1996

82 4 3
                                    


"tekrardan hoşgeldin emrecim bugün nasılsın bakalım" 

emre ilaçlardan dolayı pek yerinde olmayan kafasını toparlayabildiği kadar toparlamıştı galiba bu soruya cevap verebilirdi

"galiba iyiyim" cevap pek net değildi son iki yıldır asla net olmamıştı bu cevaplar

"bana geçmişini anlattığını hatırlıyor musun emrecim şimdi senden net bir cevap istiyorum bunun dışında hiç bir soru için senden net bir cevap istememiştim hatırlarsan" emre sessizce onalamıştı


"bana gerçekleri anlat emre aslında o lisede ne oldu kardeş diye söylediğin inanların çoğu yalnızca arkadaşlar lütfen emre ben senin için iyi olanı istiyorum lütfen bana dürüst ol gerçekleri söylemezsen adını temizleyemezsin"


emre yutkundu yıllarca gerçekler dediği gerçekliği sonunda biri sorgulamıştı ne yani bu olanlar sahte miydi "ben şizofrene mi benziyoru ordan bakınca"

karşısındaki kadın yutkundu "kendi bakış açını boşver bana yorumsuz bir şekilde anlat volkan ve tuna hayatına aslında nasıl girdiler"

emre zihnine dolan anıları bir kenara itmek istedi ama artık bir kaçışı yoktu bu geçmişi hazırlamak onun uzun yıllarını almıştı yeni birtanesine artık zamanı yoktu


"aynı lisedeydik ama volkan benden bir kaç yaş büyüktü onunla ilk onların kebapçısında tanışmıştık..."


anlaşılan o kebapçı babadan oğula geçmişti sonradan açılmamıştı...


emrenin bakış açısından

sene 1996

çalan telefonuma baktım arayan isim netti "kardeşim"

"efendim hayatım ben sana saat yediyi geçmeden eve gel demedim mi tamam aynı anadan değiliz ama babamız bir illa sakal mı bırakalım sözümüzü dinlemen için"

telefonun karşısından gülen iki kızla benimde sinirimi bozmuştu kendimi tutamayıp güldüğümde arganın sesi geldi

"abi ya tunaların bi kebapçısı var gelsene sende hem bizim maket işi biraz uzadı volkan abide saat geç oldu diye beni tek salmıyor sokağa ara abini gelsin dedi"


"tamam fıstığım at konum geliyorum" diyerek telefonu kapattım haydi bakalım kim öle kim kala emre kalakala

kafamdaki düşünceleri basit bir şarkıyla dile getirmek benim işimdi tekerlemeler şarkılar sakız falları bazen oyunlar kelime oyunu yapmayı severdim ve bu soktuğumun mekanına yürümek için kafamda seçtiğim aktivite yine aynıydı hayata sevgilerimi sunmak

telefonum gelen mesajla titredi

bir yeni bildirim

konum:

01 kebap


"allahın adanalısı amına koyayım ya" işte volkan hakkında ilk düşüncem bu olmuştu 

yukarı doğru çıkmam gereken 4 metrelik bir yokuş aslında basit bir engeldi ama biraz fazla dikti ve ben iğrenç fizik dersini fazlasıyla dinlemiştim nerde diklik orda sikildik mantığıyla yola devam ettim


kebapçıya yaklaşırken nefes nefese kalmıştım sesim götüme değil evrenin öbür ucuna kaçmıştı kapıdan içeriye girmeden elimi demir kapıya yasladım ve içeri göz gezdirdim 

ve çok geçmeden gözlerim hayatımın sonuna kadar esiri olacağım o gözlerle buluştu

o kahverengi gözler benim parmaklıklarım olmak üzere bana dikilmişti...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İtiraf sayfası (Emre Belözoğlu Volkan Demirel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin