15

151 15 26
                                    

.

"aşırı gerginim dokunmayın bana"

"hyunjin yine modunda"

bacağıma konulan el ile başımı kaldırıp taehyung'la göz göze geldim. "bacakların titriyor" yanıma oturduğunda terlemiş ellerimi üstüme sürttüm. kulüp de yaşadığımız o günün üzerinden 8 gün geçmişti. sevgili değil flört gibiydik. mesela bu hafta 4 kere öpüşmüştük. pratik yaparken dikkatli olmam için kırk taklı atıyordu.

şimdiyse kuliste bizim grubun sırasını bekliyorduk. herkes heyecanlıydı ama farklı sebeplerden. ryujin para kazanacağı için, minho yapamayacağını düşündüğü için ve başkaları. 15 dakika sonra sahneye çıkmamız gerekiyordu. herkes çok güzel hazırlanmıştı ama nedense korku vardı.

"kendinize gelir misiniz artık?" yoonginin konuşmasıyla hepimizin bakışı ona yöneldi. çok rahatdı sanki sahne adamıymış gibi. doğruyu söylemek gerekirse onu kıskanıyordum böylesine sakin kalabilmesi güzeldi. "başaracağınıza inanmıyorsanız bu işe girişmezdiniz. 10 dakika sonra sahnede kusursuz performans sergilemiz gerektiği için sevinmeniz yerine oturmuş somurtuyorsunuz. şu dangalağa bak dün saçını pembeye boyadı sahnede güzel gözükeyim diye, şimdi sahneden kaçıyor. taehyung sen bu grubun başkanısın ama ben akıl veriyorum. çenem ağrıdı çeneniz kopsun" 1 dakika. bu kadar şeyi hepsini 1 dakikada söyleyip lavaboya girdiğinde ağzım açık kalmıştı.

"haklı gibi" lisa başını sallayarak ayağa kalktı. onun aksine jimin "bana dangalak mı dedi?" diye cıyakladı.

"öylesin zaten" yoongi lavobodan çıkıp ellerini cebine soktu. "kalkın son 4 dakika"

Taehyung'un elimi tutmasıyla bende ayağa kalktım. aynadan yansımamızı gördüğümde yüzümde hafif gülümseme oluştu. aramızdaki küçük boy farkı onun siyah benim kırmızı elbisem o kadar uyumluydu ki ister istemez güzel hissettiriyordu.

kulise giren görevli sahmeyr çıkmamızı söylediğinde başta taehyung ve ben olmakla sahne arkasına geçtik. tüm ışıklar kapalı olduğundan ilk önce muzik grubu yerlerini aldıktan sonra taehyung tam ortadaki deri koltuğa oturduğunda ellerimi ensesinden sürükleyerek göğsüne kadar indirip aralık bacaklarına ona sırtımı dönecek şekilde oturdum.

herşey bundan sonra başlıyordu.

-

bitmişti. düşündüğümden kat kat daha iyisini becermiştik.
becermek derken taehyung'a sürtünme işini zıplamaya çevirdiğimde taehyung zor durumda olsa bile mükemmel performans sergilemişti ve diğerleride öyle.

"kutlama yapıyoruz o zaman" namjoon'un neşeli sesi kulise dolduğunda winter "duş aldıktan sonra yapsak iyi olur. bu halde bir yere gidemeyiz" dedi. gerçektende gidemezdik.

taehyung kolumdan tutup beni dışarı sürüklediğinde "gideceğiniz konumu gruba gönderirsiniz" dedi ve dışarı çıktı.

arabanın yolcu koltuğunun kapısını açarak bana yol verdiğinde gülümseyerek yerime oturdum. kendiside saniyeler içinde şöför koltuğuna geçtiğinde zaman kaybetmeden arabayı çalıştırdı.

"bana geçelim. duş aldıktan sonra kendi kıyafetlerimden veririm. birlikte gideriz sonra olur mu?" diye sordu. "olur" dedim sadece. yol boyunca konuşmadık. elini bacağıma koyunca bende elimi onun elinin üzerine koyarak okşadım.

"bugün " dedi sonra devam etti "bugün çok güzeldin. kimsenin görmesini istemeyeceğim, sadece bana ait olmanı isteyeceğim kadar güzeldin" diye devam etti. güzel hissettiriyordu. her anlamda çok güzel hissettiriyordu.

"ben zaten sana aitim" dedim kırmızı ışık yandığında. sonra hiç düşünmedim uzanıp dudaklarına kapandım.

.

aylar aylar sora TEZE BOLUM.
balaca da olsa yazdım

gémir pour moiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin