Bilir ki
Herkes beni yalnız
Ve donkişotu.
Bilir ki
Herkes
Beni ve donkişotu tanrıtanımaz.
Kanatlarını değirmenlerin
Parçalarım
Öğütürken aşkları ve hayalleri
Bıçkılarla
Dünya uyanmamışken daha
Ben uyanırdım
Kanında kanım dolaşan
Bir lamianın koynunda
Evimde, yatağımda.
Ve sanço nöbet beklerdi
Girmesin diye ölüm içeri
-babam içeri-
Herkes bilirdi
Beni ve donkişotu tanrıtanımaz.
Kertenkeleler bile
Yalan söylerdi ara sıra
Kızıl papazın kızları
Dans ederdi
Buzdan tabanlarda
Ve şarapla
O yay gerilince gerilirdi
Her birinin derisi
Kızıl papaz ve ben gülerdik
Bir kargaya.
Taşan taşeron şiirler
Yüreğimden
Duyuramaz sesini sana
Dokunabilmen için
Kırılmış halkalardaki inanca
çıkmalı başıbozuk
Ağızlardan anca.
Derin derin uyku çukurları
Kazılır gözlerimde
Konakladığımda bir fahişeyle
Zevk ve eğlenceyle.
Ah utanasım gelmez
Ay döndüğünde
Kirlenir sanço bile.
Kızıl papazın ellerinde
O yay gerildiğinde
Kargalar ve ben
Yurt tutarız dört mevsim
Bazen masalar bile
Işıksız masalar bile.
Tekdüzeleşen şiirimle
Yüreğimin bamteli gerilmiyor
Diyorum kargaya.
Kızılsakal bile geçmiyorken
Artık denizlerimden
Yine yalnızım diyorum
Kargaya.
Yağmurla dövülürken zaman
Yeterince ıslanmış ateşten
Arsızlığına dayanmış alnım
Herkes sanar ki
Beni ve donkişotu tanrıtanımaz
Kimsecikler bilmez
Tanrı tanımaz
Beni ve donkişotu.
Yağmur yağarken uyuyamam der
Sührab.
Sührab bile bazen
Yalan söyler kendine