0.0

199 10 10
                                    


Bölüm Şarkısı: 夜が明ける
ギヴン ( Şafak Gecesi)

______________________________________

/Ichaki Araki/

⭐️

Maki Hanım, bana kurs okulunu gezdiriyordu. Biraz sıkılmıştım yalan yok. Sıra müsabakaların olduğu salona gelmiştik.

Aslında gittiğim başka kurs okulu vardı ama orası kapanınca babam beni buraya yazdırdı. Judo'da baya ilerlemiştim.

1 Altın, 2 Gümüş madalya almıştım. Ülke dereceleğim bile vardı. Bir ara bırakmak zorunda kalmıştım ama o da ayağımın kırılması yüzündendi.

"Burada da müsabakalar olur. Bugün müsabaka yok. Haftada üç gün olur. Pazartesi, Perşembe ve Cumartesi günleri olur. Altı ayda bir kuşak sınavı olur." Dedi.

Ona döndüm ve, "Ben zaten bu kuralları biliyorum. Anlatmanıza gerek yok ama yinede teşekkür ederim." Dedim karşımdaki kadının gözlerine bakarak.

Kadın bana kafa salladı ve önüne döndü. Şimdi bir müsabaka vardı. İkiside kahverengi kuşaktalardı. Birinin saçı diğerine göre daha kısaydı. Çocuğa daha dikkatli bakınca karşısındaki gibi tedirgin değildi.

Gözlerinin rengi Kırmızı idi. Gözlerinin rengi çok güzeldi. Hayatımda ilk defa kırmızı gözlü biri görüyordum. Onun yüzüne yakışmıştı.

"Kırmızı gözlü benim oğlum. Bu sporda başarılı. Kendi çocuğum diye değil." Dedi Maki Hanım, onun sesi ile gözlerimi çocuktan çektim.

Maki Hanım'a döndüm. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Öyle mi? Umarım onunla bir gün burda karşılaşırız." Dedim.

Maki Hanım gülerek geri müsabakaya bakmaya başladı. Bu biraz küçümseyici gülümseme idi eğer yanlış gözlemlemediysem. Bu kadın beni küçük mü görüyordu? Ne hakla. Kadına bir şey demeden baktım.

Kadın ona baktığımı hissedince bana döndü. Kahverengi gözleri, buz mavisi gözlerimle buluştu. Gülümsedi ve, "Tamam, tamam bakma öyle." Dedi.

Ona gözlerimi devirip geri müsabakaya döndüm. Uzun saçlı çocuk yerdeydi. Hakem olan Hoca düdüğünü çaldı ve Kırmızı gözlü çocuğun elini tutarak havaya kaldırdı. Çocuk yüzünde şımarık gülümsemesi ile etrafına baktı.

Gözleri bizim olduğumuz tarafa değdi. Benimle göz göze geldi. Gözlerinde şaşkınlık vardı. İlk defa gördüğü birine bende böyle bakardım.

Çocuk beni baştan aşağıya sürmeye başladı. Bak sen havalı şey seni. Doğru anası ne ki, oğlu o olsun. Ama oğlu annesine göre biraz sönüktü. Maki Hanım, yani nasıl desem biraz gövdesi vardı. Yani yapılı bir kadındı.

Çocuk arkadaşların tebriklerinden sonra bizim yanımıza doğru adımlar atmaya başladı. Her yaklaştığında daha da yüzünü net görüyordum. Siyah kısa saçları, Kırmızı gözleri ile yakışıklı bir beyefendiydi.

Yanımıza yaklaştı ilk bana baktı sonra gözlerini annesine çevirdi. Gülümsedi ve, "Bu arkadaş kim anne." Dedi.

"Okulumuza yeni katılan arkadaşımız Araki, Araki Ichaki." Dedi eli ile beni göstererek. Bana doğru dönüp kafasını salladı. Bende başımı salladım.

Elini uzattı ve, "Furuya, Ouzou Furuya. Hoşgeldin okula umarım dayanıklısındır." Dedi sesinde kibir vardı. En nefret ettiğim duyguydu. Gözlerine bakıp gülümsedim. Gözleri saniyelik dudaklarımın yanında oluşan çukurlara kaydı.

Uzattığı eli tutarak. "Hoşbuldum Furuya, annen tanıttı ama ben tekrar kendimi tanıtıyım. Araki, Ichaki Araki." Dedim ve dudaklarımı yalayıp devam ettim. "Dayanıklıyım bunu sana şuradaki sahada gösteririm." Dedim ona meydan okuyarak.

Meydan okumama güldü. Serseri. Başını salladı ve elimi bırakmadan. "O zaman sözümü aldım." Dedi. Gülümsememi bozmadan başımı salladım.

Elini çekip annesine başını çevirdi. "Ben şimdi gidiyim de hazırlanayım daha akşam işlerim var." Dedi ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı.

Sözünü asla unutma Furuya, çünkü ben asla unutmayacam ve seni o sahada yere çarpıcam. Şımarık, serseri.
______________________________________

NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin