2:Kaybetmek bana göre değil

22 12 0
                                    

İnsanların yaptığı şeylere bazen çok şaşırıyordum. Nasıl
bu kadar cani,nasıl bu kadar vahşet dolu olabiliyorlar diye hayretler içinde kalıyordum. Ama bu sefer şaşırmıyordum. Sadece şoktaydım yapacağı aklımın ucundan bile geçmemişti, yapmaz değil; benim için yapacağını sanmıyordum.

Arabadan inmiş, cezaevine ziyaretçi olarak girmiştik. Şimdi burada, oturduğum sandalyede kıpırdadım. O sırada demir kapı büyük bir gürültü ile açıldı ve kolunda kelepçe ilr gelen adamı içeri sokuşturdu. Şok. Yaşadığım şeyin adı şoktu.

Yıllar öncesinde bizi o patlamada öldürmek isteyen adam. Ama bir değişiklik vardı iki elide yoktu. O sırada Kurt'un dedikleri beynim

O ellerini koparacağım...

O ellerini koparacağım...

O ellerini koparacağım...

Beynimin her hücresi bu cümleyi haykırırken ona döndüm. O şereften yoksun adama.
Bana bakıyordu,o bana normal bakarken ben ona nefret dolu bir şekilde bakıyordum. Tam ayağa kalkacaktım ki Kurt kolumu tuttu. Yanımıza gelip masaya oturmasına izin verdi.

•••
16 Şubat 2006

7 yaşındaki minik Gülşah,yatağının içinde bir sağa bir sola dönüyordu. Bugün annesinin doğum günüydü. Ona ablası Seda ile süpriz doğum günü partisi hazırlayacaklardı. Sonunda kalktı Gülşah. Minicik elleri ile gözlerini ovuşturdu. Yatağından aşağı minik ayak parmaklarını sarkıttı ve soğuk mermer zeminle buluştu.
Seviyordu evini ,seviyordu yaşamayı. Odasından çıktı ve annesinin odasına ilerledi. Babası şehit düşmüştü. Daha 28 yaşındaydı babası, tam kalbine saplanan demir mermi ile yığılmıştı kara toprağa. O halde bile annesi Gülsade ' nin resmine bakmıştı .

Annesini yatak odasına girdi,yoktu. Her sabah yatağının içinde, büzülmüş bir şekilde ağlarken bulurdu onu. Bu sabah yoktu.

"Anne?" dedi. Ses gelmedi. "Uyuyor musun?" ded iii kafasına kadar yorgani çekmiş bedene. Kıkırdadı,uyuyor sanıyordu annesini . Yatağa yaklaştı ve kendinin iki katı olan yorgani kaldırdı. Bulduğu şey sadece alt alta dizilmiş yastıklar ve birde nottu. İyi de Gülşah'ın okuma yazması yoktu. Bir anda aklına ablası gelmişti. Yanına gitmek için kapıdan dışarı çıktı. Ablasının odasına girdi. Uyumuyordu ablası dizlerinin üstüne koyduğu romanı okuyordu. Geldiğini gördüğü minik kardeşine gülümsedi. Ama aynı şey Gülşah için söylenemezdi gülmüyordu. Ablasına annesinin yorganın altına koymuş olduğu kağıdı verdi. Ablası titreyen sesiyle

"Siz olmadan daha güzel bir hayatım olacağına eminim,kendinize
iyi bakın..."

dedi. Gülümsemesi yavaş yavaş solmuş içine işlemişti acısı. Çok sık kavga ederdi annesiyle Seda. Kızardı annesine "Evlenirsen seni affetmem!" diye bağırıyordu annesine.

Ama annesi umursamazdı. Dinlemezdi,geçiştirirdi. Ama
babası öldükten sonra annesi değişmişti. Onlara kızardı. Sonra özür dilerdi. Ama bu sabah onları terk etmişti. Ablası Seda,kağıdı kenara bıraktı ve "Biraz dışarı çıkalım." dedi minik Gülşah'ına. Ablası da elinden tuttu, parka götürdü . Tam karşılarında oturan adam ve bir pamuk şekerci vardı. Karşılarındaki adam çantayı bırakıp yanlarından uzaklaşmıştı. Pamuk şeker satan adam bir şey bekliyor gibi duruyordu . Pamuk şeker arabasını bırakıp hızla onlara yürüdü ve aniden onlara sıkıca sarıldı. Yere düşmüştü üçü de. Art arda patlayan bombalarla kulaklarını minik elleri ile kapatmıştı Gülşah. Verdiği bir karar vardı.

O kesinlikle bir asker olacaktı...

...

Kurt yapacağını zaten söylemişti. Bu kadar şaşırmamalıydım. Adam masaya oturduğu an kalkıp cezaevinden çıkmıştım. Kurt'la birlikte bir marketin önünde durmuştuk. Kurt torpille önümde belirdi ve bana gülümsedi. Ben de ona. Askeriyeye vardığımızda Kurt çakmağı çıkarıp torpili kapının altından attı.





Devam edecek....






🎀🎀

Kömür TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin