TEASE - AsLaz

Vuslat -Part i

Başlamadan önce uyarmak istiyorum, henüz ilk kısımdayız ve biraz (bayağı) grafik bir anlatım kullandım.
...

Asi Alaz öylece dururken tokatı geçirdi Alaz'ın sol yanağına, Alaz'ın kafası biraz savruldu ve kendi elini yanağına götürerek ne kadar saçma konuşup sıçtığını kavradı 3 saniyede.

Alaz kafasını geri Asi'ye çevirince onun gözlerinde beklemediği karışık duygular gördü. Kızgınlık da vardı ama kızgın görünmüyordu, hayal kırıklığı da vardı ama tam olarak öyle de görünmüyordu. İkisinin karışımıydı.

Asi ağlamamak için dudaklarını ilk birbirine bastırıp kendini iyi hissedince konuştu. "Bana bunu nasıl söyleyebilirsin ya, aklım almıyor! Biz iki yabancı mıyız sanki senin-" derken yine lafı ağzına tıkıldı çünkü Alaz onu yanaklarından tutup kendine çekip öpmeye başlamıştı.

Denizdeki gibi bir öpüşmeydi bu, az önce koltuktaki gibiydi. Saf arzu barındırıyordu.

Asi kendini geri çekmeye çalıştı ama Alaz öyle bir çekiyordu ki kendine, başarılı olamadı. Ama karşılık da vermediği için bir süre sonra Alaz bıraktı Asi'yi. Asi Alaz onu bırakınca yokluğundan rahatsız olup geri öptü onu.

Alaz öpüşleri arasında hızlıca "özür dilerim" demişti, Asi için şu an bu kadarı yeterliydi, kendi işlerine dönmeleri için.

Alaz arkasındaki masanın üstündeki ayna parçalarını hışımla aşağı doğru ittirdi. Boşalan yüzeye de Asi'yi kucağına alıp döndürdükten sonra oturttu sertçe. Öpüşmeyi bir süre kesmediler. Asi ellerini Alaz'ın tişörtünün uçlarına getirip onu çıkarttı. Alaz kafasını bu sefer boynuna gömdü. Aynı rüyasındaki gibi benleri üzerinde ilerliyordu öpücükleri.

Göğüs uçları yine kabarıp sertleşmişti. Alaz hırkasının düğmeleriyle tek tek uğraşmaya üşendiği için iki tarafından tutup çekti ve düğmeler kopup yerdeki ayna parçalarına karıştılar. Asi hırkayı üzerinden hızlıca komple çıkarırken Alaz iç çamaşırı giymemesine bir yorum yapmamıştı, en azından dışından.

Alaz göğüslerine geçtiğinde Asi yalnızca inliyordu. Alaz bir göğsünü dili altında ederken bir diğerini eliyle eziyordu ve Asi kafasını kendine daha da bastırmak dışında bir şey yapamıyordu. Alaz diğer göğsüne geçtiğinde saatlerdir peşinde koştuğu şey yaşandı.

Zirveye ulaştı ve masanın üstünde kasılarak boşalmaya başladı. Alaz'ın kafasını kendine sanki mümkünmüş gibi daha da bastırıp kafasını iyice geriye atıp çığlık denilebilecek bir ses çıkarttı.

Alaz Asi'nin vücudunu çok iyi tanıdığı için daha kasılması başlar başlamaz anlamıştı ne olduğunu ama istifini bozmadı, sağ göğsüyle oynamaya devam etti.

Asi'nin sarsılmaları yavaş yavaş bitince kafasını bastıran ellerindeki baskı da azaldı ve kafasını dikleştirdi yeniden. O kadar huzurlu hissediyordu ki Asi o an, yüzüne nur inmiş gibiydi sanki. Ama tabii terden parlıyor da olabilirdi. Ya da basitçe post-orgasm glow up'ı yaşamıştı.

Alaz göğsünden aşağı göbeğine doğru inerken Asi tekrardan azmaya başlamıştı bile. Elini masaya vurdu kontrolsüzce ama parmağının ucuna masada kalmış küçük bir parça kırık battı, Asi yine inledi ama zevkten değildi bu. Alaz Asi'nin vurduğu eline baktı hemen.

Göz hizasına yaklaştırıp batan küçük parçayı dikkatlice çıkardı. Parçayı çıkarınca çok az kanamıştı parmağı. Çok değil bir iki damla kandı ama Alaz Asi'nin parmağını ağzına götürüp kanı emdi. Asi aslında etkilenmezdi ama Alaz bunu tam gözünün içine bakarak yapmıştı ve hâlâ göğüs uçlarında dilinin esintisini hissediyordu, etkilenmememesi imkansız gibi bir şeydi.