☆彡彡 1 ミミ☆

1 0 0
                                    

Lee Felix'den:

Telefonum titrediğinde soymuş olduğum havucu tabağın içine bıraktım ve elimi havluya silip telefonumu elime aldım.

Hanni:
Pist velet.

Lee:
Ne istiyosun hanni?

Hanni:
Sen ben Jeongin bu akşam bar?

Lee:
Bana uyar. Saat 20.00 da kapının önünde olmazsan arabaya almam seni.

Hanni:
Tamamdır kızgın civcivimm. √√

Telefonu geri tezgaha bıraktım ve salatamın son dokunuşlarını yapıp tabağı elime aldım. Koltuğa kendimi attım ve televizyondan izlemek için bir şeyler açtım. Kasedeki salatayı hızlıca kaşıkladım. Saat şuan 19.00 idi. Kalksam iyi olurdu.

Bitmiş olan salata kasemi tezgahın içine koyup giyinme odama çıktım. Biraz bakındıktan sonra altıma siyah kot bir pantolon üstüme de beyaz bol bir gömlek giydim. Gömleğin bir ucunu pantolonumum içine soktum. Üzerime deri ceketimi aldım ve çıkmadan parmaklarıma birkaç yüzük geçirdim. En sonunda parfümümü de sıkıp telefonumu, arabamın anahtarını ve çantamı alıp evden çıktım.

Asansöre binip otogara indim. Hızlıca arabama bindim ve zaten yakın olan Jeongin'in evine doğru gitmeye başladım. Jeongin beni kapıda beklerken etrafa gülücükler saçıyordu. Beni gördüğünde bana da gülümsedi ve arabanın arka koltuğuna yerleşti. Han öne binmek için canını dahi verirdi. Bu yüzden Jeongin tahminimce arkaya geçmişti.

"Selam, Felix. " aynadan Jeongin'e baktım ve gülümsedim.

"Selam, Jeongin. " kısa konuşmanın ardından Han'ın evine doğru yaklaşmıştım. Kapının önünde durdum ve binadan çıkan Han'ın ön koltuğa yerleşmesini izledim. Medeni gibi gözükmeye çalıştığı için elini uzattı. Gülerek elini tuttum ve el sıkıştık. Hiç konuşacak havamda olmadığımdan tebessüm edip gözlerimi önümdeki yola diktim.

En sonunda bara geldiğimizde arabadan inip anahtarı valeye verdim. Yavaş yavaş bara girerken bizi ağır alkol ile karışmış sigara kokusu karşıladı. İçeri şöyle bir göz atıp barmenin yakınlarında bir masa bulup oraya yerleştik. Barmenden shot isteyip bekledik. Han 20.shottan sonra kendini kaybetmiş birileriyle yiyişme peşindeydi. Jeongin ise 10.shotta gitmiş konuşmak için birilerini arıyordu. Ben ise şuan neredeyse 35.shottumdaydım. Dayanıklı olduğum için sadece ufak bir şekilde başım dönüyordu. Diğerlerine göz gezdirip lavaboya gitmek için yukarı kata yöneldim.

Lavaboya girdiğim anda beni yüzü maskeli bir adam karşıladı. Ben daha ne olduğunu anlayamamışken adam burnuma ve ağzıma bir bez tuttu. Son gördüğüm şey ise adamın yanına başkalarının da geldiğiydi sonrası ise karanlık.

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐

Uyandığımda eski bir yerdeydim. Bileklerim çok acıdığı için bileklerime baktım. Kıpkırmızı olmuşlardı. Dokunmak isteyince çok acımıştı hafif inlemiştim. Sesim yankılanınca burasının bir çeşit depo olduğunu fark ettim. İçeri iri yarı iki tane adam girince ayaklarımla kendimi ittirerek geriye doğru gittim. İki adamda bana doğru gelirken sırtım soğuk duvarla buluşunca yutkundum. Adamlar beni kolumdan tutmak üzereyken birinin kolunu ısırdım diğerinin ise bacak arasına tekme attım. Doğrulmaya çalışırken iki adamdan biri beni yere yatırdı ve yumruklamaya başladı. Diğeri ise karnıma tekme atıyordu. En sonunda içeri bir adam girdi. Adeta kükrüyordu. Aniden silahını çıkarttı ve o iki adamı vurdu. Bedenim tir tir titrerken adam bana yaklaştı. Eğilip beni kucağına aldı.

Arabasına doğru giderken diğer adamlarında öldüğünü görmüştüm. Ama sarı saçlı kaslı ve yakışıklı adamdan korktuğum için birşey diyemedim. Gözlerimi kapattım ve arabanın durmasını bekledim. Araba nihayet durunca adam arabadan indi ve benim kapımı açtı. Beni tek hamlede kucağına aldı ve evine doğru götürdü. Seslerden anladığım kadarıyla kapıdan içeri girmişti. Yukarı kata çıktı ve beni yatağa bıraktı. Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Adam üzerime eğilmiş bana bakıyordu.

𝗝𝘂𝘀𝘁 𝗯𝗲 𝗺𝗶𝗻𝗲. /𝐻𝑦𝑢𝑛𝑙𝑖𝑥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin