5.Bölüm:Misafir

344 34 27
                                    

Merhabalar💜💜

Ben geldimmm

Hadi geçelim bölümee:)
____________________________________________________________________

Gözlerimi gün ışığına alıştırmak için yavaşça açtım.Saat 8.30'du ve hala uykum vardı.

Ve evet gözlerim ağrıyordu.Uykusuzluktan değil,gece boyu ağladığımdandı.

Yatakta gerinip kalktım.Önce banyoya gidip işlerimi halletim,ardından üniformalarımı giyip konağa doğru yürümeye başladım.

Müştemilat'a gelirsek,Cevdet Ağa'nın söylediği gibi temizdi ve tek kişilikti.

Burayı seviyordum-yalnız başıma kalmayı yani-

Mutfaktan içeri girdiğimde Dilber ablaya selam verdim ve Furkan 'ın sabah kahvesini hazırlamaya başladım.

Beş dakika sonra hazırlayıp üst kata çıktım.

Kapıya tıklatıp girdim içeriye.Onunla göz teması kurmadan hemen verdim kahveyi.

Çıkacağım vakit söyledikleri durdurdu beni.

"Dün Gizem'e cevap vermemi başka şeylere yorma lütfen.O an sinirliydim ve Gizem'de bunun tuzu biberi oldu. Seni korumamda başka bir neden arama-

"Bunu nereden çıkardınız?Ben kurduğunuz cümleleri ve kelimeleri tek tek kontrol edip isteklerimi karşılayacak yeri bulacak kadar delirmedim daha.Lütfen bi daha bu muameleyi bana yapmayın."dedim sakin çıkan sesimle.

Ve arkama bile bakmadan çıktım dışarı.

Sustukça üzerime geliyorlardı ve artık bıkmıştım...

2 hafta sonra

Buraya alışmıştım.Evet her gün aynı şeyleri yapmak biraz sıkıyordu beni ama alışıyordu işte insan bir şekilde.

Bugün Cevdet Bey'in Şanlıurfa'dan öve öve bitiremediği konukları gelicekti.
Ve şuanda Dilber abla ile hazırlık yapıyorduk.

"Umay kızım sen salataları hallet,ben de tatlıya başlayayım"
Dedi tatlı bir dille

Hemen işe koyuldum.Salataları buzdolabından çıkarırken mutfağa biri girdi

Oydu,Furkan.

"Kolay gelsin Dilber ablam"dedi sevecen şekilde.

Dilber abla karşılık verdi,"Sağol oğlum otur istersen sana bir kahve yapayım.

"Valla olur dosyaları incelemekten dilim damağım kurudu"
Ve sonra salataları doğradığım masanın yanına oturdu.

Umursamadım. Banane ondan canım.

Salataya başlarken üzerimde hissettiğim bakışları yok saydım ve devam ettim.

Dilber abla tatlıyı bitirip çıktı mutfaktan.Hayır, gitme!!!

Salatayı bitirip üzerine soslarını döktüm ve üzerini stres film ile kaplayıp kenara bıraktım.

Ve o hala buradaydı.Git işte kahven de bitti!!!

Bakışları hala üzerimdeydi ve offf!!!

Daha fazla dayanamayıp döndüm arkamı,

"Furkan Bey Bişeye ihtiyacınız mı var?dedim sorgular şekilde

Yüzüne alayı takınıp,"Yok olsa söylerdim zaten" dedi ve başka bişey söylemeden çıktı mutfaktan.

Dilber ablayla masayı hazırlamaya başlamıştık.Ve Dilber hanım Cevdet beye "Yemek hazır ağam" dedi ve misafirler ayaklanıp masaya geldi.

Masada Cevdet bey,Zahide Hanım,Furkan,Furkan'ın yaşlarında bir genç ve 15'li yaşlarında bir kız vardı ve onların anne babası vardı. Hemen servise başladık.

Önce çorba servisi yaptık ve salatalar...

Furkan'ın yaşlarındaki çocuk Furkanla sohbet etmeye başladı .

"Ee,Furkan naber görüşmeyeli?"

Ardından Furkan,

"İyidir, Serhat sen?

"İyiyim bende, yeni mi aldınız bu küçük hanımı?"

Küçük hanım?

"Alalı 3 hafta oluyor da niye sordun sen?"

"Hiiiç canım,öylesine"

Dedi adını yeni öğrendiğim serhat

Onlar yemeklerini yemeğe devam ederken Serhat ayağa kalktı ve bana yaklaşarak,"tuvaleti gösterir misin küçük hanım?" Dedi yılışık şey.

Ondan uzaklaşarak önüne geçtim ve tuvaleti gösterdim.

Salon boyu ilerlerken konuştu,

"Kaç yaşındasın sen?"

Sinirlendim. Sanane benim yaşımdan ya! Terbiyemi bozmadan cevap verdim,"19 yaşındayım" Ardından konuştu tekrar,"Sevgilin var mı?" Dedi alayla

Gerçekten ileri gidiyor bu!

"Ben bu eve, gelen misafirlerin hoş olmayan sorularına cevap vermek için gelmedim.Bana tuvaletin yerini sordunuz söyledim.
İzninizle."

Diyerek yürümeye başladım.

"Salaksın kızım sen, bak eğer utandıysan anlarım seni de kim bakar sana? Senin gibi ailesini arkada bırakıp konaklara gelip sürten birine kim bakar?

O an gözümden bir yaş firar etti. Evet yine başladım ağlamaya. Gözyaşlarımı görmesin kimse. istemiyorum.

Gördü. Evet, gördü Furkan.

Anlamaz halde bakarken  hemen mutfağa kaçtım.

Yüzümü sildim hemen. Peçeteyi nemlendirip yüzüme tampon yaptım. Pencerenin yansıyan camından baktım kendime.
Acizim ben. Çok aciz bir varlığım.

Ardından tekrar girdim salona. Kimseyle göz teması kurmadan masayı toplamaya başladım.

Zaten kimse bakmıyordu, o yılışık hariç.

Mutfağa gireceğim sıra Furkan ayaklandı, misafirlerden izin alıp odasına yöneldi.

Yanımdan geçerken,"Sert bir kahve istiyorum bu defa elini çabuk tut"dedi ışık hızıyla çekip giderken.

Hemen mutfağa girip tabakları tezgaha koydum ve kahveyi hazırladım. Elini çabuk tut demişti.

Alel acele çıktım yukarı. Hızlı yürüdüğüm için kahvenin birazı elime döküldü.Kızardı elim.Umursamadım.

Kapıyı tıklatıp girdim içeri.

"Buyrun,Furkan bey" dedim nazikçe.

Kapıya yönelip çıkacağım vakit adımı söyledi,

"Umay,otur şuraya"

Hiç birşey demeden oturdum. Belki de beni kovacaktı

"Serhat'a tuvaleti gösterdikten sonra niye ağlıyordun sen? Yoksa o lavuk sana bişey mi dedi?
Bak ne kadar buranın hizmetlisi olsanda sen benim bir kardeşimsin, kardeşten geçtim bu evin bir ferdisin".dedi yumuşak tonda.

Başımı ellerimden kaldırıp konuşmaya başladım,

"Anlayışınız için teşekkür ederim,ama...Gerçekten önemli bişey yok.dedim ve ayaklanıp"Müsaadenizle"diyip çıktım dışarı.

Acımayın bana.Hah kardeşiyim ben onun.Onun ailesindenim.

Böyle söylüyor.Ben o defteri kapatalı çok oluyor...Aile kavramını yitireli çok oluyor...

Bölüm sonu

Nasıldı?

Bu hikaye kısa olacağı için olaylar biraz ışık hızında gerçekleşiyor:))

Votelemeyi unutmayalım!!!

Allah'a emanetsiniz🌷🌷🌷

HADEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin