Yüzbaşı Barlas Kılıç .Günün sonunda denilecek tek bir söz vardır vatan sağ olsun, varlığım Türk varlığına armağan olsun." Yüzbaşı...