kizlar trilogy mixtapei.... kinda.. uhmm... yk what i mean..
—"İnanamıyorum Jungkook! Katil kesinlikle diğer adamdı. Ben doğru bildiğime emindim bir kere!" Saat 12'ye geliyordu. Tiyatro bitmiş, salonun çıkışında arabaya doğru ilerlerken izlediğimiz oyunun sonunda katili bulamamamdan ötürü isyan edişim karşısında Jungkook kaşlarını kaldırdı. "Ne var, ne bakıyorsun öyle? Resmen sonradan değiştirmişler katili! Ben altıncı hissime güveniyorum."
"Hmhm, değiştirmişlerdir." Alaycı bir şekilde konuştuğunda sert olmayacak şekilde omzuna vurdum. Bu sefer tek kaşını kaldırıp hayırdır? dercesine bakmaya başlamıştı. "Dalga geçme! Çok ciddiyim ben."
"Anlıyorum yavrum." Arabayı yer sıkıntısından dolayı azıcık da olsa uzağa park etmiştik o yüzden de yürüyorduk fakat sokak o kadar güzeldi ki, yürümemiz asla sorun olmamıştı. Yürümeye devam ederken alt sokağa geçtik ve bu zeminde topuklularla yürümem zor olacağı için durdum. Durmamla Jungkook da durdu ve arkasını döndü. "Ne oldu?"
"Bu kareli taşların üzerinde ince topuklularla yürürsem ayağımın kırılma olasılığı çok yüksek!" Sırıttı ve bakışlarını kaçırdı, ardından tekrar bana baktı. "Atla kucağıma o halde." Demesiyle gözlerim ve ağzım açılmıştı ama alay ettiği çok belliydi o yüzden kaşlarımı çattım ve kollarımı birbirine bağlayarak ona bakmaya başladım.
"Komik mi? Ciddi bir sorun bu."
"Tamam ben de öneri sunuyorum işte."
Tabii kesin öyledir dercesine bakıp yanına ilerledim ve koluna girdim, böylelikle ayağım takılsa da düşmezdim. Yürümeye devam ettik, arabaya vardığımızda tam binecektim ki çantamdaki telefonum çaldı, durdum ve kimin aradığına bakmak için çantamdan telefonumu çıkarırken Jungkook umursamadan arabaya binmişti bile. "Efendim Lisa?"
"Rosie! Parti bitmedi henüz, o kadar eğleniyoruz ki sabaha kadar sürecek gibi gözüküyor. Hala Jungkook'la berabersen hemen buraya gelin!"
"Bilmiyorum Lisa, gelesim yok ki hiç."
"Ya ne demek gelesim yok? Geliyorsunuz bitti. Havuza gireceğiz şimdi, keşke bikini alsaymışım!" Kıkırdadım. "Nasıl gireceksiniz? Kıyafetlerle mi?" Jungkook'u beklettiğimi fark edip telefon kulağımdayken ben de arabaya bindim ve binmemle arabayı çalıştırdı. "Evet kıyafetlerle gireceğiz, Yugyeom'lar birbirlerini havuza atmaya başladılar bile! Tanrım, çok eğlenceli gözüküyor! Gidiyorum ben hemen gelin buraya Rosie." Diyerek kapadığında telefonu kulağımdan indirdim. Jungkook'a döndüğümde o da bana baktı ve ne oldu manasında göz kırptı.
"Lisa çağırıyor, havuza giriyorlarmış. Parti sabaha kadar sürecek falan dedi." Yüzünü buruşturdu. "Jodie'nin havuzu mu vardı?" Anlamayarak ona baktım. "Jodie, mekanın adı. Havuzu yoktu en son."