Tenin Tenime

145 16 24
                                    


Son bir kez daha duy bakalım
Ruhlarımız veda ederken
Hayallerimizin sönüşünü

- T.S


Film bittiği zaman jungkoon televizyonu kapatıp bardağı masaya koydu. Bana dönüp kafasını eline yasladı.

"Ne bakıyorsun?"

"Düşünüyorum"

"Neyi?"

"Hayallerimizin sönüşünü."

Kollarımı nereye koyacağımı bilemedim- Hayır ben nereye gideceğimi bilemedim.
Sanki normal bir şeyi konuşuyormuş gibi sanki bu konuştuğu şeyler onu üzüyormuşta kendisi bütün bunları kabullenmiş gibi o tür bir rahatlıkla döküldü kelimeler ağzından.

"Seninle tanıştıktan sonra hayatımın geri kalanının her saniyesini senin yanında, bir aile olarak geçireceğimizi düşünmüştüm. Karanlık gecelerime yıldız gibi parlayan birini bulduğumu düşünmüştüm. Sen oradaydın ve sadece durduğun yerden bütün çiçeklerin açmasına sebep oluyordun. Kafamdaki derin düşünceler seni görünce yok oluyordu."

Kaşlarımı çattım çünkü söylediği şeyleri ayık kafada bana söyleyeceğini düşünmedim. Masaya bıraktığı bardağı aldım ve kupanın içindeki şeyin kahve değil de Dean'in özel koleksiyonundaki ağır içkilerden biri olduğunu fark ettim.

"Neden içtin ki şimdi?"

"Sonra bir gece bana inanmadın ve çiçeklerin solmasına sebep oldun Taehyung."

"Sana inanmak için çabaladım ama her şey ortadaydı."

"Evine her gece yarısı arabayla gelirim. Gece yarılarını severim bana ikimizi hatırlatıyor. Saat tam on iki olduğu zaman bütün dünya bir yana benim güneşim parlıyor."

Ağzımı açmama dahi izin vermiyordu. Kafasında ne varsa yüzüme bakarak ama beni dinlemeden anlatıyordu.

"Yolda beraber yürürdük elin elimde, parmaklarımız birbirine kenetli diğer elinde en sevdiğin dondurma ile bana hayatımda dinlediğim en garip hikayeleri anlatırdın. Beraber bisiklet sürerdik. Sen ve senin renkli kazakların..."

Son cümleyi söyledikten sonra istemsiz bir şekilde gülümsemişti. Ellerimi birbirine bağlayıp o konuşurken parmaklarım ile oynamaya başlamıştım. Üzüldüğüm zaman genelde bunu yapardım ve o an hayatımın hepsini kaybetmiş gibi hissediyordum.

"Yazdığın şiirler kendimi özel hissettirirdi ve bu dünyada sadece ikimizin olduğunu düşünürdüm. Sen yanımdayken diğerlerini gözüm görmezdi. Annenle yaptığım sohbetler, seni bana anlatması, küçüklük fotoğrafların, evinizin sıcaklığı ve babanla uyuşan f1 aşkımız bana kendimi evimde gibi hissettirirdi."

Anıları canlandırmıştı jungkook şimdi bir şarkı gibi konuşuyordu. Ona şiir yazardım ve bunun için çabalamazdım onu gördüğüm zaman aklıma gelenleri yazardım. Bana o kadar güzel hissettirirdi ki yazıklarım şiir olurdu ve jungkook hepsini saklardı. Evine gittiğim zaman yastığının altından sürekli yazdığım şiir kağıtlarını bulurdum.

"Beraber denize gittiğimizde her zaman beni öldürmek istediğini söylerdin çünkü senin ayağının yetişemeyeceği yerlere yüzerdim sonra yanıma gelir kollarını boynuma dolardın "Beni bırakırsan seni balinalara yem ederim jungkook" demiştin en son. Sonra pişman olup yanağımdan öpmüştün "Tamam yem etmem korkma" demiştin. O kadar gülmüştüm ki neredeyse ikimiz de boğuluyorduk."

Parmaklarımla oynarken ister istemez onunla birlikte ben de gülmüştüm. Bahsettiği gün tamamen plansız bir şekilde denize gitmeye karar vermiştik ve bu ayrılmadan önceki son gidişimizdi. Benden önce denize girip beni bıraktığı zaman onu balinalara yem etmekle tehdit etmiştim evet.

you belong with me | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin