Özgürlük bakımından en kötü hissettiğiniz zamanlar nelerdi? Ailenizin sizi kısıtlaması ya da sevgilinizin size yasaklar koyması mı? Suç işleyip hapse girmek mi? Ya da sevmediğiniz bir işte çalışmak mı?
Düşünüyorum da bunlara bir şekilde çözüm bulabilir insan. Aile baskısı yaşıyorsan büyüdüğünde onlardan uzaklaşmak bir çözümdür. Zor bir süreçtir belki ama imkansız olduğunu düşünmüyordum. Sevgilin seni kısıltlıyorsa ondan ayrılmak bir çözümdür. Hapse girdiyse illaki cezanı çekip çıkman ya da sevmediğin işten başka bir iş bulup ayrılman da bir çözüm sayılabilir.
Asla çözemeyeciğiniz bir özgürlük kısıtlaması varsa bunu kendi kendinize yaptığınız kısıtlamalardır. İnsalar seni hep güzel görsün diye ağır diyetlere girmek. Yalnız kalmaktan korktuğun için saçma insanlarla yakın olmak, sevmediğin halde kırılmasın diye biriyle sevgili olmak... Ya da kendini eve kapatmak...
Bunların hepsini yaşadığımı fark etmiştim. Hayatımı hep bu eve kapattıktan sonra kısıtlaıdığımı düşünsem de normal bir zamanda da kısıtlayan biriydim. Yalnız kalmaktan korktuğum için hiçbir işe yaramayan arkadaşlar edinip yapmak istemediğim şeyler yapmıştım. Hiç istemediğim halde sırf kırılmasın diye bir kızla sevgili olup zevk almadığım halde ilişkiye girmiştim. Cinsellikten soğuyup kendimi zevk alacak her şeyden geri çekmiştim. En sonunda ise kendimi her şeyden uzaklaştırıp eve kapatmıştım. Özgürlüğümü tamamen hapsettiğimde gerçekler tekrar yüzüme bir tokat gibi yansımıştı. Sahte bir insandım. İnsanların yanında harika bir kamoflajla gezerdim. Tercihlerim insanlara göre olur onların sevmediği şeyleri yapmazdım.
Kendimi bu hale kendim getirmiştim. Olduğum gibi görünsem ne kaybederdim diye düşündüm hep. Olduğum kişiyi saklamasaydım ona bir şans vermiş olsaydım her şey daha mı iyi olurdu? Hayır demeyi bilseydim ne değişirdi?
Hiç küçük bir tercihin tüm hayatınızı nasıl değiştirebileceğini düşündüğünüz mü?
Başında kendimi seçmiş olsaydım sizce neler olurdu?
-
"Namjoon Hyungla randevun nasıl geçti."
"Sıradan. Her zaman ki gibi."
Tae düşünceli halimi anlamış bana daha fazla soru sormamıştı. Ne diyebilirdim ki ona? Daha beni yüz yüze görmemiş birini içimde reddetmiştim. Korkmuştum yine her zamanki gibi."E sen neler yaptın? Başladı mı çekimler?"
Sorduğum soruyla Tae tek kaşını kaldırıp sırıtmıştı. Sorduğum şeyin çekimler değil de başka şeyler olduğunu biliyordu.
"Başladı başladı. Yapımcılar seçiminden çok memnun. Başta her ne kadar Jungkook'a sıcak bakmasalar da aldıkları tepkiler hoşlarına gidiyor. İlk bölümden reyting rekoru bile kırabiliriz." kafamı sallamıştım sadece.
"Jimin o değilde çocuk cidden sana çok hayran. Bütün kitabı ezberlemiş yüzlerce kez okumuş. Bıraktığın etki onda bambaşka."
Hafif tebbesüm ettiğimde suçlu hissetmiştim. Kendimi eski halime getirdiğimde fark ettiğim şey canımı yakmıştı hayran olduğu kişi ben değildim. Yazar Jimin bambaşka bir insanken, buradaki jimin bambaşka bir insandı. Onun sahte kişiliğime hayran olması beni sebepsiz yere üzmüştü. Her şekilde kendi gibi olan biri sahte birine hayran olmamalıydı."Taehyung... Benden hiç umudunu kestiğin bir zaman oldu mu?"
Gülümseyip saçlarımla oynadığında gözlerindeki hüzünlü bakışı görmüştüm. Taehyung duygularını çok iyi gizlerdi bana karşı her zaman ne hissettiyse gizlemeyi tercih ederdi. Onu nadir zamanlarda yakalamak benim için bir heyacandı. Gördüğüm şey belki hüzündü ama bana gösterdiği için ona minnettardım."Sadece senden değil ikimizden de umudu kestiğim zamanlar oldu tabii ki Jimin. Sen ve ben biriz unuttun mu? Senden umudumu kesersem kendimden de kesmiş olurum o yüzden hızlıca toparlanmam gerekir. Bu nedenle düşünme bunları. Şu an emin ol ikimiz için de daha umutluyum çünkü yıllar sonra gözlerinde bir ışıltı gördüm. Bir umut parçası... Belki bir sevgi... Bana karşı olmasa da gördüğüm beni mutlu etti Minnie. Sana buna tutun diyemem çünkü bu senin kendin kararın, tutunmak istersen seninle sımsıkı tutunurum ama istemezsen de seninle bırakırım her şeyi. Sen yeterki kendini seninle olduğum için suçlama. Seninle olmayı seviyorum ben. Kim kardeşiyle olmaktan sıkılır ya da ondan umudunu hemen keser? 'Eğer kendinde güç bulamazsan bana tutun her zaman orada olacağım' bunu sana söylediğimde açmamış mıydın bana o kapıyı? Şimdi düşünme bunları. Sen kendine odaklan ben de bize odaklanıyım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In uncertainty / Jikook
FanficKafka'nın da dediği gibi "Olmuyorsa olmasın, ama oluyormuş gibi de olmasın. Belirsizlik berbat bir şeydir."