Ω 11

4.2K 519 273
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

Bölüm sınırı: 200 yorum

📍

Kontrolü dışında söylenen sözlerin pek çok zaman nereye varacağını hesap edemiyorlardı insanlar. Tam yemek yemek için masaya yönelecekken Helen'in TV karıştırmasıyla derin bir fark ediş yaşadılar.

Beliz ve Helen ayak üstü sohbet ederken, Mert de onlara eşlik ederken bir fotoğraf vardı. Tüm magazin programları nereden alındığı ayan beyan olan sevgililik ve evlilik dedikodusu konuşuluyordu.

"Helen ne hakla Beliz gibi bir çenesi düşüğe böyle bir dedikodu malzemesi verirsin? Aklını mı yedin kızım sen?" Harun sinirle yüzünü sıvazladı. Sorun dedikodu değildi, çıkabilirdi ve adının Mert'le anılması onun için hiç de kötü değildi.

Fakat şimdi didik didik onu araştıracak gazeteciler çıkacak, oğlanın hayatını alt üst edeceklerdi.

"Abi öyle olması gerekiyordu öyle oldu." Mert dudaklarını büzmüş, üzgün halde koltuğun kenarında oturuyordu. Kendisi söylemişti ve kendi aptallığı yüzünden karşısındaki adam herkese rezil olmuş olmalıydı.

"Ne demek öyle olması gerekiyordu? Şimdi açığa çıkmayacak mı Mert'in Hakan'la evli olduğu, daha kötüsü insanlar o her dışarı çıktığında onu rahatsız edecekler." Mert'in incinmesini istemiyordu, onu bu kadar korumaya çalışırken kardeşinin yaptığı şeye kızgındı elbette.

"Ona kızma... Ben dedim."

"Ne? Nasıl yani?" Harun afalladı bir an. Özgür ise ayakta, Harun'un arkasında pür dikkat dinliyordu. "O kız sana kek yapacakmış..." Çok fazla utanıyordu, öyle ki cümleyi bitiremeden sustu. Özgür gür bir kahkaha attı.

"Benim senin dilini açmam bile 2 aydan fazla almıştı. Görüyor musun Helen? Hem dili açık hem de adamı döndürüyor, vallahi ben pes ettim." Keyfi epey bir yerine gelmişti, genç kız da gülümsememek için zor duruyordu.

"Bana kek yapacağı için mi öyle dedin? Biz sevgiliyiz mi dedin?" Harun'un tüm siniri geçmişti sanki, istese de kaşlarını çatamıyordu şimdi. "Evet... Öyle dedim." Koltukta iyice küçüldü oğlan, ona karşı kahkaha atan Özgür'e bile bakamıyordu.

"Kek neliydi Mert?" Özgür çok merak ediyordu gerçekten. Harun konumuz bu mu diye çıkışsa da Özgür onu hiç takmadan dikkatlice Mert'e bakıyordu. "Havuç... havuçlu kek."

"Yani haklı o zaman Harun, havuçlu kek bu boru mu? Sonuçta güzel yapanını bulsan kıyarsın nikahı." Ortamı daha da kızıştırmak isteğiyle kavrulurken Mert başını kaldırıp Harun'a baktı. "Güzel yapıyormuş... Arayıp iste sen, benim için de şaka yaptı dersin... Özür dilerim."

Boncuk gözleri hemen doldu ve ayağa kalktı oğlan. En azından odasına gidip ağlayacaksa bile öyle ağlamak istiyordu.

"Senin çenenin bağını sikeyim ben." Harun resmen Özgür'e tıslamış, ardından oğlanın önüne geçmişti. "Yesem şimdiye ister, yerdim. Konumuz kek bile değil Mert, seni rahatsız edecekler canını yakacaklar."

Mental olarak daha fazla yıpranmasını istemiyordu. "Senin? Senin canını yakamazlar mı?" Burnunu çekti, kalbi sızlıyordu Harun'un çatık kaşlarını gördükçe. "Bana kim ne yapabilir? Bana benden başkası zarar veremez."

"Sen varken bana kim zarar verecek peki? Ben bunca yıl bir eve hapsedildiğim için özgürlüğüme ket vuruldu, artık özgürüm ve insanların ne dediğini önemsemiyorum." Tişörtünü avuçlarının içinde sıktı. "Neticede olmayan bir şeyi söyledim, önüne engel oldum. Özür dilerim, asla böyle bir hataya düşmeyeceğim bir daha."

Sarı bukleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin