Zamanın nasıl geçtiğini, gecenin gündüze nasıl bu kadar çabuk devrildiğini kafamdaki düşünceler silsilesi yüzünden anlayamamıştım. Şimdi de kafamdaki düşünceler yumağı ile birlikte Sivas'a giden yoldaki akan trafiği izliyorum. Annem, babam ve abim ile birlikte babamın arkadaşının kısa süreliğine bize verdiği araba ile seyahat ediyoruz. Kardeşlerim bizimle gelmek istememişlerdi. Zaten gelmek isteseler bile bindiğimiz araba hepimizin sığacağı genişlikte değildi. Aslında abim de bizimle gelmezdi ama benim içinde bulunduğum kaotik durumdan zevk aldığı için ve eğer başka bir bebekle karıştığım doğruysa yeni kardeşiyle hemen tanışabilmek için bizimle gelmek istemişti.
Yolculuk, sessizlik içerisinde ilerliyordu. Artık belirsizlikten çok bunalmıştım. Bir an önce 10 saatlik yolculuğumuzu tamamlayıp, sonucu görmek istiyordum. Az da olsa düşüncelerimi bastırmak için kulaklıklarımı taktım ve zamanın kısa sürede geçmesi için umut ettim.
Sonunda Sivas'a varmıştık. Vakit kaybetmeden DNA testi için gerekli evrakları halletmek için doğduğum hastaneye gelebilmiştik. Babamı karışıklık mevzusu hakkında aradıklarında saat 12.00' de hastanede olmamız gerektiği söylenmişti. Şuan saat 11.30. Neyse ki zamanında gelebilmiştik.
Babam arabayı uygun bir alana park ettikten sonra beraber hastanenin danışmasına doğru ilerledik. Danışmaya geldiğimizde babam, hasta kabul görevlisine "Bizi başhekim, 17 yıl önce bir dikkat dağınıklığı yüzünden bebeklerin karışmış olabileceği, bu yüzden de gelip DNA testi yaptırmamız gerektiği hakkında aramıştı. Nereye gitmemiz gerekiyor?" diye sordu. Danışmadaki görevli ise "Başhekimimizin odası 7. katta. Oraya çıktıktan sonra sizi yönlendirecekler" diyerek bizi bilgilendirdi.
Hastanenin 7. katına geldiğimizde sonunda başhekimin odasına gelebilmiştik. Babam kapıyı tıkladı ve içeriden gelen "Girebilirsiniz." sesiyle birlikte başta babam olmak üzere içeriye girdik.
İçeriye girdiğimizde, bizle birlikte bir ailenin daha olduğunu gördük. Onlara baktığımda; çocuklardan birinin bana çok benzediğini ya da benim ona benzediğimi fark ettim. Artık bu ayrıntıyla birlikte karıştığımdan daha da emin olmuştum. Diğer bir ayrıntı ise muhtemelen karışmış olduğum çocuğun da ailemin her birinden birer parça almış olduğunu görmemdi. Bu ipuçlarıyla birlikte artık karışmış olduğumun yüksek ihtimalle doğru olduğunun farkına vardım.
Aileme baktığımda; diğer ailenin çocuklarına özlem duyarak baktıklarını farkettim. Ben de diğer aileye göz gezdirdiğimde ise orta yaşlardaki kadının da bana özlem ve daha birçok duygu yoğunluğuyla birlikte baktığını gördüm. Kadının yanında oturan orta yaşlardaki adamın ise duyguları belli olmuyordu. Çok sert bir ifadeyle çevreye bakınıyordu. Ama orta yaşlardaki kadın, bana şimdiye kadar gerçek sandığım annem ve babamın bir kere bile bakmadıkları gibi bakıyordu. Bu bakışlarla birlikte içimdeki bir umut tohumu şeklinde olan inancımın daha da arttığını hissettim. Sadece tek bir sorun vardı. O da muhtemelen karıştığım çocukla birlikte gelen çocuğun bakışlarının bana karşı çok da iyi olmadığıydı.
Sonunda herkes odada bulunan koltuklara yerleşmişti. Sessizlikle birlikte başhekimin ağzından çıkacak kelimeleri merakla bekliyorlardı. Ben de bugünden sonra hayatımın nasıl değişeceğini düşünmekle meşguldüm. Bir yandan stres yüzünden tırnak etlerimi çekiştirip, ufak da olsa bir acı hissederek düşüncelerimin yönünü değiştirmeye çalışıyordum. Tırnak etlerimi böyle koparmaya devam ederken, kopardığım yerlerin sızıntı şeklinde kaynadığını farkettim. Birinin bunu görüp görmediğine bakmak için kafamı kaldırdım ve tam karşımda oturan kadının içinin giderek bana baktığını farkettim. Aceleyle kanayan elimin üzerine görünmesin diye diğerini koydum. Bakışlarından rahatsız olduğumu gören hanımefendi, dikkatini başhekime yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCE VERSA
Teen FictionHerkes kendi hayatının başrolüdür. İçinde bulundukları duruma göre insanlar seçim yaparlar ve bu seçimlerin sorumluluklarını kabullenmek zorundadırlar. Fakat bazı seçimler, bireyin tercihlerinin ötesinde gelişebilmektedir. Ben de kendi seçimim olmay...