"Dur, yavaşla!"
Jungkook, arkadaşının ezbere bildiği evinin merdivenlerini Roseanne'in elinden tutarak çıkıyorken Roseanne kalbinin yerinden söküleceğine çok emindi.
Jungkook, mesaj attıktan yaklaşık on dakika sonra tekrar parti evine gelmişti. Geldiği gibi kızı elinden tutarak oturduğu koltuktan kaldırmış ve hızla koşar adımlarla yukarı kata çekiştiriyordu. Merdivenler nihayet bittiğinde karşısına çıkan uzun koridor karşısında duraksadı ve kapalı olan oda kapılarında gözlerini gezdirdi.
Yugyeom'un olduğunu bildiği odayı es geçerek büyük ihtimalle misafirler için hazır bulunan bir odanın kapısını açtı -misafirler için olmasa da şu an umrunda sayılmazdı- ve Roseanne'i içeri soktuğu gibi kapıyı kapadı.
Roseanne içeri girdiği gibi ardından kapanan kapıya güçlü beden tarafından itildiğinde başını kapıya yasladı ve sırıttı. Jungkook da sırıtarak ona yaklaşıp bir elini kızın beline, diğerini ise boynuna sardığında dudaklarını birleştirmişti. Eş zamanlı olarak Roseanne ellerini oğlanın ensesine çıkardığında Jungkook hafifçe boynunu sıktı ve öpüşünü derinleştirdi.
Dudakları hızla, aceleyle fakat tutkulu ve ateşli bir biçimde dans ediyorken Roseanne bedenini daha da yapıştırdı oğlana. İkisi de şu an başka hiçbir şey düşünmüyor, sonunda bu gece ikinci kez kavuşan dudaklarının hareketinin tadını çıkarıyorlardı. Tanıştıklarından bu yana aralarındaki çekimin ikisi de gayet tabii farkında olarak bir atakta bulunmamışlardı fakat artık zamanı gelmişti ve hiç de gocunmadan, utanmadan hırsla öpüyorlardı birbirlerini.
Roseanne, Jungkook'un dudağını ısırdı ve ensesindeki ellerini omuzlarına indirerek kollarını boynuna doladı. Böylece daha da sarmaş dolaş bir hal aldılar. Jungkook inleyip boynundaki elini sırtına indirdi ve mini, askılı elbisesinin fermuarını yavaşça açarak Roseanne'in bedeninin kapıyla olan temasını kesti, yatağa yakın tarafta olan bedeniyle Roseanne'in yerini değiştirdi ve yatağa doğru adımlamaya başladı.
Roseanne'in bacakları yatağa çarpana kadar ilerletti kızı. Tam yatağa yatıracaktı ki Roseanne dudaklarını ayırıp yerlerini değiştirdi ve Jungkook'u yatağa ittirerek kucağına yerleşti. Bunun karşısında Jungkook elleri havada, kaşları havalanmış ve şaşkın bir şekilde gülerek kıza bakmaya başladı. Roseanne ise gözlerini devirerek kollarını boynuna doladı ve kucağında yükselip ona üstten bir bakış attı, ardından dudaklarını birleştirdi tekrardan.
Jungkook ellerini kızın kalçalarına yerleştirip sıktığında Roseanne'den bir inleme kazandı. Ardından ayaktayken yarısına kadar açtığı fermuarı tamamen aşağı indirdi ve üzerinden çıkardı kızın elbisesini. Ani bir hareketle yerlerini değiştirip Rosie'yi yatırdı ve üzerine doğru eğilip üst bedenindeki siyah tişörtünü çıkarıp bir kenarı fırlattı. Böylece karın kasları ve geniş omuzlarının esir aldığı yapılı vücudu göz önünde olmuştu.
Başını kızın boynuna gömüp ona öpücükler verdiğinde Roseanne ellerini saçlarına çıkardı Jungkook'un. Okşarken, Jungkook yavaş yavaş boynundan ayrılarak hala sütyenle hapsolmuş göğüslerine yöneldi. İki göğsünün arasında duraksadığında sırıttı ve alttan kıza bir bakış attığında Roseanne de ona bakıyordu. Jungkook'un gülüşünü gördüğünde hafifçe saçlarını çekiştirdi uyarırcasına. "Ne oldu kızım? Ne istiyorsun? Durmalı mıyım?"
Çenesini iki göğsünün arasına yaslayarak Roseanne'e bakıp sanki gerçekten soru soruyormuş gibi konuştuğunda kız tek kaşını havaya kaldırdı ve hafifçe gülümsedi. "Durabilecek misin? Hiç sanmıyorum." Jungkook çenesini oynattı ardından tekrar kendini sabitledi. "Bir lafına bakar. Durabilirim." Roseanne gülümsemesini büyüttü.