Garip His

264 29 2
                                    

James'den

"Beni çok zorluyorsun..."

"Öyle mi?" Suratını suratıma yaklaştırdı ve dudağını benim dudağıma sürttü. "Bu konuda ne yapacaksın, Potter?"

Hızla onu kucağıma aldığımda kollarını boynuma, bacaklarını ise belime sardı.
Onu duvara yapıştırıp kendimi ona bastırdım.

"James!" Kafasını geriye atıp derin bir nefes aldığında gülümsedim ve mavi gözlerine baktım.

"Canını çok fena yakacağım, Lexa!"

Dudaklarına kapandığım sırada aniden gözlerimi açtım.

"Kalk artık amına koyayım!"

"Cidden Çatalak! Öldün mü amına koyayım?"

Hala ne olduğunu anlayamadığım için etrafa bakıyordum.

"İlk günden kahvaltıyı kaçıracağız!" Remus sinirle konuştuğunda kaşlarımı çattım.

Ne yani, rüya mıydı?
Lexa, Lexa, Lexa, kimdi bu Lexa?
Mavi gözler ve arsız sözler...
Siktir!
Hayır, olamaz! Olmaz!

"Çatalak?"

"Hey?"

"Dostum bizi duyuyor musun?"

"Neyin var?"

"İyiyim," zorlukla konuştum ve yutkundum. "İyiyim, siz gidin. Ben arkanızdan gelirim."

Üçü de bana tuhaf bakışlar atarken göz devirdim.
Bana da bulaştırmıştı!

"Emin misin?"

"Evet, Pati!" Sinirle konuştum. "Gidin, hadi!"

Odadan çıktıkları zaman yataktan kalktım ve bakışlarını aşağıya çevirdim.

"Lanet olası Travers!"

Hızlıca duşa girdiğimde onu düşünüyordum.
Valeria Alexandra Travers...
Lexa...
İkinci ismini yıllar içinde toplasan en fazla iki veya üç kere duymuştum. Nasıl aklımda kalmıştı? Ve neden onun hakkında böyle bir rüya görmüştüm?

Daha önce ona kimsenin Lexa dediğini duymamıştım.
İçimde çok garip bir his vardı.

Hızlıca işlerimi halledip banyodan çıktığımda üzerimi giyinmeye başladım.
Eşofmanımın cebimden bir şey düşünce ona baktım.

Bileklik...

Alıp üstünkörü inceledim. Yeşildi, tabii ki!
Onun neredeyse her şeyi yeşil ve maviydi.

Bileğimdeki ince kırmızı ip bilekliğin yanına taktım ve kravatımı bağlamaya üşenip boynuma atarak iksir sınıfına koştum.

Bu rüyanın üzerine onun yüzünü görmek... Aman ne güzel!

Hızla içeriye girdiğimde herkesin bakışları bana döndü.

Anında mavi gözlerle göz göze gelince bakışlarımı kaçırdım.
Dikkatini topla amına koyayım!

"Afedersiniz, Profesör Slughorn."

"Pekala, pekala. Bu seferlik affediyorum geç bakalım."

Bizimkilerin yanına gittiğimde hepsi bana baktı.

"Ne?" Dedim bana kaşlarını çattıklarını görünce.

"Bize ne olduğunu anlatsan iyi edersin Çatalak."
Sirius'un ciddiyeti karşısında şaşkınlıkla durakladım.

Demek ki gerçekten çok garip davranıyordum.

Kafamı sallayıp geçiştirdim.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°★°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

The Secret Passion/James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin