Kartını okutup beklemeye geçtiğinde kahvesini hazırlamaya başladım. O elleri belinde ayağını yere vurarak beklerken kahvesini ne kadar gıcık olsam da özenle hazırlamıştım.
Kahve bardağının üzerine Teyung yazıp verdiğimde ismini henüz görmemişti bu yüzden gülümsedim.
"Umarım güzel olmuştur." Dedi ve kafeyi hızlıca giderek terk etti.
Cevap beklemeden hareket etmesi beni iyice gıcık etmişti. Çok yakışıklı olması egosunu artırmış olmalıydı...
***
Akşam kafeyi çok yoğun bir günün ardından kapatmış ve bara geçmek için kıyafetlerimi değiştirmiştim.
İş kıyafetlerimi kafenin giyim odasında bırakıp her yeri kontrol edip kilitledikten sonra motoruma atlamış ve çokta uzak olmayan bara doğru yola koyulmuştum. Gecenin bu saatleri genelde işten çıkanların 'içme partileri' yüzünden oldukça yoğun geçerdi.
Daha önce çalıştığım barda yemek hizmeti olmadığından çok kişi gelmediğini duymuştum ancak artık teras katında barbekü hizmeti de vereceğinden oldukça yoğun geçeceğini biliyordum. Kendi izin günlerimde de genelde yalnız başıma oturur barbekü ve bira gecesi yapıp yatar dinlenirdim. Arkadaş çevremin çok olmamasından kaynaklı izin günlerim yoğun değil aksine sakin geçiyor. Yoongi ve Jimin'de işinde gücünde olduğu için buluşmalarımız belki ayda iki veya üç kez oluyor.
Sonunda iş yerime vardığımdan motoru otoparka bırakıp yaya olarak devam ettim. Bardan içeri girdiğimde Namjoon hyung beni gülümseyerek karşıladığından ben de aynı şekilde karşılık verip tekrar üzerimi değiştirmek için barın giyim odasına girmiş ve kıyafetlerimi değiştirip saçlarıma şekil verdim ve parfümümü sıktım. Barda nasıl göründüğümüz önemliydi. Namjoon hyunga göre biz böyle müşteri çekiyorduk yani görünüşümüz ile.
Giyim odasından çıkıp bar tezgahına girdiğimde Sun diye lakap taktığım iş arkadaşım yerini bana bırakmış ve mesaisi dolduğundan bardan ayrılmadan önce bana sarılmış ve ayrılmıştı. Bu gece barda yalnız olacağımı söylemişti Namjoon hyung. Ancak ihtiyaç halinde bana kendisi yardım edebilir veya birini çağırabilirdi.
Namjoon hyung barbekülerin olduğu teras katı ile ilgilenirken ben de neredeyse her gün gördüğüm müşterilerime içkilerini ve kokteyllerini hazırlıyordum. Hatırladığım kadarıyla bugün perşembeyi, cumaya bağlayan gece olduğundan özel müşterilerimden birisi olan Da Reum hyung gelecekti. Ona hazırlayacağım kokteyli iki gün öncesinden çalıştığım için şu an panik yapmamı gerektirecek bir durum yoktu. Kokteylin malzemeleri buzlukta olduğundan zaten hazır haldeydiler. Özel müşterilerime her zaman en özenli şekilde hazırlamalıydım. Bu onlar özel müşteri olduğu için değil ancak çoğu korkulacak veya saygın insanlar olduğundandı. Onlara bir yanlışım bütün kariyerimin mahvolmasına yeterde artardı bile.
Bar tezgahına arkam dönük malzeme çıkarırken kulağıma dönen tanıdık ses ile döndüm. Sabahki müşteri Taehyung gelmişti. Şaşırdığımdan kaşlarımı çatmış ancak çaktırmamıştım. Yaşımı öğrenmesi benim için büyük bir sıkıntı yaşatırdı çünkü yaşım barda çalışmak için henüz yeterli değildi.
''İki tekila shot''
Kafasını telefonundan kaldırdığında göz göze gelmiş bulunduk ve bu onun gülümsemesine yol açtı.
''Neyseki burada isim yazmıyorsunuz'' imasını anlayarak kafamı eğmiştim. Dediğim gibi burada hata yapamazdım. Gereksiz gülemez, eğlenemez, şaka yapamazdım.
''Haklısınız Bay Kim. Hemen tekilalarınızı hazırlıyorum. Tuzu bardağın ağzında mı yoksa tabakta mı istersiniz?''
''Tabağa koy''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
coptender - taekook
FanfictionGeceleri bartender, gündüzleri barista olarak çalışan Jeongguk hep bir müşterinin ismini kasten yanlış yazıyordu. Tabii ki onun polis memuru Kim Taehyung olduğunu bilmiyordu. "Doğru yazmana yardımcı olmamı ister misin?" *+18 içerikli fictir.