"Anlamıyorsun hyung, Bora tehlikede olabilir. Chungha'ya gönderdiği mesaj ve ona ulaşamıyor olmam da bunun kanıtı zaten. Bora asla haber vermeden ortadan kaybolmazdı, en başından şüphelenmem gerekirdi." Derin bir nefes alıp karşıdaki hattan gelecek sözleri beklemeye başladım.
Chungha'nın telefonundaki mesajı görür görmez arabaya atlayıp Amir Choi'yi aramıştım ve birkaç dakikadır onu Bora'nın tehlikede olabileceğine inandırmaya çalışıyordum. Ne bana inanıyor ne de merkeze gitmemi istiyordu. Ben ise bu konu hakkında bir soruşturma açmaya kararlıydım.
"Bak Namjoon, Bora hakkında endişeli olmanı anlıyorum ama tehlikede olsa neden izin istemiş olsun ki? Belki de sahte bir mesajdır, biliyorsun, son zamanlarda bilgisayar korsanları çok arttı."
"Hyung, saçmalama. Bu kadar basit bir şey değil bu, eminim. Neden bunun üzerine düşünmek istemiyorsun ki, seni bu ihtimalden bu kadar uzaklaştıran şey ne?" Artık sakin kalmaya çalışmıyordum bile, sesim arabadan takip hızla üzerinde gittiğim yola doluyordu ve ben Minho hyung'un neden böyle yaptığını anlamaya çalışarak kafamı patlatıyordum.
"Ben," dedi ve sessizce bekledi bir süre. "bilmiyorum. Sadece onun tehlikede olduğunu düşünmek istemiyorum." Hattın karşı ucundan derin bir iç çekiş sesi geldi, bu sırada bir kapı sesi ve birkaç konuşma duydum ancak tam olarak anlayamıyordum.
"O kimdi?" diye sordum konuşma bitip de konuşan kişi odadan çıktığında. Bir süre cevap gelmedi ve ben sakin kalmaya çalışarak bekledim. "Memur Seo'ydu." dedi sessizliğini bozarak birkaç saniye sonra.
"Sojin mi?"
"Evet. Ondan Bora hakkında bulabileceği bilgi var mı diye bakmasını istemiştim, birkaç şey bulduğunu söyledi." Duyduğum şeylerle heyecanlanarak sordum. "Neye ulaşmış?"
"Bora en son Lee Street kameralarına yakalanmış, ondan sonra görüldüğü tek yer ise Manju'ya giden bir uçağı beklediği havaalanı. Soojin onun uçak için beklediği ve uçağa bindiği görüntüleri bulduğunu söyledi."
"Manju'da indiği görüntüler var mı?"
"Uçağa henüz iki saat önce binmiş, bu yüzden hayır ancak Soojin'e beklemede olmasını söyledim. Uçak indiği anda kontrol edecek."
"Tamam, kapatıyorum. Yoldayım." dedim elim kapatma tuşuna giderken. Aramayı sonlandırdığımda derin bir nefes alıp yola odaklanmaya çalıştım ancak o sırada çalan telefonum bunu engellemişti. Arayan kişiye bakıp hızla aramayı kabul ettim.
"Chungha, lütfen önemli bir şey olduğunu söyle çünkü şu an gerçekten iyi bir durumda değilim, biliyorsun."
"Biliyorum, biliyorum ama bu gerçekten önemli. Sen gittikten sonra Yoongi aradı, sesi çok kötü geliyordu." İç çekip sorunun gerçekten kayda değer bir şey olmasını diledim, bir üniversite veledinin psikolojik sorunları ile ilgili bir şey duymak istemiyordum şu an.
"Bir ceset görmüş."
"Ne?" Kaşlarım duyduğum şeyle çatılırken arabayı hızla kenara çekmiştim. "Tam olarak nerede ve ne zaman?"
"Senin yanından ayrıldıktan sonra bir arkadaşının evine gitmiş ve onun evinin birazcık gerisinde yerde yatan bir beden varmış. Başta anlamasa da sokak lambasının ışığında vücudundaki kanı görmüş ve hızla arkadaşının yanına gitmiş. Sonra da beni aramış."
"Chungha, yer neresi?"
"Lee Street."
Benimle dalga falan mı geçiliyordu yoksa ben delirmeye mi başlamıştım?
"Emin misin?"
"Evet, Lee Street'te olduğunu söylediğine eminim. Halledebilecek misin? Sence çok büyük bir sorun olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Searching For Yin | namgi
FanfictionBir hayatın mahvolması ne kadar sürer Felix? Ophelia.