Timi torpillememizin ardından geçen 3-4 gün sonra yeni bir göreve çıkmıştık. Bu görev diğerleri gibiydi ama kılık değiştirecektik. Bir okula öğretmen rolünde girecek ve müdürü avlayacaktık. Çünkü öğrendiğimiz şey müdürün bazı öğrencileri kaçırıp eğitim verdikten sonra çete üyesi yapmasıydı. Buna her zamanki gibi sinirlenmiştim çünkü çocukların bu şekilde kullanılması psikopatların yapacağı bir işti ve kim olsa sinirlenirdi.
Görev için yanımıza ilk günden silah almayacaktık. İlk gün gözetleyecek müsaitliği kontrol edecektik.Yarın ise duruma göre gözaltına alacaktık.
Kurt'la diğerlerini beklerken karşı karşıya oturmuş derin gergin nefesler verirken napacağımızı konuşuyorduk lider bendim ama hep Kurt'un fikirlerini dinlerdim.
En iyi arkadaşlarım bu timdeydi ve ayrılmamaları için elimden geleni yapacaktım.
Onların yanında kendimi iyi bir yandan da suçlu hissediyordum. Ben demiştim o kutlamaya gidelim diye.
Ama olan olmuştu ve değiştiremezdik. Olacakları
da değiştiremezdik..."Hazırız!"dedi Uras, o sırada Kurt ve ben aynı anda ona döndük tamam dercesine kafamızı salladıktan sonra herkes kendi arabasına bindi ve yola çıktı. Bende onlar gibi yaptım ve kendi arabama binip yola koyuldum.
Okulun bahçesine geldiğimizde duygusuzca etrafı süzdüm. Bahçede dolaşan birkaç öğrenci vardı. Hepsi de hâlinden memnun gibi duruyordu. Açıkçası bu okul için bir şarkı sözü vardı; Dışına baksan kat kat cila,içeriyi kemiren tahta kuruları...
Kurt'un koluma hafifçe dokunmasıyla irkildim. Her zamanki gibi sessiz cümlelerinden sundu önüme İyi misin?
Pek iyi sayılmazdım ama gülümseyerek başımı salladım. Arkamı döndüğümde gülüşüm bıçak gibi kesilmişti,yine boş ve duygusuz ifademi takındım. Bu benim maskemdi ve o da düşerse savaşmak için silahım kalmayacaktı.
Hep askeriyede anlatılan birşeydi bu. İfadesizlik en büyük zırhımızdı. Öyle de kalmalıydı...
Askerler her zaman duygusuz davranmalıydı. Zaaflarını belli etmemeliydi. Öyle olmazsa eğer ne sevdiğini ne de kendini kurtaramazdı. Okulun bahçesinden içeri girdiğimizde kimse bizi umursamamıştı. Biz de bayılıyor değildik zaten,görevimizi yapıp gidecektik.
Ebru takılır gibi olduğunda Uras hemen kolundan tuttu ve "Yürümeyi ne zaman öğrenmeyi düşününüyordunuz hanımefendi?" dediğinde hırsla kolunu çekmişti.
Bir abi kardeş gibiydiler. Aslında hepimiz öyleydik ama pek farkında değillerdi.
İnsan kimi sevdiğini uzağa gidince anlıyor lafının hakkını veriyordu.Ben beden hocalığını üstlenmiştim ve keyfime diyecek yok gibi birşeydi. Yapacağım şey ısınma hareketleri yaptırıp top oynatmaktı,aslında bakarsanız yaptım da...
**********
Sıkılmıştı Kurt. Buraya gelmiş ve en nefret ettiği ders olan matematik hakkında öğrencilerine bilgi vermiyordu. "Serbestsiniz!" demiş ve herkesi kendi haline bırakmıştı. Sevmediğini sevmez, sevdiğini bırakmazdı Kurt.Zaafı da çok değil 8 şeydi.
Gülşah
Uras
Ayaz
Katır
Ebru
Ecrin
Saden
Vatanı...Hepsi için böyle olduğunu da biliyordu Kurt. Birbirlerinden başka kimseye bağlanmazlardı.
Hayat onlara aynı kaderi yazmış,onlarda bu kader kabul etmişlerdi...Severlerdi birbirlerini,koruyup kollarlardı. İlk eğitime başladıklarında da...
Aniden çalan zili umursamadan eşyalarını topladı. Ağır hareketlerle yerinden kalktı Kurt. Heybeti ile sandalyeyi kırmadığına şükür ediyordu.
Yapacağı ilk şey müdürün kapısına gidip sessizce dinlemekti. Yaptı da, duyduğu şeyle irkilmişti
Kömür Timinin başı beladaydı...***
Okulun arkasındaki sandalyeme yayılmış müdür bozuntusunun annesinden emdiği sütü nasıl burnundan getireceğimi düşünürken aniden telefonumun ekranına düşen yazıyla saniyelerce bakıştım.
Açığa çıktık.
2 kelime 15 harfle şok olamam deyip tekrar ekrana baktım ama yanlış görmüyordum açığa çıkmıştık.
Hızlıca mesaj yazdım
Gün sonuna kadar beklemeliyiz çok dikkat çekersek bize zarar verebilirler.Görüldü.yazısı ekranda çıkınca telefonumu kapatıp cebime attım zil çaldığında kıpırdamadım. Ders boştu...
****
"Oğlum velini arattırma bana!" dedi sert sesiyle Katır. Daha dayanamayıp çocuğun kafasına tahta kalemini fırlattı. Timin nişancısıydı ve tam çocuğun kafasına gelen darbesiyle sınıfın ağzı açık kalmıştı. Çocuk yüzünü ekşitmiş kafasını ovarken Katır'a bakıyordu. ""Neyse serbestsiniz!" dediğinde kudurmuşlardı. Birşey demedi Katır. Oturdu öylece etrafını izledi ve hep dinlediği marşlardan birini mırıldandı.
Sen rahat uyu,yüreğimizdesin her an...
****
Vatan aşkıyla yanıp tutuşan 8 ruhtu Kömür timi hepte öyle kalacaktı. Türkün aşkı ebediydi...Bize öğretilen ilk şey şuydu.
Ne olursa olsun vatanını koru! Geleceği ellerinle aydınlat. Aydınlat ki! yattığın mezarda rahat ol!Öyle yapacaktım. Vatan uğruna can verecek al kırmızı bayrakla etrafımı donatacaktım. Buna karar verdiğimde çok küçük olmama rağmen,istediğimi yapmış asker olmuş, hatta ve hatta Tim lideri olmuştum.
Benim hayallerim hiç bir zaman siyah beyaz olmamıştı. Al kırmızı hayaller kurmuştum ben hep. Ben çocukluğumda zorluklar yaşarken bu vatanın çocuklarının rahat uyuması için elimden geleni yapacaktım...
*****
Saatler saatleri kovalamış Kömür Timinin işi bitmişti arabalarına yan yana ilerliyorlardı. Hepsi mutluydu ama aynı zamanda hepsi gergindi. Ne yaşayacaklarını bilmiyorlardı. Ama aniden ne olduklarını şaşırdılar. Uras'a doğrultulan silahtan ateşlenen iki el kurşunun önüne kendini siper etmişti Ebru herkes onun gözlerini açık tutmaya ve kanı durdurmaya çalışıyordu. Ebru ise sadece birine bakıyordu Uras'a. Dudaklarından mırıltı olarak çıkan "Bu sefer ben düşmedim. Düşürdüler..." dedi gerisi gelmedi. Herkes ona bakıyor ismini sayıklıyordu. Gülşah ise kollarını birbirine sarmalamış ağlama krizi geçiriyordu. Arada bir başını yavaşça kaldırıp Uras'ın kucağında yatan bedene bakıyordu.
Suçlusu benim diyordu. Yine ve yeniden...
Kurt kanı durdurmaya çalışıyor. Saden gömleğinden bir parça daha koparıp yaranın üstüne daha da baskı uyguluyordu. Ama iş işten geçmişti. Artık Ebru gözlerini bir daha açmamak üzere kapatmıştı. O anda bir şimşek çaktı gökyüzüne ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.
Ebru ölmüştü ve kabul etmesi zordu.
Ebru ölmüştü...
Ankara bu gece Ebru'ya ağlıyordu. Sadece Ankara değil 7 can parçası da ağlıyordu.
Kömür Timi artık 7 kişiydi...
----------
Yeni bölüm buyduuuu <33
💖
![](https://img.wattpad.com/cover/369964821-288-k149937.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kömür Timi
Teen Fiction8 arkadaş vardı daha doğrusu 8 asker vardı.Çok iyi dost,aynı zamanda ortaklardı,yıllar önce yaşadıkları patlamada birbirlerini kaybettiklerini sandılar,bilmiyorlardıki yıllar sonra aynı timde olacaklarını... @Avenparla destekk