19

2 0 0
                                    


(Mithat ve Meltem'in buluştuğu gece)

(Mithat)

-Beni neden buraya çağırdın Mithat?

-Çünkü öyle gerekiyordu Meltem. Benim kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı. Ailem, her şeyim dağıldı gitti. Tek sen kaldın. Ha bir de bu defter. Sanırım hepsini yazacak kadar gücün olmadı. Devamını dinlemek istiyorum. Ben senin suçsuz olduğuna inanıyorum. 

-Mithat, sen düşün senin de çocukların var. İnsan kendi evladını neden bile bile ateşe atsın ki? Evet herkes anne baba olmaz orası ayrı mesele. Ama benim canım varsa tamamı Irmak'la dolu. Ali'm daha gencecik yaşında toprağın altına girdi bir cinayetle. Faili kim belli bile değilken hem de. Ben neden Irmak'ı bile bile o caninin ellerine bırakayım ki? Ben o caniden kurtulsun diye sana gönderdim onu.  Hayatı kurtulsun diye. 

Meltem bir anda gözyaşlarına boğulmaya başlamıştı. Onun o hali beni yerle bir ediyordu. Masadaki peçetelikten bir peçete alıp uzattım. 

-Ben yıllardır hasretle acıyla yaşamak için çalışıyorum. Ben de artık yaşam yok sadece acı var. O gün, Ali'nin öldüğü gün beni dayak yağmuruna tuttu. Eğer burada Irmak'ın karşısında ağlarsam ona da aynısını yapacağını söyledi. Aslında dur en baştan başlamalıyım sanırım. 

- Evet bence de daha iyi olur.

 Irmak'ın yerini Ali bulmuştu. Ziya rahat durmamış benim böyle bir şey yapma ihtimalimi de düşünüp senin oteline göndermişti onu. Ama yemin olsun ben tek bir kelime bile etmedim. Ali Irmak'ı senin otelinden çıkarken görmüş. Sonrasında Ali'ye ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum. Ölüm haberi gelince Apar topar geldik buraya. Gelene kadar yapmadığı işkence kalmadı bana. Beni aynılarını Irmak'a yapmakla tehdit etti. Bile bile Irmak'a annen hain dedi. Sesimi çıkaramadım çünkü eğer çıkarsaydım yapacaklarının boyutu daha da artacak Irmak'a da zarar verecekti.

-Sana o şerefsiz ne yaptı Meltem?

-Çok şey yaptı Mithat, çok şey...

Kelimeleri boğazına dizilmişti. Yaptıklarının sınırı yoktu o pisliğin. Elime geçseydi benim de yapacak çok şeyim vardı ona.

-Ben o zamanlarda üçüncü çocuğuma hamileydim... Irmaktan çok uzun bir süre sonra hamile kalmıştım. Ama o çocuğu artık doğuramazdım. Haberi dahi olmadan gidip aldırdım. Ama aldırdıktan sonra öğrenmiş pislik. Beni öldüresiye dövdü. Canımın acısından kımıldayamaz hale gelene kadar hem de...

-Tamam geçti o günler Meltem...

-O günler geçti ama acıları hala geçmedi Mithat. Çok kez polisi aramak istedim ama kızıma bir şey yapar diye elime telefon bile almadım. Bu olaydan sonra zaten beni İstanbul'da hiç bilmediğim bu şehirde bırakıp gitti. Ne sana gelecek yüzüm ne de kızımı bulacak gücüm kalmamıştı. Çok çalıştım ayakta kalmak için. Ortada öylece bırakılıp gitmek çok koydu bana. Çocuklarımı evimi her şeyimi kaybetmiş bir halde yaşama tutunmak için işe girdim. Onun bende bıraktığı her yara izi canımı delicesine yaksa da çalıştım. Bulaşıkçılık yaptım, garsonluk yaptım, temizlik yaptım... Ama hiçbiri yeterli olmadı. Çünkü artık her daim eksik bir yanım vardı. Irmak'a ulaşmak için de her yolu denedim ama bulamadım. Meğer benim bahtsız kızım Ankara'ya gitmiş. Orada okuluna devam etmiş. Güzeller güzeli de bir torun vermiş bize. İşte her şey bu Mithat. Ben dinlemen bile bana iyi geldi.

-Ben senin bu kadar kötü bir şey yapacağına ihtimal veremiyordum. Seni en azından biraz da olsa tanırım. O gencecik tazecik Meltem'imin gözleri efkara boğulmuş bakıyordu ilk gördüğümden beri. 

TEKRAR EDEN ŞARKIWhere stories live. Discover now