Bana ne oluyor

96 19 24
                                    

Minhonun o sınıfa geçtiğinin üzerinden bir hafta geçmişti. Ve her halde o sınıfa geçtiği için şükür ediyordu. Hocalar gayet iyiydi. Sınıf da kafa dengiydi. Tek sorun yanındaki Han Jisungtu.

İlk günden Minhoyla konuşmuştu. Yanında oturması için belli kurallar vardı.

Kural 1: Her gün sınıfa girince eller dezenfekte olunacak. Yanımda oturuyorsan temiz olmalısın. Emin olmak için kendim bizzat dezenfekte edeceğim.

Kural 2: Bana ne olursa olsun dokunmayacaksın. Bak bu önemli, unutma.

Kural 3: Masa üzerinde ayırdığım yer sadece benim. Dokunamazsın. Dokunursan da yersiz kalırsın.

Kural 4: Bir arkadaşınla konuşacaksan başka yerde konuş, buraya yaklaştırma.

Böyle uzanıyordu. Çoğusu temiz kalması ile ilgiliydi, yani bundan kolay ne vardı ki sonuçta?

Şimdi ise Jisung yurt odasında kalkmış, elini yüzünü yıkamış ve üstünü değişmişti. Çantasına ne lazımsa güzelce hepsini doldurmuştu. Gözlüklerini takınca ise artık hazırdı. Bir elma alıp dışarı çıkmak için elini kapıya koymuştu ki, aklına dolan anılarla hemen kapını bırakıp lavaboya koştu.

Ellerini suyun altında durmadan sabunlayıp yıkıyordu. Bir birine öyle sürtüyor, öyle kaşıyordu ki elleri az kalsın kanayacak raddeye gelince kendine gelmişti.

"Hayır Jisung, dur. Artık o burada yok. Özgürsün. Özgürüm ben!" Bunu demesiyle aynaya bakıp gülümsemişti.

Ardından ise elmanı tekrar alıp ısırmış,bir eldiven alıp kapıyı açmıştı. Sonra da eldiveni çöp kutusuna atmıştı. Artık kirliydi o.

Okulun yolunu tutmuş gidiyordu. On dakika falan sonra zaten gelmişti. Yol yakındı.

Okulun açık kapısından içeri girmişti. Merdivenleri çıkıp kendi sınıfının kapısının önüne geldiğinde eline dezenfektan vurmuş, ardından da kapıyı açmıştı. Sınıfta bir iki kişi hariç hiç kimse yoktu. Her zamanki gibi. Sessizlik, sükut...

Tek kelime ile mükemmel.

Sonra yavaşça sınıf dolmaya başlamıştı. Her kes garip sesler çıkarırken okuduğun kitaba odaklanmak zor bir işti. Sevmiyordu çok sesi.

Kafasını kaldırdığında Minhonun kapının önünde durduğunu ve kendisini çağırdığını görmüştü. Hemen eline dezenfektanı alıp oraya yürümüştü.

"Günaydın." Minho gülümseyip söylemişti.

"Günaydın." düz sesle konuşmuştu. Odağı tamamen Minhonun ellerindeydi. Dezenfektanı almış, Minhonun ellerine fıslıyordu. Bunu yaparken odaklanmıştı. Dudakları büzülmüştü, kaşları çatılmıştı. Minho onun şirin bulduğu bu haline kıkırdamıştı.

Birden Minhonun elini tutup kaldırdığında tüm sınıf onlara dönmüştü. Bir dakika ne? Han Jisung birisine mi dokunmuştu?

Jisung tuttuğu elleri evire çevire temizliyordu. Hiç bir mikroplu yer kalmamalıydı. Birden ise yaptığı şeyi durdurup sadece az önceden beri fark etmediği damarlı ve iki eliyle tuttuğu ele odaklandı.

Neler oluyordu? Jisung iyi miydi?

"Jisung, Jisung iyi misin?" Minhonun sesi ile kendine gelmişti. Gözleri kocaman açılmıştı, tuttuğu eli ise hemen bırakmıştı.

"Ben... Ben özür dilerim! Bilerek olmadı yemin ederim! Benim lavaboya g-gitmem gerek." Minho kapıdan bir adım atmış çocuğun kolunu unutarak tuttuğunda Jisung hemen kurtarmıştı kolunu.

New classmate ~MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin