Sabah uyandığımda başım inanılmaz ağırıyordu. Etrafıma bakınca tanıdık gelen o oda yüzünden aklımı kaçıracağımı düşündüm. Tam nasıl buraya geldim diye düşünürken kapı açıldı. Kapıya bakmak için arkamı döndüğümde onunla göz göze geldim.
Hayırama yaa!
Bu olamazdı. Şuan yaşadığım şeyin mantıklı bir tarafı yoktu.
" Günaydın Küçük Yarasa'm." Hayır ben burada olamazdım. "A-arda. S-sen ölmedin mi?" Bu imkansızdı ona bizzat ben vurmuştum. Bana bakarak kahkaha atmaya başladı. Aha! Buda kafayı yedi. Gerçi önceden ne kadar akıllıydı bu konu tartışılırdı ama neyse şuan daha önemli konularımız var. Örneğin; kaçırılmak gibi.
Peki benim bu durumda bunları düşünmem.
Gerçekten şaka gibiyim. " Ah,tabiki hayır ölsem nasıl burada olayım Küçük Yarasa'm?" Diye sorduğunda yutkunarak yerimde sendeledim. "N-nasıl ama ben kendi ellerimle vurdum?" Dediğimde kahkahası yüzünde dondu. " Şu mesele. Evet tabiki onun cezasını çekiceksin." Bana doğru gelemeye başlayınca bağırmaya başladım. "Hayır! Hayır! Hayır!" Diye bağırmaya başladım.
" Sedef, uyan güzelim." Bana doğru gelen sesle " hayır! " diye bağırmaya başladım. Etrafıma bakınca tekrardan yatak odasında olduğumu gördüm. " Alaz, Alaz o, onu gördüm." diye ağlamaya başladım. Alaz bana sıkıca sarılarak " Geçti güzelim tamam geçti." diyince kendimi ona bıraktım. Yüzümü elleri arasına alarak dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı. "Daha iyimisin Sedef?" başımı salladım. " Tamam o zaman hadi uyuyalım. Yarın Kuzeylerin kafesine sabah kahvaltıya gideriz tamam mı?" Başımı salladım. Hadi bakalım uyumaya çalışıcağım.
Sabah uyandığımızda Alaz ile direk Kuzey'in kafesinin yolunu tutmuştuk. Alaz'a bakarak," Alaz Kuzeyler oraya gideceğimizi biliyor mu?" Başını olumlu anlamda salladı. " Evet biliyorlar güzelim. Atalaylarda orada olacak." başımı salladım. Kuzeylerin kafesine vardığımızda Ecrin ve Naz kapının önünde bizi bekliyordu. Koşarak onlara sarıldım. " Oğlum içeriden çok güzel kokular geliyo ne hazırladını lan?" Gülerek benden ayrıldılar.
Naz," gel kendin bak." Diyince hemen içeri girdim. Uzun büyük masada bir kuş sütü eksikti. Masanın etrafında 14 sandelye vardı. Herkes yerien geçmişti. Bende hemen yerime geçtim. Alaz yanıma oturdu. Ecrin Kuzey'in Naz ise Yiğit'in yanına geçti. Gülümseyerek yemek yemeye başladım.
" Yankı sakin ol. Yemekler kaçmıyo." Diyerek kıkırdamaya başlayan Yosun'a baktım. " Yemek yemek suçmu Bayan kırmızı dudak?" kafasını hayır anlamında sallayınca sesizce yemek yemeye devam ettim. Yemekler bitince ben,Ecrin ve Naz bulaşıkları yıkıyorduk. Birden bire Ecrin," Nereden nereye geldik ya. Bir zamanlar birbirimizden nefret ederken şuan birbirimiz için her şeyi yaparız. Ya bana o zamanlar böyle birşeyin olacağını söyleseler gülerek dalga geçerdim. " haklıydı bana deseler bende gülerdim. Konuşmaya başladım." Ya bana bir gün evleniceksin deseler hayatta inanmazdım ama kader işte baksanıza beni en delisine aşık etti. " Naz ise ben ve Ecrin' e büyük bir koz vererek," Bende bir gün aşık olacağıma inanmazdım. Özellikle çocukluk arkadaşıma." Diyince ben ve Ecrin aynı anda " Ne!" diyince ağzını kapatıp gözlerini kocaman açtı. " Ben içeri gidiyorum." Ecrin gülerek onu takip edince ben Ecrin'in dediklerini düşünüyordum. Harbi ya bir zamanlar ölesiye nefret ettiğim çocuklar kardeşim, o buzdağı ise kocam olmuştu. Gerçekten hayat bize her şeyi yaptıra bilirdi.
Nasıl olmuş yeni bölümmmOylamayı unutmayınn!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralasar 5
FantasySelammm. Yaralasar 5 ile karşınızdayımm. Hesabımda Ötanazi okulu 5 adlı kitabım var umarım seversiniz!