Multimediada aptal sarışın eylül var.
Sabah telefonumun zil sesi ile kalktım. Yataktan doğrulup aramaya baktım. Ege ??. Sabahın köründe güneş daha yeni doğmuş. Uykusuz salak halimle "alo?" Dedim. "Sese bak aptal sarışınım uyandırdıysam yaşasın kötülük". Dedi. Kahkaha sesi geldi. "Bay ukala sabahın köründe arama sebebin ne ?". Dedim. Saçımı kaşıyarak. "Bora" dedi. "Ne olmuş" dedim. "Hastaneden" dedi. "Şifreli şifreli konuşmada söle şunu adam gibi" dedim. "Tamam tamam hastaneden çıkmıcakmış hani bugün çıkıcaktıya bora, boranın beyninde tümör çıkmış" dedi. "Ne şaka falan mı ciddimisin ege ben hazırlanıp geliyorum hemen buraya gel"dedim. "Ben zaten aşağıdayım aptal sarışın". Dedi. "Kapıyı aç çok sıkıldım aşağıda oturcam" dedi. "Oha ege saat kaç annemler gitti mi acaba?" Dedim. "Gitti"dedi. "Ukalalık yapma nerden biliyosun". Dedim. "Sabahtan beri bekliyorum" dedi. "Oy aşkıma bak yerim" dedim. "Omg aşkım dedi AŞKIM,AŞKIM,AŞKIM. DEDİ. Ne zamandır demiyodun hatta kaç aydır iyi geldi"dedi. "Ukala" dedim. "Aşkım" dedi. "Aşkınım" dedim. "Aşkımsın" dedi. "Lan çok romantiksin" dedim. "Biliyorum" dedi. "Tamam bil" dedim. "Kapıyı açmayı unuttun" dedi. Ay mal salak kafam. "Of aşkım üzgünüm geliyorum". Dedim.
Aşağıya indim. Kapıyı açtım. Mıckey mousenin şortlu pijaması üstümdeydi. Ve utanmıştım. Gülümsedi. "Utanma" dedi. "Utanmıyorum" dedim. "Utanamazsın aptal sarışınım" dedi. Boynuna atlayıp. Boynundan öptüm.
"Hazırlanmaya çıkıyorum ben hemen gelicem sonra hastaneye boranın yanına". Dedim. Ve yukarı çıktım. Hemen dar paçamı altıma çektim. Pantolonun uçlarını kıvırdım. Yarım bluz giydim. Altıma vanslarımı geçirdim. Aşağıya indim. Yatağım ve etraf dağınık powerdı. Ama geldiğimde toplardım annemlerin zaten yüzünü göremiyorum. Saat gece 11de geliyolar bazen 12-1 de oluyor.
Egenin yanına indim. Oturuyordu. Daha doğrusu telefonu ile uğraşıyordu. "Hazırım hadi" dedim. Baktı beni süzdü. "Bugün şort giymemişsin o şortları kendim giyerim sana giydirmem yarın o şortları almaya gelicem hazır et" dedi. "Şakamı bu" dedim."şaka ama cidden giymiyceksin". Dedi. "Bakarlar katil olurum". Dedi. "Güzele bakmak sevaptır". Dedim. Gözlerini açıp "sadece ben bakabilirim" dedi. "Bu güzellik benim" dedi. Sarılarak. "Nasılda güzel sarılıyorsun". Dedim. Gülümsedi. "Gülümseme kimseye bu gülüş benim benim olanı asla paylaşmam". Dedim. "Tamam orası sana ait" dedi. "Hadi artık gidelim" dedim. "Tamam hadi " dedi. İlerlemeye başladık telefonumu cüzdanımı aldım ve evden çıktık.
****(hastane)
Hızla boranın odasının olduğu kata ilerledik. Hemen gittik. Boranın annesi hale teyze beni görünce sevindi. "Kızım bora" dedi. "Senin adını sayıklıyo". Ağlıordu hıçkıra hıçkıra söledi. "İçeri giricem hemşire! Hemşire yok mu?" Dedim. Odadan çıktı. "İçeriye gircem ben" dedim. "Eylül hanım sizmisiniz" dedi. "Adımı nerden biliorsunuz" dedim. "Hasta adınızı sayıklıyo içeri girin kendini daha iyi hissedecek şuan rüya görüo rüya ile iletişim kurmanız çok önemli bitkisel hayata girme olasılığı çok yüksek" dedi. "Ne diyosunuz yha bora dayanır güçlüdür o" dedim. "Lütfen içeri girin" dedi. Dışarıda beklicek halim yoktu zaten. "Tamam" dedim. Ağlıyordum lanet olsun beni 1 yıl önce bi sürtük için bırakan birisi için ağlıyordum. Nie ağlıyorum nie.
****
"Bora ?" Dedim. Ağlamam daha kuvvetlendi. "Bora?" Dedim. "Kalksana hadi daha seninle el kızartmaca oynıyacağız" dedim. Yanına gittim. Göğsüne kafamı koydum. Ağladım hıçkıra hıçkıra. Uyumuştum.
"Bora kaçsana ordan nie kaçmıyosun geliyolar bora canın yanar bora kaç ordan öldürecekler seni"
"Eylül sen git ben zaten bi ölüyüm. Senin daha ege ile hayatın var çocukların var geleceğin var kaç burdan"
"Hayır sensiz bi yere gitmem." Yanına koştum bir sürü silahlı adamlar bora ve ikimize düşmanlardı. Kaçıyorduk. İlerde bi klube vardı. Eve benziyordu. Boranın yanına gittim. "Yavrum git burdan" dedi. "Hayır ordaki klubeye gidelim". Dedim klubeye baktı. "1-2-3 diyince koş tamam mı?" Dedi "tamam" dedim. "1-2 ve 3 koşş!" Dedi elimden tuttu koşmaya başladık. Klubeye az kalmıştık oraya gittik hemen içeri girdik. "Yavrum iyimisin?" Dedi bana sarılarak. "İyiyim senin bişeyin yok demi" dedim. "Sen yanımdasın ben daha iyiyim". Dedi. Klubenin kapısını araladı. Kimse yoktu. Tüm adamlar gitmişti. Dışarı çıktık. Elimi sımsıkı tutuyordu. "Ordaki bembeyaz kapıyı gördün mü? " dedi. "Evet" dedim. " sen onun ardına aitsin bense bu kara dünyaya şimdi git" dedi. "Sensiz hayır" dedim. Elinden tuttum. Koşturdum. Zorla gidiyordu. Çekiştiriyordum. Kapının önüne geldik. Boranın elini daha sıkı tutarak kapıdan içeriye girdik."Bora ?!!" Dedim. Allahım bora bora gözlerini açmıştı. Bana bakıyordu. Gülümsüyordu. Elini oynattı elini tuttum. "Hemşire doktor!" Diye son gücümle bağırdım ilk hemşire ardından doktor girdi. "Dışarı çıkın" dedi hemşire "tamam" dedim doğruldum. Rüyam çok garipti sanki rüyayla hareket etmişti. Boranın uyanması.
Dışarı çıktım. Egenin yanına gidip sarıldım. "Uyandı!" Dedim. Annesi sevinçten ağlıyordu. Doktor çıktı. "Eylül hanım" dedi. Öne atılarak "benim" dedim. "Bora sizin sayenizde uyandı". Dedi. "O gördüğünüz halisinasyonun aynısını borada gördü beyaz kapı iyileşme kapısıydı. Sizde onu o kapıya ittiniz sizin sayenizde". Dedi. "Boraya ne olacak" dedim. "Ameyatla beynindeki tümörü alacağız kolunuda alçıya sonra yine eskisi gibi olacak" dedi. Sevindim. Sıkıca sarıldm egeye ege borayı sevmesede sevinmişti. İşte ben bu ukala yı seviyorum.