BÖLÜM 2- IŞIK GÖRÜNDÜ: AFRİKALI KOMUTAN

3 0 0
                                    

İlk başta kalbimde derin bir korku hissetsem de sonradan kendimi sakinleştirmeyi başardım. Gelen genç, yardımsever bir komutandı. Buralı değildi. Giyiminden ve ten renginden bunu anlıyordum. Buraya nasıl geldiğini söylemese de elindeki büyük çantayı yere bırakırken 'Sakin ol. Ben buradayım. Buraya gizlice Afrika'dan geldim. Sen ve daha nice masum insanlara bir nebze olsun faydam olabilir belki diye.' Korkum azalmıştı. Kalbimin bir nebze ferahladığını hissettim o an. Bana kocaman gülümsedi. O'nun gerçekten de yaralarımı sarmaya gelen bir komutan olabileceğini düşündüm. Bu fikir kalbimi çok rahatlattı. Komutana güvendim. Evet, güvendim. Üzerimize bombaların yağdığı, ne kadar çaresizlik içerisinde olsak da bir umut bulutunun her an gelip bizim üzerimizde durabileceği inancı içindeydik çoğumuz. Bu inanca, umuda tutunarak yaşıyorduk. Allah'a güveniyorduk. Kalbimizde ne kadar acı olsa da Allah'a güvenmenin verdiği huzur hala canlı ve rahatlatıcıydı. Komutan bana iyi olup olmadığımı, yaralarımın olup olmadığını sordu. Ailemde tek sağ kalanın ben olduğumu, yaralarımın vücudumda değil kalbimde olduğunu söyledim. O da bu yaraların bir gün iyileşebileceğini, en azından bu duruma biraz daha alışabileceğimi söyledi. Komutanın yüzüne utandığımdan fazla bakamıyordum. Genelde sorularını kısa cevaplarla geçiştiriyordum. O çantasını alıp ayağa kalkmak üzereyken içimi bir korku kapladı. 'B.. beni burada bırakıp gidecek misiniz?' diye sordum. Gülümsedi. 'Hayır, seni bırakıp hiçbir yere gitmeyeceğim. Eğer kendini rahat hissetmezsen ben kendime kalacak güvenli bir yer bulabilirim. Sana da güvenilir bir yer bulmak istiyorum.' Evin içerisine göz gezdirdikten sonra 'Seni buradan çıkarmam gerekiyor.' Dedi. 'Bana güvenip, eşyalarını toplayıp, benimle gelir misin?' derken gözlerimin içine baktı. Komutanın yüzünü o an biraz olsun inceleme fırsatı bulsam da fark edebileceğinden utanarak bakışlarımı hemen farklı bir yöne çevirdim. Yaralı bir yüzü vardı. Genç, yaralı, yaptığı yardımların yüzünde nur gibi parladığı güzel bir yüz. 'Evet, bütün ailemi kaybettim. Başka seçeneğim yok sanırım' Dedim ve eşyalarımı toplamaya koyuldum. Komutan çantasından oldukça temiz görünen iki seccade çıkarttı. 'Namazımızı kılmadan çıkmayalım. Bu temiz seccadede namaz kılabilirsin. Ben hemen az ileride dışarıda kılacağım. Korkma. Ben buradayım artık. Bomba seslerini duysan da korkma. İsmin neydi senin?' Dedi. Başımı öne eğerek 'Meryem. Korkmuyorum. Neden bilmiyorum ama sizin yardımsever ve iyi kalpli bir komutan olduğunuzu düşünüyorum. Size güvenim boşa gitmez umarım komutanım.' Bu sözleri söylerken tepkisini merak ettiğim için kafamı yukarı doğru kaldırdığımda gülümsediğini gördüm. 'Ben de Afrika'nın en geç komutanlarından.. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 12 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

UMUDUN IŞIĞIWhere stories live. Discover now