Ep - 3 ; Göçük

26 3 6
                                    

☀︎ Dent ☀︎

───────── ˙˚ᥬ☀︎​᭄˙˚ ─────────

I do not own the art.

"İnanmamıştım var olan ihanetine, verdiğim sevginin boş bir içki şişesi kadar değeri yokmuş gözünde. Oysa çabalamıştım nihayetinde, o boş içki şişesinin dolacağı bir güne."

05.10.2019

Xiao's sight

İrislerini araladı sıcağa, yanan gözleri aydınlık bulmuştu bu zaman aralığında. Acı içerisinde kırpıştırdı gözlerini, yavaşça doğruldu sıcak yuvasından ve lavaboya doğru yol aldı.
İnceledi kendini, yetersizlikle çevrelenmiş bedenini. Çok boşlamıştı kendisini, rengi solmuş, gözlerinin altı her ton mor rengini kazımıştı cildine. İğrendi kendinden ve hızla işini hallederek kendini dışarıya attı.

10.25

Bıkkınlıkla oturdu sırasına, etrafı biraz inceledikten sonra çok süre geçmeden arkadaşı yanına yaklaştı, önündeki sırayı ters çevirip oturdu, ardından gözleri buluştu. "Bu aralar durgun gibisin iblis." dedi beyaz saçlı oğlan, Xiao boş gözlerle ona baktı. "Bilemiyorum." dedi önündekine, ardından kapıdan bir ses geldi, kafasını çevirdiğinde gördü onu, altınları kendininkilerle buluştu, yine gördü o bakışı, yine hissetti o iğrençliği. Gözlerini hızla sarışından kaçırdı ve kendisini sınıftan dışarıya attı. Boğuluyor gibiydi, darlanıyordu adeta. Kendisinden kaçamıyordu, iğrençliğinden veyahut gözlerinden kaçamıyordu. Bahçeye doğru yol aldı yeşilli. Merdivenlerin altına oturdu ve öylece bekledi. Etrafı inceledi, bütün detayları kazımıştı beynine. Kafasını duvara dayadı ve gözlerini gün ışığına kapattı.

Aether's sight

11:50

Bakındı etrafına sarışın, anlamamıştı neden böyle olduğunu. Düşündü eski zamanları, düşündü bütün o kırgınlıkları, ardından hatırladı o hissiyatı, bir özrün hissettirdiği o pişmanlığı. Kendince düşündü sarışın hatırladı tekrardan sözleri, şöyle söylerdi yeşillinin kağıttaki o küçük şiiri;

İlerledim gece karanlığında,
Yürürken o durgun ormanlarda.
Çok çabaladım güneşin doğmasına,
İnanamadım, meğersem sönmüş.

İlerledim gece karanlığında,
Parlayan o ışıklarınla.
Düşüncesi doldurdu beni aydınlığınla,
Meğersem o ışık çoktan sönmüş.

Bekledim ışığının yanında,
Tutundum o sönen parlaklığa,
O an fark ettim büyük bir acıyla,
Ellerimdeki karanlığın, söndüren olduğunu.

Bekledim ışığının altında,
Sönen o küçük saydamlığa.
Geri çekildim en sonunda,
O ışığın kararmasıyla.

Aether sırasından kalktı ve bahçeye ilerledi, içinde hafif bir nostalji belirmişti, harfi harfine ezberlemişti sözleri. Yeşilliyi anlayamıyordu, madem başından beri suçlu hissediyordu.. O zaman neden böyle yapmıştı ona?

Kendisini de sürüklemişti o okyanusa, altında yüzen bir köpek balığının varlığıyla.

İlerlerken fark etti yeşil oğlanı, gözlerini kapatmış bir ölü gibi yatıyordu oracıkta. Endişelenmişti sarışın, Xiao gittikçe zayıflıyordu, ten rengi solmuş ve oldukça kilo vermişti. Derin bir nefes aldı ve ilerledi yanına.

Xiao's sight

12:20

İlerliyordu karanlığın içinde, Aether bir anda beliriyor ve ona erişmeye çalıştığı her seferde yok oluyordu. Kocaman bir karanlık, yerlerde çamurlu siyah solmuş sarmaşıklar ve ölü böceklerle dolu olan bir karanlıktı. Her yere düştüğünde çamura bulanıyor kusuyordu. O anda ileride parlayan silik bir ışık gördü. Tüm gücüyle koşmaya başladı yeşilli oğlan. Üstü başı, yüzü her yeri çamura bulanmasına rağmen koştu. Umudunun tek parçasıyla, tutundu o saydamlığa.

Gözlerini sıkıca kapattı ani gelen ışıkla, o an gördü onları, o iki küçük çocuğu. Yeşil olan sarışına bağırıyor, etrafındakiler onunla dalga geçiyordu.
O an Xiao sarışının arkasına doğru ilerledi, onlara müdahale edemedi ve küçük anı senaryo gibi oynamaya devam etti. O an fark etti yeşilli, sarışın göremiyordu arkasındaki o bıçağı. Xiao yavaşça kendi tarafına ilerledi, o ona bağırırken arkadakilerden birisi çakı dayıyordu sırtına, hafifçe derisine batan çakının ucu az da olsa kan olmuştu. O hissiyatı hatırladı Xiao, yüz kasları gerildi ve yüzünü ekşitti. Gözlerini sıkıca kapattı, ardından başka bir yöne baktı. Güçlü olsaydı bunlar olmayacaktı, eğer biraz güçlü olup bütün acıyı kendisi kaldırsaydı o zaman değerli ışığını söndürmek zorunda kalmayacaktı.

Duru serin bir nehrin,
Parlıyor içinde irislerin.
Gördüğüm en saf gözlerin,
Parlayan en güzel altındı kamelya'm.


583 kelime

Gold

───────── ˙˚ᥬ☀︎​᭄˙˚ ─────────

Kitapta bulunan sözler, veyahut şiirler pleatr yani bana aittir. Kullanmadan önce haber vermeniz en büyük ricamdır.

Written by pleatr

 Yellow | XiaotherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin