Efe kocaman açtığı gözleriyle önünde takla atıp yan dönen arabaya bakıyordu.Hızla kendini arabadan dışarı atıp Tuğçeye doğru koşmaya başladı.
Eğilip arabanın kırık camından elini içeri uzatarak kapıyı açmasıyla sevdiği kadını kanlar içinde görmesiyle kalbine ağrı saplandı.
"Hayır hayır hayır,Tu-tuğçem güzelim,aç gözlerini hadi birtanem lütfen."
Tuğçenin alnından akan kanı görünce endişesi büyümüştü.
"Kendine gel sevgilim uyan hadi nolur"
"Ambulans çağırın,ambulans."
Efe Tuğçenin beyaz elbisesine bulaşan kanı farkettiğinde şokla büyüyen gözleriyle "hayır"diye sayıklamaya başlamıştı.
"Be-beğim,hayır babacım hayır."diyerek kafasını sağa sola döndürürken tüm gücüyle bağırmıştı.
"Nerde kaldı bu ambulans"
Efe ambulans sesini duyduğunda az da olsa rahatlamıştı. Tuğçe ve kızı artık sağlık görevlilerine emanetti.
Onlar iyileştirirdi hayatının anlamlarını..
Tuğçeyi arabadan çıkarıp dikkatlice ambulansa bindiriyorlardı.
Eren elini tutmak istese de Efe izin vermemişti.
"Sakın.Çek elini!"
Eren ağlayarak, aldığı tepkiye şaşırdı.
"Dokunma onlara"
"Beyefendi geliyor musunuz?"
"Tabiki geliyorum"
Tuğçenin elini tutmuş onunla ambulansa binmişti.
Siren sesleri eşliğinde hastaneye doğru yola çıkmışlardı.Efe tuğçenin elini hala bırakmamıştı.
"İyi olacaklar,iyi olacaklar değil mi?"
"Elimizden geleni yapacağız merak etmeyin bize emanetler"
"No-nolur iyileştirin onları. Onlardan başka kimsem yok"
Efenin ağlayarak söylediği son cümleden sonra sağlık çalışanları üzüntüyle birbirine bakmıştı.
"Bebek kaçıncı haftasında?"
"Iı 35,35 olması lazım ben ha-haftayı tam bilmiyorum ay olarak söyledim hep"
"Kanaması başlamış.Bebek alınabilir."
"Ne? A-ama çok,çok erken değil mi? Ço-çok küçük benim be-bebeğim,kızım çok küçük daha..Yaş-yaşar mı yaşayamaz ki,başka yolu yok mu?"
"Ultrasondan sonra belli olur ama bu kazadan sonra kanamayı durdurmak anne ve özellikle bebek için riskli. Bebeği almaktan başka çözüm olmayabilir"
Hastaneye vardıklarında Tuğçeyi hemen acile almışlardı.
Doktor bebeğin durumuna bakmadan ameliyata almak istememişti.
"Kaç haftalık?"
"35"
Doktor ekrana endişeyle bakıyordu.
"No-noldu? Kızımın bir şeyi yok değil mi? İyi?"
"Acil ameliyata almamız gerekiyor kordon bebeğin boynuna dolanmış. Sanırım kaza esnasında oldu"
Efe konuşmakta zorlanıyordu.
"A-araba takla attı"
Efe korkuyla Tuğçeye bakarken Tuğçe yavaş yavaş gözlerini açıyordu.