Hayat çok garip değil mi? dün daha yanımızda olan insanlar simdi toprak oldu.dayanılcak gibi değilki bok gibi bi durum. ama yanımda olan beni bırakmayan birisi Ege vardı. güvenimi kırdı ama hala yanımda. neyse öyle böylke derken annem ve babamın cenazesi vardı bugün benb gitmiycektim herkes gittikten sonra gidicektim ama bilmiyorum.
kapı sesi geldi ben odamda duvar kenarında cenin pozisyonu almış ağlıyordum kapıyı açmak istemiyordum karanlık cennetimden kalkmak istemiyordum başımı kollarımın arasına sokup canım çıkana kadar ağlamak kendime zarar vermek istiyordum yemek yemiyerek gülmeden insan ölür mü? ölmez heralde benim güçlü olmam lazımdı ama annem ve babam üzülmesinler. Ege gelmişti galiba bağırıyordu çünkü Eylül diye ama açmıycam ulan açmıycam gitsdin evine onun sorunu değil. ve 2 dk sonra kapının kırıldığını duydum ege deli gibi beni arıyodu evde. odaları geziyordu kapımda sesini duydum ve içeri daldı ''Eylül''dedi endişeli sesiyle. ben hıçkırarak ağlıyordum beni farkedince yanıma yaklaştı ve sarıldı. ''geçicek bebeğim herşey güzel olucak onlar olmıycak belki ama güzel olucak bi markete gittim ulan kapıyı niye açmadın''dedi ''niye açayım ege senin derdin değil ki''dedim ağlamaktan gözlerim şişmişti artık. ''sikerim derdini senin derdin benim derdim Eylül''dedi ve gözyaşlarımdan öpmeyte başladı beni yavaşca ayağa kaldırdı banyoya götürdü ve tek çırpıda tişörtümü çıkarttı sonrada pantolonumu südyen kilot kalmıştım. ama egeden niye utanıyımki o benim kocam olucak zaten. hiçbirşey demiyordum oda demiyordu beni küvetin içine koydu sonrada kıyafetlerini çıkarttı altında pantalonunu bıraktı ama çünkü rahatsız olucağımı biliyordu tişörtünü çıkarttı oda. karşıma oturdu. saçımı ıslatmaya başladı kusursuzca bense sadece gözlerine bakıyordu. her hareketi kusursuzcaydı. bi insan kusursuz olabilirmiydi ya Ege mükemmelliğin vücut bulmuş haliydi resmen. banyo süngerini alıp vücudumda gezdirmeye başladı gezdirdikten sonra tek tek öpüyordu bide.
Beni odama götürdü ışığı açtı. ve dolabımdan siayh bi tayt üzerinede uzun bi tişort getirdi iç çamaşırlarımı aramaya başladı bense boş boş duvara bakıyordum. iç çamaşırlarımıda yatağımın üzerine koydu. sonra öptü yanağımdan kulağıma fısıldadı. ''iç çamaşırlarını giy sadece rahatsız olmanı istemiyorum benden''dedi ve yine öperek odadan çıktı. bende dediklerini yapmaya başladım ve üzerimdeki ıslak iç çamaşırlarımı çıkarttım ve Egenin koyduklarını giydim. sonra zaten Ege daldı odaya sudyenim kapçasını o taktı. sonra tişötümü alıp yavaşca giydirdi sonra siyah taytı bacaklarımdan geçirdi. sonra benim elimden tutup makyaj masama ilerletti. çekmeceden kurutma makinesi vede tarak çıkarttı. il baş taradı sakin ve yavaş şekilde ardından fişe takarak saçlarımı kuruttu. yatağımı açıp oraya koydu beni Egenin üzeri ıslaktı. bende ilk kez konuşarak ''yan odada annemle babamın odası var oraya gir babamın eşyalarından giy ıslak ıslak durma karşımda'' dedim. güldü. ''tamam bebeğim benim''diyerek odadan çıktı 5 dk sonra babamın pjamalrından giydiğini gördüm. gözlerim dolmuştu resmen. gülümsedim. yanıma yattı oda beni göğsüne yatırarak uyutmaya çalıştı. babamın kokusuyla Egenin kokusu birleşmişti mükemmeldi ya yemin ederim çok güzel. o koku beni büyülemişti adeta. uyuyakalmışım. sabah kalktığımda saatin 11 e yaklaştığını gördüm. Ege melek gibi uyuyordu. biraz onu izledim saçlarını okşadım. ardından uyandığını gördüm ve ona sıkıca sarıldım. ''iyiki varsın iyiki benimlesin iyiki yanımdasın iyiki sevgilimsin iyiki yaşıyorsun iyiki beni seviyorsun iyiki varsın herşeyim yanımda olduğun için teşekürler. seni çok seviyorum beni hiç bırakma tamam mı?''dedim ağlamak istemiyordum kahretsin yapamıyorum olmuyor ağlıyorum. ''ağlama'' dedi tek nefeste. ardından daha çok ağlamaya başladım. ''ağlama dedim Eylül ağlama ben yanındayken ağlamıycaksın üzülmiyv-ceksin''dedi. gözyaşlarımı sıkmaya başladım. onu çok seviyordum o benimdi. sadece bana aitti. kimseye degil sadece bana ulan. lafa koyuldu. ''kendimi senden alıkoyamıyorum. yüzünden geçsem,ellerinden geçemez oluyorum. sende birşey var diyorum ya sende birşey var gidemiyorum. konu ne olursan olsun sana dönüyor. konu neden sana dönüp geliyor? bir türlü bu bataklıktan çıkamıyorum. ama birşeyi çok kesim biliyorum sadece seni sevdiğim.''dedi gözleri parlıyordu. ''hepsi geçicek bak ben varım yanında kimseye gerek yok lan'' dedi daha sıkı sarıldım. ''ellerin,ellerimin eşiydi bi parçasıydı sanki. öyle güzel tamamlıyordukki birbirimizi sen benimsin be adam,sen sadece bana aitsin.'' dedim gülümsedi. ''hatunum''dedi güldüm. ''paşam''dedim.
Annemin ve babamın cenazesi vardı gitmiycektim ama ege götürdü beni. baya kişi vardı. arabadan indik ve mezarlığa ilerledik kalabalığa yöneldik bende siyah örtü falan vardı. ağlamaya vbaşlamıştım ben bile. oraya giderken yanıma birisi geldi ''mine doktorun kızı sizmisiniz''dedi yaşlı bi amcaydı ama. sonra birden sarıldı amca. ''annen benim oğlumun ameliyatını karşıladı ölüm döşeğindeydi oğlum onun sayesinde şuan koşup oynuyor. Allah hepinizden razı olsun sende ilerde annen kadar iyi olacaksın kızım''dedi hem gülüyor hem ağlıyordum. ''anneni babanı çok severlerdi ondan bisrsürü kişi var annen melek gibi kadındı''dedi. ''biliyorum o şuanda melek babamda öyle'' dedim ''evet kızım öyleler.'' dedi gülümseyerek gitti. Egeye baktım sarıldı elini belime yerleştirerek gittik mezarı kazmışlar annemi görmek istedim ve izin verdiler. dudakları mosmor ruhsuz gibi. ama hala melek gibydi. annemi beyaz kefe sardılar tabuta koydular ve mezara soktular. ben deli gibi ağlıyordum. ağlıyordum. ''anneme bi kere sarılmak istiyordum ben''dedim hıçkırarak ağlarken. ''annemi istiyorum''bağırdım fazlasıyla. sonra annemin mezarının yanına babamın mezarı yaptılar babamda melek gibiydi ilk aşkım benim herşeyim. ve artık toprak olmuşlardı. ama hep beni Gökyüzünden seyrettiklerini düşünürdüm. Mekanınız cennet olsun Annem meleğim ve Babam ilk aşkım.
