Little World

11 1 0
                                    

Bugün akşam üzerine doğru eve geldim. Yapacak çok işim olduğundan değildi bu geç gelişim.

Saatlerce kıytı köşede kalan bir kaldırım üzerinde kucağımda uyuyan kediyi severek bir yandan da en sevdiğim şarkıları dinleyerek içinde bulundurdukları hüzünleri içime işlemeye çalıştım.

Güneşin batarken bıraktığı hafif kızarıklıkla birlikte kedinin tüylerini yavaşça okşarken uykusunu yeterince almış olacak ki kucağımdan kalkarak ilerlemeye başladı.

Arkasından kuyruğunu sallayarak gidişini izledikten sonra kaldırımdan kalkarak ellerim cebimde, otururken yanıma bıraktığım çantam tek omzumda eve doğru ilerledim.

İçeri girdiğimde salondan yükselen televizyon seslerine kulaklarımı kapatarak odama girdim ve kapıyı açmamak üzere kapattım. Aç mıydım? Belki biraz. Susar mıydım? Çantamda yarısı hala daha dolu olan bir pet şişe duruyordu.

Çantamı masanın üzerine koyarak sandalyeme oturdum ve fermuarını açarak içini boşaltmaya başladım.Bir tane defter, edebiyat kitabı, şeffaf bir dosya, okuma kitabı. Onu elime alıyorum, İnsanlığımı Yitirirken.

Şöylesine bir sayfalarını karıştırıp koyuyorum kenara. Nefret etmek istiyorum o an yine ondan. Yumruğumu sıkıp devam ediyorum. Üzerinde küçük balık figürleri olan kalemliğimi de çıkarıp koyuyorum ve su şişesini de sonunda ulaşmış olmanın verdiği rahatlıkla çıkarıp bir yudum alıyorum.

Ancak o an farkediyorum ki su yarıdan da az bir durumda. Şişenin kapağını kapatıp omuz silkiyorum ve çantamı karıştırmaya devam ediyorum. Çilekli sakız kutusu, siyah bir lastik toka, elma kokulu ıslak mendil paketi.

Çıkardığım her şeyi çantama geri tıkıştırıp çantamı sandalyeye asıyorum ve üzerimdeki okul tişörtünü çıkarıyorum. Pijamalarımı giydikten sonra yatağının yanındaki küçük komodinin üzerinde duran minik akvaryumun yanına gidiyorum.

İçinde aylak aylak yüzen japon balığım Taete yerinde olmak istiyorum birkaç saniye. Sonra durumun tam tersine dönüşmemesi için aklımdan bu düşünceyi atarak ona yem veriyorum.

O yemini yerken çoraplarımı çıkartıp yatağıma uzanıyorum ve uzun zamandır ne kadar yorulduğumu, tükendiğimi iliklerime kadar hissediyorum.

Öylesine boş boş tavanı izledikten birkaç saniye sonra yan dönerek cenin pozisyonunu alıyorum ve taetenin küçük akvaryumunu kollarım arasına dikkatlice alarak ona sarılıyorum. İşte taetaenin akvaryumu kadar küçük olan dünyamda sıkışıp kalarak boğulma saatlerime çoktan giriyorum ve birkaç damla yaş döküyorum.

Gözlüğümün altından yaşları silerek gülümsüyorum taeteye bakarak. Kollarım arasındaki bu akvaryum dünyamdı ve az önce istediğim şey aslında gerçek olan bir şeydi.

Bu küçük dünyadaki taete aslında bendim.

Taetenin akvaryumunu geri komodine bırakıp pozisyonumu bozmadan yalnız başıma kısa bir uykuya daldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

maybe i wanna die |!| TaeHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin