10 bölüm : aile

89 12 8
                                    

Yazardan
İnsan oğlu üstünlüğü hep kendin de gören varlıklardır üstünlüğün ölüm ve kalımın arasındaki o varlığı yaşamı üstün görmüştür ve hep yanılmış ve bir çok kez kayıp etmişlerdir.

Üstünlük her zaman karderdedir bir çok kanıtı vardır bunlardan birisi de yeni doğmuş küçük bir bebeğin doğduğu gün küçük bir kızın azreil'e mücadelededir , ikisinin de farklı noktaları var olduğu bir çok noktaları var

Aynı oldukları tek bir nokta var o da yaşamak için  gösterdikleri mücadele , savaş  artık nasıl adlandırırsanız

Birde aynı gün ruhunda kıyametin acısını taşıyan  insanlar sahi bir insan ruhunda kıyametin acısını nasıl hiseder ? Madem bu çok büyük bir acı bunu kıyamet acısı olarak nasıl adlandırabiliyorlar ? Peki ya Bu acı hissedildiği zaman kıyametin koptu zaman değilmidir ?

Hepinizin aklındaki tek  cevap'ı ben dilendireyim hayır size göre hayır çok büyük bir acı çrkmeyen insanlar için hayır kaybetme korkusunu tatmayanlar için hayır ama var bu acı avlatlarını kaybetmiş anne ve babalar , zorla evlendirilen , aşkını kaybedenler ve bir yaşamın son bulduğunu gören insanların haykırışları

Siz sanıyorsunuz ki bağırmıyorlar  aksine sesleri dünyayı inletecek cinseyken duymayanlar sizlersiniz sağır olan bizleriz , bazen insanlar hareketleriyle , gözleriyle , sesizliğiyle dikkatimizi çekmeyen her bir eylemde feryad ederler sadece biz gözümüzü ve kulağımızı kapatık

Aze kaç yaşamın sonlandığını gördü bilmiyor bir noktadan sonra saymayı bıraktı  tıpkı kaç can aldığını bir nokta da saymayı bıraktığı gibi ona göre hiç bir savaş korunmasız ve masum çocukları , kızları kadınları karıştırılmamalıydı en azından o böyle düşünüyor buna göre hareket ediyordu çünkü alınan her bir can onun ruhunda kıyamet acısını yaşatıyordu tıpkı şimdi de olduğu gibi

Aze arka koltukta oturmuş kızın başını dizlerine koymuş kafasına bezle tampon yapıyordu durmuyan kanla birlikte ağlamaklı bir sesle
'' agah ne kadar yolumuz kaldı ''
'' az kaldı biraz sabır edin ''    çok kanıyor agah kafası çok kanıyor tanpon fayda etmiyor '' ağlamaklı sesi agah'ın kalbine hançer gibi saplanıyordu acımasız olarak anlılan  dağ gibi duran kadın ağlamaklı bir  ifadeyle üstü başı kan içinde kalmış bir şekilde telaşlı sesle yardım istiyordu dayanamıyordu agah
'' az sabret güzelim 10dk yolumuz kaldı ''
'' yetişir dimi agah ölmez dimi ''
'' yetiştiririm ben ölmez Allah izniyle ''
'' ölmemeli çocuklar ölmemeli anneler ölür babalar ölür ama çocuklar ölmez onlar birer melek melekler ölmez ''

Aze kan çanağını andıran gözlerle bunu tekrar ediyordu aze'nin yüreğinde bir sızı vardı sanki küçük kızı o bu hale getirmiş gibi  utanç içersindeydi bir suçluluk duyuyordu aze eli kanlı bir katil olabilirdi , bir zalim olabilirdi ama asla  çocuklara dokunacak kadar kaybetmemişti kendini

Nihayet hastaneye varmışlardı küçük kızı acil ameliyata alınmıştı sanki çok faydası olabilecekmişcesine ölen bir ruhu  geri getirilemezdi sakın unutmayın ölen bir ruhu hiç bir insanın yardımıyla geri getiremezlerdi

İşte bu yüzden bu topraklardan nefred ediyordu aze bu topraklarda masum insanların kan kokuları vardı bu topraklar kanlı topraklar

Saatler geçti doktorlar girdi çıktı kimse açıklama yapmadı aze yeminler etti andlar içti bu kıza bunu yapan kimse onu erkekler pazarında satacaktı bu işte kimin parmağı varsa o parmağı koparacaktı bu cinayete kim uzaktan bir müdahalesi varsa sonu öl.ekten bile beter olacaktı

9 saat geçti doktorlar nihayet çıktı aze ayağa dikildi doktor aze'yi görüp umursamadı direk agah'a baktı o an anladı aze kiralık doktordu bu parayla mesleğini saatanlardandı aze ona dikat etmesi gerektini aklına kazıdı ve doktorla agah'ın konyşmalarını dinledi '' hastayı getirenler sizlermisiniz '' '' evet bizleriz '' '' kızın nesi oluyorsunuz ''
'' hiç bir şeyi değiliz ''

AZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin