Ep - 2 ; Öğle Sıcağı

30 3 2
                                    

☀︎Noon Heat☀︎

───────── ˙˚ᥬ☀︎​᭄˙˚ ─────────

I do not own the art

"Fark etmişti sonunda, boşa gittiği o çabasının yakında olmayan bir sonsuzluğa harcandığını."

" İzlediği bu yol çıkmaza ulaştırdı onu, ama onun bu çıkmazdan kaçmaya mecali bile yoktu. "

03.08.2019

Aether's sight

Araladı gözlerini öğlen güneşine karşın. Hissettiği sıcaklıkla gelen bunalım Aether'ı susatmıştı. Hafifçe doğruldu ve yatağından kalktı, sade dizayn edilmiş odasına rağmen duvarları sanat doluydu, tıpkı kendisi gibi. Son iki yıldır aklından hiç çıkmadı büyüğünün sözleri. O günden sonra asla konuşmamışlardı bile. İçinde hafif bir burukluk hissetti Aether. Neydi bu? Neden böyle hissetmişti? Yüzünde oluşan gülümsemeyi bile fark edememişti. Odasından çıkıp mutfağa doğru ilerledi, tezgahın üstünde bulunan sürahinin yanındaki bardağa su doldurdu ve kafaya dikti. Ağzının kenarından akan suyu bileğine sildi ve yeniden odasına yol aldı.

Dışarıdaydı, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilmiyordu. Sadece yürümek istedi, evde kaldığı her an aklındaydı o sözleri. Affedemiyordu, istemediğinden affedemiyordu. Kalbi çoktan affetmişti onu. Kendisine geldiğinde adımlarını durdurdu ve etrafa baktı, şaşırmıştı çünkü burası onun evinin olduğu sokaktı. Neden buraya götürmüştü onu bedeni? İçten içe çelişkideydi. Arkasından duyduğu sesle gerildi, elleri titriyordu beyni çalkalanıyordu, kusacak gibiydi. Karnını tutarak elini köşedeki duvara yerleştirdiği an omzunda ellerini hissetmesi bir olmuştu. "Sen.., iyi misin?" meraklı bir ses tonuydu. Aether onun yüzüne bakmak bile istememişti, aşşağıda tuttu kafasını. "..." sessizlik. Tek hissettiği şey buydu, birden vücudu hareketlendi, ama bunu kendisi yapmıyordu... Ne oluyordu?
Çok geçmeden kendisini kanepede buldu, onun evindeki kapeneydi. Orada oturuyordu. Bunu kendisine idrak ettirmesi zor olmuştu. Bu yüzden yapamıyordu işte, onu her gördüğünde vücudunun verdiği bu tepkiyi aşamıyordu. Birkaç dakika sonra ellerine tutuşturulan çaydan bir yudum aldı ve karşısındaki oğlana bakmak için kafasını kaldırdı.
"Yani bana bakabiliyorsun?" Hafifçe gülümsedi Xiao, çok geçmeden devam etti cümlesine. "İyisin değil mi?"
Aether onu inceledi, gözlerinin altı şişmişti ve hafif morluklar vardı, sanırım uyuyamıyordu yeşil oğlan. Aether nedenini merak etti. "Sadece anlık bir şeydi." dedi dudaklarını aralayarak. Xiao'nun gülümsemesi kayboldu. "Beni her gördüğünde yaşanan bir şey nasıl anlık olabilir ki? Benden o kadar çok nefret ettiğini yeni fark edebiliyorum."
Aether afallamıştı, fark etmiş miydi? Yani sadece onu her gördüğünde olduğunu. "Hayır, o kadar da değil. Seni kısmen..." Aether durakladı, affettiğini söylemek istiyordu ama vücudu buna engel oluyordu sanki. "Kısmen?" Aether ona baktı. "Kısmen affedebildim." dedi kafasını çevirirken.
Xiao işte o an hissetti gözlerinin ıslandığını, sanki fırtınalar kopacak gibiydi. Yanaklarının ıslandığını fark etti Xiao. Aether çok geçmeden kafasını ona çevirdiğinde fark etmişti büyüğünün göz yaşlarını, anlamlandıramıyordu.. Nedeni neydi bu gözyaşlarının? "Neden ağlıyorsun?" dedi merakla. Xiao kafasını iki yana sallayıp gözyaşlarını sildi, ardından ona baktı; "Ben ağlamam, yanlış görmüşsündür." dedi titrek ses tonuyla, ve yanına oturdu sarışının.
Aether her şeyin çok hızlı ilerlediğini hissetmişti, her şey belirsizdi asla ne olduğu anlaşılamıyordu ve bu onu gerçekten yoruyordu. Alnında anlık bir sıcaklık hissetti, gözlerini yeşil oğlana çevirdi ve sakince onu izledi. "Sadece ateşine bakıyorum, seni öldürmeye niyetli olsaydım eve girdiğin gibi öldürürdüm zaten. Yani bana öyle bakma artık.." Aether'ın bakışları normalden meraklıya dönüşmüştü. Nasıl bakıyordu ki ona? "Nasıl bakıyorum?" diye sordu içinden geçirir geçirmez. Xiao duraksadı ve kafasını önüne eğdi,

"Korku dolu bakıyorsun. Uzun zamandır sana yaklaşmaya korkar hale geldim artık, gözlerine baktığım an kendimden iğreniyorum."

Artık söyleyebilmişti Xiao, içini yiyip bitiren o korku dolu gözleri dile getirebilmişti. Sadece merak ediyordu, onun ne diyebileceğini. Sonuç sessizlikti. Sadece derin bir sessizlik, Xiao ona bakmaya cesaret bile edememişti. Derin bir iç çekerek kalktı oturduğu yerden ve mutfağa ilerledi.

"Bilerek değil." Xiao durup arkasından ona hüzünlü gözlerle bakan küçüğüne döndü. "Bedenim yapıyor, ben değil." Xiao hafifçe gülümsedi ve mutfaktaki bulaşıklarla ilgilenmeye başladı. "Psikolojini bu hale getiren de benim." dedi küçüğüne.
Aether anlayabiliyordu yeşillinin düşüncelerini, ya da o anlayabildiğini sanıyordu. Yeşilli tahmin edilemez biriydi, bazen sadece bildiğimiz Xiao gibi davranırdı, bazen ise sadece bambaşka birisiydi, tıpkı şu anda olduğu gibi. Aether merak etmişti, hangisi o'ydu? Hangisi gerçek Xiao'ydu? Bu sakin ve korkak kişilikli olan mı yoksa her zaman gergin ve saldırgan kişilikli olan mıydı? Aether son zamanlarda yeşilli hakkında gerçekten çok şey merak etmişti. En çok merak ettiği ise sebebiydi. Yaptıklarını durdurmasının sebebiydi. Sormaya hakkı vardı nihayetinde, ama soramıyordu. Aslında sormuyordu çünkü bir cevap alamayacağını biliyordu. Bu yanı onu gerçekten zorluyordu yeşil oğlanın, gergin halindeyken ne yapacağını tahmin etmek çok basitti, ama bu halinde düşündüğü her şey tutumsuzdu, kesin olarak yapacağı ya da diyeceği şeyi kafasında canlandırdığında yeşilli tamamen başka bir eylemde bulunuyordu. "Sen aslında kimsin?" diyerek sordu Aether ona. Yeşilli bulaşıklarla ilgilenmeye devam ederken ona bakmadan sordu, "Ne anlamda?". Aether kafasını yastıkların üzerine yerleştirdi, "Hangisisin yani? Gergin olan mı yoksa bu halin mi?" dedi yeşil oğlana. Xiao kafasını ona çevirmeden konuşmaya devam etti, "Hangisi olmamı istiyorsan o'yum." diyerek gülümsedi ve bulaşıklarını bitirdi. Ardından ellerini kurulayarak küçüğünün yanına geldi. Aether bir süre baktı yeşilliye, ardından da saate baktı ve ayaklanıp kapıya doğru ilerledi. "Bu halini seviyorum. O yüzden bu halinde olmak için elinden geleni yap." diyerek çıkmadan önce ona gülümseyip evden ayrıldı.

"Yaktığın o ormanları söndüren başkalarıyken acısını çeken hep sendin."

815 kelime

The rising heat

───────── ˙˚ᥬ☀︎​᭄˙˚ ─────────

Written by pleatr

 Yellow | XiaotherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin