Sedef'denn
Tesisdeydik. Alaz öcünün yaşadığını öğrendiği anda tesise geleceğimizi bildirmişti.
Şimdi ise tüm yarrasalar bahçe de Pars ve Fulya'yı bekliyorduk.En sonda Naz," Off! Banane o kızdan? Benim şuan yattağım da uyuyor olmam gerekiyordu!" diyince göz devirdim. Yiğit," Merak etma Nesrin, biraz daha az uyusan güzelliğinden bir şey kaybetmezsin," dediğin de Naz sinirden kıpkırmızı olmuştu.
Hepimiz ne zaman bağıracağını beklerken Kuzey ve Araf kulağını kapatmıştı.
" NAZ! Benim adım," Yiğit'in kulağının öndünde durup kullağına doğru," NAZ!" diye bağırdı.
Yiğit kulağını tutarak ağız dolusu küfür etemeye başlayınca Mıchael," Yeter bu kadar çocuklar," demişti.
Karşımdaki Alaz'a baktınca sıkıntılı göründüğünü görmüştüm. Yanına gidip," iyimisin Alaz?" diye sordum. Beni gördüğün de elimi tutup," Sen buradayken nasıl iyi olamam sevgilim?" diyince gülümsedim.
Ecrin," Sarmaşık? Sen Fulya'nın geleceğine seviniyormusun? Neden sabahtan beri hiç itraz etmesin?"
" Neden üzüliyim Yakamoz? O da bir yarasa ve onun da Öcü'den korunması gerek," diyince tebessüm ederek başını salladı. Ve tam o esneda karşımızdan Pars ve Fulya buraya doğru gelmeye başladı. Fulya gülümsüyordu. İnşAllah beni üzecek bir şey yapmazdı.
Ben artık onu düşmanım olarak görmüyordum.
*****
Fulya'dann ( bunu yaptığıma inanmıyorum )Bugün hapisten çıkıyordum. Açıkçası mutluydum. Sedef'e gerçekten büyük bir özür ve Teşekkür borçluydum. O gün bana Feride ile ilgili olan gerçekleri söylemeseydi ben belki hala ondan nefret ediyor ve Feride için üzülmüyor olacaktım.
Çıkma saatim geldiğinde içeri bir gardiyan girdi," Fulya SARSILMAZ,( soyadını bilmiyorum diye bunu yaptım ) çıkıyorsun hazırlan!"
Ona başımı sallayıp buradaki en yakın arkadaşım Ela'ya döndüm. Gerçekten ilk günden beri bana çok yardımı bulunuyor du. " Ela..." dedim titrek bir şekilde. Bana dolu gözlerle bakarak," Fulya gidiyormusun?" defi bir fısıltıdan ibaret bir sesle. Ona başımı salladįm ve ona sarıldım. Çok geçmeden o da bana sarılınca," gidiyorum ama seni görmeye geliceğim."
Bana başını salladı. Ondan zoraki bir şekilde ayrılıp öbürleriyle de vedalaştım.
Gardiyan beni çıkarınca müdürün yanın da bir kaç belge imzaladım. Sonra ise gardiyanın yardımıyla çıktım. Gardiyan beni bırakıp gidince dışarı baktım.
Bitmişti. Özgürdüm artık. Etrafįma bakınca eğitmenim Pars'ı gördüm. Onu bile özlemiştim.
" Geçmiş olsun ve Hoşgeldin Fulya," dediğinde ona tebessüm ederek," Sağolun," dedim. Arabayı gösterince bindim.
" Nereye gidiyoruz?"
" Tesis'e"
" Neden?"
" Arda yaşıyormuş, o yüzden şuan tüm yarasalar tesisde " diyince ona korkuyla baktım.
Arda yaşıyormuy du? Benim hayatımı mahveden adam yaşıyormuydu? Ama Sedef onu öldürmüştü? Bu nasıl mümkün oluyordu?
" Nasıl? Nasıl yaşıyormuş. Ama Sedef onu öldürmemişmiydi?" dediğimde başını salladı.
" Bizde öyle sanıyorduk fakat öldürmemiş." Ona başımı sallayarak önüme dönüp başımı cama yasladım.
**Tesise varınca arabadan indik," neredeler?"
" Bahçe de." Diyince ona başımı salladım.
Bahçeye yetiştiğimiz de tüm yarasalararı orada görmem tebesüm etmemi sağladı.
Direk yıllardır nefret ettiğim ama şuan ona kocaman bir özür borcum olan Sedef'in yanına gittim.
Karşısında durup ona sarıldığım da önce şaşırsa da daha sonra kollaranı bana doladı.
" Geçmiş olsun Fulya."
" Sağol Sedef."
Diyip ondan ayrılınca herkesin özellikle Altuğ ve Pars'ın şaşkın bakışları altın da kaldık.
Sedef'e dönerek ellerini tuttum," Yıllardır sana yaptığım ve Feride'ye olan herşey için, senden özür dilerim Sedef..."
Elleri arsındaki Elimi sıkarak," Bende sana yaptığım ve eğer devam edersen yapacağım şeyler için özür dilerim Fulya..."
Nasıl buldunuz?
Biraz ters köşe yapmış olabilirim...
Neyse bölümü nasıl buldunuz?
Fulya ile Sedef'in arası bence düzeldi. Sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralasar 5
FantasySelammm. Yaralasar 5 ile karşınızdayımm. Hesabımda Ötanazi okulu 5 adlı kitabım var umarım seversiniz!