Adamın salık gülüşü evin İçine dolmuştu
"Ah selam eski dostlar." Birasından bir yudum aldı ve sırıtmaya devam etti Arın silahı adama doğrultup:
"Rol yapma dök eteğindeki taşları ne derdin var bizimle ve Akın beyle." Gözlerimi devirdim
"Akın beyi siktir et sen ve diğerini cevapla." Adam birasından bir yudum aldı ve koltuğa oturdu
"Eskiden bende de vardı ondan." Dedi Arın'ın elindeki silahı göstererek Arın
"Başlatma lan silahını kimin köpeğisin?" Oğuz sırıttı:
"Doğru soru" eliyle arın'ı işaret ederek "Bu şerefsiz Akın'ın köpeği" Arın sırıttı:
"En azından götümü kurtarmayı biliyorum değil mi onuda yapamayanlar var." Dediğinde araya girdim:
"Konuşsana lan." Dedim sarhoş adama dönerek
"Benim eskiden bir köpeğim vardı yıl 2004-" dediğinde lafını böldüm ve
"Bi halt bildiği falan yok bunun daha kendi götünden haberi yok oyun mu çevirecek?" Evden çıkarken yaşlı herifin kahkahalarını duydum ne kadar komik yaşlı moruk.Arabada düşünürken aklıma gelen tek bir yer kalmıştı ama bunu bilemezdi bilemezdi değil mi? Bilebilirdi güçlü bir rakip düşmanının her zaafını bilirdi ve bu benim en büyük zaaflarımdandı.
Arın ve Oğuz oraya gelemezdi bir planım vardı. Arabayı sürdüm hiçbir şey sormadılar çünkü cevap vermeyeceğimi biliyorlardı. Arabadan indikten sonra hiçbir şey söylemedim ve kapıyı üzerlerine kilitledim. Orada kalmaları iyi olurdu çünkü bu benim yüzleşmem gereken bir yerdi.Arın ve Oğuz'un cama vurmalarını takmadan devam ettim eve girdiğim anda yanık kokusunu aldık derin bir nefes aldım
"7 yaşında burdaydın 26'ında yine burdasın."Trajikomik tam babanın istediği kız olmuşsun siyah ateş.
Derin bir nefes aldım ve ilerlemeye devam ettim İlerlerken gözüme annemi beklediğim oda takıldı odaya girdiğim anda Yukardan düşen kefenlenmiş cesetle çığlık attım cesedin üzerinde bir bez bebek kırmızı bir palto ve
"Yavru kuşum üşüdün mü?" Yazılı bir not vardı son hatırladığım o cesetti.22 yıl önce
İlahi bakış açısı
bu soğuk kış gününde eski otogardaydılar deli gibi kar yağıyordu annesi elinde bez bebeğiyle titreyen minik Lavin'e baktı
"Yavru kuşum üşüdün mü yoksa." Dedi minik kızına merhametle bakarken lavin başını salladığında annesi gülümsedi ve üzerindeki kırmızı paltoyu çıkarıp lavinyanın omuzlarına bir battaniye gibi sardı Lavin annesine tatlı tatlı gülümseyince annesi onu kucağına aldı
"Uyu bebeğim uyu seni bu iğrenç hayattan kurtaracağım seninle Ankarada yeni bir hayata başlayacağız."Buket Asarova o gün O evden kaçmıştı kızıyla mutlu bir hayat kuracaktı hikayesini baştan yazacaktı o adamla hiç tanışmamış gibi hiç bebeğini kaybetmemiş gibi hiç deli raporu çıkarılmamış gibi hiç işkence görmemiş hiç aldatılmamış hiç ihanete uğramamış hiç cinayet izlememiş gibi.
Otobüsü beklerken küçük kızına sımsıkı sarıldı ve saçlarını öptü ve fısıldayarak
"Annecim bu kadar kötü bir dünyada yaşamana izin vermeyeceğim." Kurtaramadın kızını Buket o bu dünyanın tam ortasında büyüdü ve nefret ettiğin babasına dönüştü artık onu kimse kurtaramaz Otobüse bindiğinde derin bir nefes verdi ve gülümsedi kızını alıp ayırdığı koltuğa oturdu ve kızını sımsıkı sararak yolu seyretmeye başladı yaklaşık yarım saat sonra otobüsün yolunu tam 4 siyah büyük araç kesince Buket korkudan titremeye başlamıştı Bir ümit görünemeyeceğini düşünerek eğildi yolcular paniklemeye başlamıştı Akın Asarova ve Adamlar içeri daldığında Buket babasının sesinden korkup titreyen kızını sarıp sarmaladı ve kulağına;
"Korkma yavru kuşum O sana bir şey yapamaz." Lavin titrek bir nefes bıraktığında Akın sakince gür sesiyle bağırdı;
"Arkadaşlar hiç panik yok araçta eşim var. Kendisinin psikolojik bir rahatsızlığı var ve tedaviden kaçmak için saklanıyor,tek isteğim eşimi kurtarmak lütfen bana yerini belirtin." Buketin yanındaki adam elini kaldırınca buket fısıltıyla;
"Nolur nolur yapma yalvarırım." Adam Buketi takmadan Akın'a seslendi;
Beyefendi yanımdaki hanımefendi olabilir mi?." dediğinde Akın başını o tarafa çevirdi ve buketi gördü gülümsemesi genişledi;
"Ah bebeğim beni ne kadar korkuttun bilemezsin." Lavinia'nın ağlayışı otobüste yankılanırken Akın Buketi bileğinden kendine çekti ve adamlarına
"Eşimi arabaya götürün." Diye seslendi Buket çığlıklar atıyordu;
"Bu adam manyak! Ben deli değilim." Buket titreyen sesiyle;
"Götürmeyin beni lütfen ben deli değilim neden dinlemiyorsunuz?" Bir yandanda Lavinya'ya fısıldıyordu
"Korkma yavru kuşum korkma." Lavinya'nın üzerindeki kırmızı palto ve bez bebek düşmüştü o kıyametin arasında
Akın adamlarına dönüp;
"Herkese vaktini çaldığımız için bir kaç yüz verin." Eliyle Buket'in yanındaki adam'ı işaret ederek;
"Bu beyefendiye iki katını verin lütfen." Buket kahkaha atarak otobüstekilere döndü;
"Bir kadın'ın ve çocuğun hayatını kaç yüze sattınız?
Sizin hiç kızınız yok mu lan? Cevap versenize neden susuyorsunuz?Asıl Deli sizsiniz tamam mı? O kadar delisiniz ki o adamın." Adamı tiksinerek söyleyip Akın'ı işaret etmişti;
"kirli parası için ruhunuzu bile satarsınız." Dediğinde Akın;
"Buketi götürür müsünüz? Çok özür dilerim eşim adına vaktinizi çaldık kusura bakmayın." Dedi ve Buketle beraber dışarı çıktı. Buket limuzin'e bebeğiyle oturduğunda önüne oturan Akın'a baktı tiksinerek Akın derin bir nefes aldı ve;
"Sende biliyorsun Sevgilim Oğlumuzu ben öldürmedim neden hala ben suçluymuşum gibi davranıyorsun?" Buket sinirle;
"Sen öldürdün Oğlumu eğer sen onu varis yapmasaydın Oğlum yaşayacaktı." Akın Lavinya'ya baktı;
"Bu Kız olucak varis. Gözlerinde babasının hırsı var onun o babasının kızı Buket ne dersen de." Buket elleriyle kızının kulaklarını kapatıyordu ancak Lavin duyuyordu.
"Asla buna izin vermeyeceğim benim kızım sevgi dolu bir kız o mutlu olacak bizim kaderimizi yaşamayacak buna asla izin vermeyeceğim." Lavin tamda babasının tanımladığı kız olmuştu Akın güldü ve Buket'e baktı
"İlaçlar yüzünden oluyor herhalde bu hayalperestlik bebeğim korkma iyileşeceksin." Buket sinirle;
"Deli olan sensin Akın o ilaçları içmesi gereken sensin." Akın gülerek;
"Ama ne yazık ki içmiyorum."Günümüz
Oğuz Araf'tanŞarapçının çığlığını duyunca Artık dayanamayacağımı anladım ve sert bir tekme ile arabanın camını kırdım Arın şerefsizi arkadan;
"Napıyorsun olum Lavinya gelmeyin dedi ya." Sinirle;
"O zaman sen otur süs köpeği gibi bekle olur mu. Kıçına da pembe tüy takarız uslu uslu gezersin." Dediğimde Arın'ın ettiği küfürleri duymazdan geldim ve Yanmış eve doğru ilerledim ev mahvolmuş durumdaydı ve ben dümdüz ilerliyordum evin salonu korkunç durumdaydı Lavinya'nın mutfaktaki sesi yankılanıyordu o tarafa doğru koştuğumda yerdeki kefenlenmiş cesedi paltoyu bez bebeği ve notu gördüm lavinya titreyen sesiyle;
"Korkma yavru kuşum." Diyordu eğilip yerde oturan Lavinya'nın sesini duyunca eğildim ve;
"Korkma Lavin tamam geçti."dedim
"K-korkma korkma yavru kuşum annen burada." Diyerek ağlarken Arın içeri girdi ben Lavinya'nın saçlarını okşarken Lavin sertçe beni yere itti;
"D-deli D-elisin sen Akın! Delisin o-o ilaçları sen sen içmelisin." Dedi titreyen sesiyle ağlayarak beni? Beni babası mı sanmıştı? Hayır olamazdı bu imkansızdı hayır ben babası değilim ben ben onun babası değilim Afallamış bir şekilde saçlarını tekrar okşadım ve;
"Lavin benim Oğuz gerçekten." Lavinya titreyerek güçsüz sesiyle;
"S-s-en öldürdün o-nu sen-" Arın kırmızı paltoyu aldı ve eğilip Lavine sımsıkı sardı;
"Geçti lavinya geçti güzel kız." Ne? Lavin kendini onu tutan Arın'a bırakmıştı Arın lavin'i kucaklayıp ayağa kalktığında şaşkınlıkla onlara bakıyordum ne oluyordu Lavin o neden beni babasına benzetmişti ben babası değildim. Gerçekten babası değildim ama neden. Afallamış şekilde ona baktığımı gören Arın;
"Al şu cesedi gel Oğuz bakma boş boş." Dediğinde Lavin'imin ona sımsıkı sarıldığını gördüm Bana hiç sarılmamıştı beni itmişti Şaşkın gözlerle cesedi ve eski bebeği aldım ve arabaya doğru ilerledim. Cesedi bagaja bıraktım ve öne oturdum Lavinya hala Kendini tutan Arına sarılıyordu Arın onu sımsıkı tutup saçlarını öpüyordu o ise mırıldanıyordu Ben saçlarına dokunurken beni itmişti