FORBİDDEN (ASKIDA)

2.BÖLÜM:"DOĞUM GÜNÜ"

NOT= Hale ne demek diye sorarsanız meleklerin başlarında halka gibi şeyler olurya o hale. :D iyi okumalar Ha bu arada bölüm şarkısı one direction happily.. 

OLİVİA' nın ağzında;

Bu gün en yakın arkadaşım Nicol ve benim doğum günüm. Bu gün tam 16 yaşımıza gireceğiz. Aslında  o benim tek arkadaşım bende onun tek arkadaşıyım;çünkü ailelerimiz kimseye güvenmememiz ve kimseyle arkadaş olmamamız gerektiğini söyledi. Neden böyle şeyler söylediklerini ve neden arkadaşımızın olmaması gerektiğini ikimizde bilmiyorduk, yoksa arkadaşları ailemizin kalbini kırmıştı ve bizimde kırılmasını istemiyorlar mıydı? Yada biz...Aklımda cevap bekleyen milyonlarca soru var. Tam ben bunları içimden geçirirken;

"Kes sesini bu gün doğum günümüz sen hala bu saçma sorulara cevap mı arıyorsun?" dedi Nicol makyajını yaparken. 

"Ama kendimi tutamıyorum" dedim.

"Ama mutlu olman gerekiyor çünkü bu gün 16 yaşımıza gireceğiz ve halelerimize kavuşacağız"dedi rujunu telaşla ararken.Bu kız nasıl oluyor da kafasına hiç bir şey takmıyor ki.

"Ama biz haleleri seçmeyeceğiz ki onlar bizi seçecek"

"Mal mal konuşmayı bırak da hazırlanmana bak daha makyaj bile yapmamışsın"Aman tanrım gerçekten çok umursamaz 16 yıldır arkadaşı yok ve o sadece makyaj yapıyor inanamıyorum gerçekten...

Bana doğru sanki arkamda bir zombi varmış gibi bakmaya başladı. Ona 'ne var?' bakışı attıktan sonra bana 

"Sen giyeceğin kıyafeti hazırladın mı?" diye sordu.

"Aaaooo sanırım hayır!" yüzünde bir galibiyet gülümsemesi oluştu ve hemen masanın üstünde duran kutuyu bana uzattı.

"Bu ne ?" dedim ve kutuyu açtım içinde harika ama bir o kadar da süslü bir elbise çıktı. Ona gülümsedim. Yine hayatımı kurtarmıştı. (elbise medyada)

Verdiği elbiseyi giymiştim gerçekten çok güzeldi. ona ne giyeceksin diye bağırdığımda tuvaletten çıkıyordu ve elbisesinin son dokunuşlarını yapıyordu.(elbise bir sonraki bölümde) Üstündeki elbiseye bayılmıştım. onun zevkine her zaman güvenmişidir. Ve beni hiç bir zaman bu konuda pişman etmez. 

"Wow partinin kraliçesi yine harika görünüyor" dedim.

"Ah! o kadar da değil...Ay! tamam çok güzel oldum" bu sırada o egosunu tatmin ederken bende elbisemi giymiştim bile. Gerçekten bu elbise çok güzel ve onun giydikleri gibi rahatsız edici değildi rahattı. 

Hazırlandıktan sonra ikimizde aşağı indik aşağı inmemiz ile şok geçirmemiz bir olmuştu. Evi annemler çok güzel hazırlamışlardı. 

Aşağıdan bir alkış sesi geldi bu gereksiz kuzenim Max ' di. Sonra herkes Max'e katıldı ve bizi alkışlamaya başladılar

"Geçekten harika görünüyorsunuz" dedi Max Nicol'un elinden sanki bir leydiymiş gibi aşağı indirirken.  Hey! kuzenim en yakın arkadaşıma mı sarkıyor? Ama kuzenim Max gerçekten çok yakışılıydı. Koyu yeşil gözleri ve hafif kumral saçları vardı çenesi ve burnu minicikti dudakları zaten tam bir dünya harikasıydı.

Max Nicol'u  aşağı indirirken bir el de benim elimi tutmuştu bu Nicol'un büyük abisi Carl'dı . oda Max gibi beni aşağı indrmişti ki. "kopyacı" diye bağırmıştı Max ama gerçekten öyle olmuştu. bu arada Nicol'un abisi Carl da acayip yakışıklıydı. uzun kumral saçları vardı,mavi gözleri ve tabi ki tatlı dudakları vardı. Merdivenlerden aşağı inerken koyu bir sohbete dalmış Nicol ve Max in yanına gitti gerçekten iyi anlaşıyorlardı. Sohbete bizde katıldık ve biraz konuştuktan sonra annemler yanımıza geldi. 

"Kızım bu gün size  çok şaşıracağınız bir hediye hazırladık" dedi. Ve birden zil çaldı kim olabilrdiki herkes evdeydi ama bir saniye dayımlar gelmemişti babam uçarak kapıyı açtı ve küçük çaplı bir kriz geçirdik Nicol ile birlikte. Çünkü evimize bir sürü melek gelmişti. *İnanmıyorum* demiştim içimden ki hemen Nicolden cevap geldi * aynen* demişti. Ve hemen Max Nicol'ü de yanına alarak arkadaşlarının yanına götürdü. Carl'ın bize nazaran çok arkadaşı vardı sanırım erkek olduğu içindir.   

Nicol'un ağzından;

"Aman tanrım gerçekten mi?" derken arkamdan bir el beni salonun ortasına çekmşti. Tam o sırada yavaş bir şarkı çalmaya başladı bu abim Carl 'dı. Annem mikrofonu eline alarak "pasta öncesi dans zamanı"dedi. O sırada gözlerimle Olivia ' arıyordum ki Max ile berarber dans ederek yanımıza geldi. Biraz dans ettikten sonra Max bize daha da yaklaşarak 

"Carl izin verirseniz partrenizi çalabilir miyim?" demişti  alaylı bir gülüşle bu çocuğun bu hallerine bayılıyorum. 

"Tabi ki Max ama bende senin partrenirini çalacağım yani bencilliğin luzumu yok" dedi egosunu tatmin edercesine. Sonra ne olduğunu anlamadan bir el belime dolanmıştı bende ayak uydurarak dans etmeye başladım. Hemen yanımızda Carl ve Olivia dikktimi çekti. Hey! abim en yakın arkadaşımın içine düşmek üzereydi. Abi o nasıl bir bakış ya. Kız seni önceden tanımasa kaçacak.

"Çok güzelsin" diyen sesle irkildim 

"Çok teşekkür ederim o senin hoşluğun" dedim bu ne saçma cümle.

O cümleyi ona unutturma amacıyla "Pasta yemeye ne dersin?" dedim

"Ama pastayı daha kesmediler ki ?" dedi sırıtarak. Aman tanrım gülerken dudakları yukarı doğru kıvrılıyor bu çok hoş.

"O zaman biz keseriz." dedim Olivia ya bakarak onu yanıma çağırdım abim Carl da yanında geldi gelmese olmazdı zaten aman gelsin zaten onada ihtiyacım var. 

Masanın üstünde duran mikrofonu elime alarak "Hey! benim karnım acıktı sabahtan beri 1 pizza ile duruyorum. Abiiii pastamızı getir Olivia ve değerli kuzeni Max sizde pastamızı kesin bende yiyim hahhah!" dedikten sonra herkes gülmeye başladı. Bu sırada yakışıklı abim pastamızı getirdi ve Max de açmış gibi pastayı kesiyordu. Hemen ilk tabağı alıp yemeye koyuldum...

***

Evet herkes gitmişti ailelerimiz de gitmişti. Evde sadece Carl ve Max vardı. Annemler etrafı toparlamamışlardı. Ve bizde toparlamayacaktık. 

"Hey ! bu güzel pasta bitmedi mi?" diye bağırdı 4 tabak pastayı gömmüş olan Max . Neresine yiyordu anlamıyorum neyse.

"Bence bitirmeliyiz" dedim. Olivia da bana katıldı. Ama ben daha cümlemi bitirmeden Max pastaya dalmıştı bile. 

Pastayı bitiremeyeceğimiz kesindi ama sadece biz bitiremezdik Max'i bilemiyeceğim. Oha hayvan gibi yemek yerken bile çok tatlı.

"Kalan pastayı suratında patlatıcam abicim hahah!" 

*****