2.Bölüm

22 4 9
                                    

Medyada ki şarkı bölüm içinde geçiyor orayı okurken açabilirsiniz keyifli okumalar

"özür dilerim hocam ben yeni geldim de bu okula sınfımı bilmiyordum ses gelmeyince içeride hoca olmadığını düşündüm"
hoca bana tiptip bakmaya başladı daha ilk günden başıma gelene bak gerçekten harika bir başlangıç oldu! sonunda hoca bakmayı kesip klasik soruyu sordu bana küçümseyerek bakarak.
"adın ne"
o beni küçümsüyorsa bende soğuk yaparak cevap verirdim.
"Buket"
"buket sevilay'ın yanı boş oraya oturabilirsin"
Hemen boş yere geçip oturdum o sırada adının sevilay olduğunu öğrendiğim kız bana döndü ve elini bana uzattı
"merhaba buket ben sevilay okulumuza hoşgeldin memnun oldum"
"merhaba sevilay hoşbuldum bende memnun oldum"
biz konuşurken hoca ayağa kalktı ve tahtaya kalemle vurmaya başladı
"Sessiz olun derse başlıyıcam"
O sırada sınıftaki erkeklerden elini kaldırdı
"hocam yanlız vurduğunuz şey devlete ait kırılırsa parasını siz ödersiniz ama ben aldığınız paranın o tahtanın parasını ödemeye yeteceğini düşünmüyorum"
sınıftaki herkes gülmeye başladı
'ben hariç'
komik olduğunu sanıyordu ve sınıftakiler de çok komik birşey söylemiş gibi gülüyorlardı ne biçim bir sınıfa düştüm ben ya hoca tekrar bağırmaya başladı ama bu sefer tahtaya vurmadı.
"susun susun yeter artık derse başlıyoruz"
sevilay ilk dersin sanat tarihi olduğunu söyledi çok sıkıcı bir ders ama övünmek gibi olmasın kötü değilimdir önceki okulumda bu dersin sınavından en yüksek notu ben almıştım.
Uzun ve sıkıcı bir dersin ardından sonunda teneffüs zili çalmıştı beynim error vermişti resmen o kadar monoton ve sıkıcı konuşuyordu dersi hiç dinleyesim gelmemişti.
defterimi sıranın altına koydum o sırada sevilay bana dönüp bir soru sordu
"buket ben kantine inicem sende gelmek ister misin hem bahçeye çıkarız"
"tamam olur"
sevilay hemen koluma girdi kolumu yavaşca çekip sevilaya baktım
"sevilay"
"efendim"
"koluma girmesen olur mu ben fazla temastan hoşlanmam da lütfen yanlış anlama"
"ay özür dilerim merak etme bundan sonra daha dikkatli olurum"
"teşekkür ederim"
"rica ederim"
konuşa konuşa kantine gelmiştik hemen sıraya girdik neyse ki sıra kısaydı ben bir tane su aldım sevilay alıcaklarını aldıktan sonra kantinen çıkıp bahçeye indik bir banka oturduk ve sohbet etmeye başladık daha doğrusu o konuştu ben dinledim sevilay bana okuldan okulun diğer binalarından ve öğrencilerinden bahsetti.
"biraz ilerde konuşan iki kızı görüyor musun"
hemen gösterdiği yere baktım bizden uzakta iki sarışın kız vardı sevilay'a dönüp başımı salladım
"onlar ışık ve ışıl okulun popüler kızları ve aynı zamanda ikizler ışık çok sinir bozucu ve gıcık aynı zamanda çok da zorba okulda ki herkesi ağaşılamayı ve küçük düşürmeyi çok seviyor ama ikizi ışıl onun gibi değil daha sevecen ve tatlı"
"anladım zaten hep öyle olur yada tam tersi ikizlerden biri ya daha sevecen olur diğerine göre yada onun gibi gıcık olur"
sevilay bir anda gülmeye başladı kaşlarımı çattım bu kadar komik olan neydi ki! gözlerimi devirdim sevilay gözlerimi devirdiğimi ve ona baktığımı görünce gülmeyi kesti
"haklısın"
sonra sessiz sessiz gülmeye devam etti bende güldüm duygusuz ve soğuk biri olduğumu düşünmesin diye soğuk biriydim evet ama duygusuz değildim sadece duygularımı dışarı yansıtmayı sevmezdim
"sınıfa gidelim istersen zil çalar birazdan"
"tamam"
Merdivenlerin oraya geldiğimizde gözüm bir çocuğa takıldı arkadaşlarının yanında oturuyordu arkadaşları sohbet ederken o sessizce oturmuş kulaklığını takmış galiba müzik dinliyordu kulaklığını takıp başka ne yapabilirim ki zaten of buket bu yine çok saçmaladın ona bakıldığını hissetmiş olmaki kafasını kaldırıp etrafa baktı sonra beni gördü göz göze geldik hemen başımı çevirdim ve göz temasını kestim ne diye bakıyorsam of rezil oldum
"kime bakıyorsun buket"
"hiç kimseye"
"emin misin"
"evet"
"öyle olsun pek inanmadım ama neyse"
sınıftan içeri girip yerimize oturduk
"ders ne"
"bilmiyorum hoca gelince söyler zaten"
"evet haklısın"
içeri giren çocuk bir anda bağırmaya başladı
"arkadaşlar ders boş"
sınıftaki herkes bir anda bağırdı anladık ders boş sevindiniz bağırmaya gerek yoktu ki off bunlar salak değilse bende buket değildim
"buket ben arkadaşlarımın yanına gidiyorum sende gelsene"
"yok ben lavaboya gidicem belki gelince yanına gelirim"
"tamam"
sevilay gitti bende kalkıp lavaboya gittim içeri girdim çıktıktan sonra ellerimi yıkadım o sırada içerde ki kızların konuştuklarını istemeden duydum yada isteyerek çok da önemli değil
"of çok yakışıklıydı gördün mü"
"evet gördüm gerçekten çok yakışıklı"
"acaba adı ne"
"eminim kendi gibi mükemmel bir adı vardır ve sanırım ela gözlüydü"
"evet ela gözlüydü ayrıca kesinlikle katılıyorum ama hiç şansımız yok ışık onun gibi yakışıklı birini havada kapar"
"evet"
kızlar gittiler acaba kimden bahsediyorlardı aman banane şunu anladım konuştuklarından ışık tam bir erkek avcısıymış lavabodan çıkıp sınıfa gittim hoca hala gelmemişti yerime oturdum sevilay hala birileri ile konuşuyordu kulaklığımı takıp spotifyi açıp sevdiğim şarkılarından birini dinlemeye başladım herkesten soyutlanmak istiyordum 15-20 dakika sonra içeri bir hoca girdi hemen kulaklığımın birini çıkardım ve hocayı dinlemeye başladım
"çocuklar dersiniz ne"
sınıfta ki kızlardan biri öne çıktı ve konuşmaya başladı
"hocam dersimizin ne olduğunu bilmiyoruz ve ders şuan boş"
"tamam biri gidip kontrol etsin tüm dersleriniz aynıysa eve gidebilirsiniz"
"tamam hocam teşekkürler ben gidip kontrol ederim"
kız gitti 10 dakika sonra geri geldi
"izin kağıdı aldım eve gidebiliriz"
herkes çantalarını toplayıp çıkmaya başladı sevilay arkadaşlarına görüşürüz diyip yanına geldi
"hadi gidelim"
"tamam"
çantamızı alıp çıktık merdiven inip kapının önüne gelmiştik
"ah hayır defterimi sınıfta unuttum"
sevilay bana döndü
"gidip alalım o zaman"
"yok sen git ben alırım"
"emin misin"
"evet git sen"
"peki yarın görüşürüz"
"görüşürüz"
sınıfa çıkıp sıramın yanına gittim eğilip defterimi alıp çantama koydum ve sınıftan çıktım aşağı indim bahçede gördüğüm müzik dinleyen çocuk okulun konservatuar öğrencilerinin okuduğu binaya gidiyordu acaba peşinden gitsem sanırım gidicem hemen peşinden sessizce gitmeye başladım umarım beni fark etmezdi İkinci kata çıktı
ve bir yere girdi kapıyı aralık bırakmıştı aralık bıraktığı kapıdan içeri bakmaya başladım burası müzik aletlerinin olduğu bir odaydı içeride piyano gitar keman ve başka müzik aletleri de vardı sandalyelerden birine oturdu ve kırmızı renkli gitarı alıp çalmaya ve şarkı söylemeye başladı
'medyadaki şarkıyı açabilirsiniz'
sesi gerçekten çok güzeldi pera'dan her şeyim şarkısını söylüyordu bu şarkıyı çok seviyordum daha bugün boş derste dinlemiştim
"Gün doğar mecbur gibi yola düşer kalbin
Her bir yol bir ihtimal ama gitme kal
Son sözü söyler gibi derin bir nefes dünden bir ses
Elveda diyecek elbet ama gitme kal
Yorgundu adımların sanki giderken
Sonbahardı bu gidiş yazın ardından gelen
İçimden koparmaya çalıştım seni
Olmadı yapamadım kökün çok derinden"
Nakarat kısmına geçmişti içimden bir ses eşlik et diyordu ama hayır burda olduğumu ve onu izlediğimi bilmemesi gerekiyordu
"Belki sadece sen ve ben
Belki sadece bu gece kaldı
İstemem inan başka bir teni
Her şeyimi sen yaptım
Belki sadece sen ve ben
Belki sadece bu gece kaldı
İstemem inan başka bir teni
Her şeyimi sen yaptım"
İçeri biraz daha girdim ayakkabımın çıkardığı sesi duymuş olacaktı ki bana döndü yine göz göze gelmiştik çok yakışıklıydı ela gözlüydü üstelik en sevdiğim göz rengiydi ela keşke benimde öyle olsaydı uzun boyluydu da ışık bu çocuğu görmese iyi olur yoksa bunu da havada kapar bir dakika lavaboda kızların bahsettiği çocuk buydu haklıymışlar gerçekten düşüncelerimden onu sesi ile sıyrıldım
"beni incelemen bitti mi"
"haa ne"
güldü çok güzel gülüyordu ve gamzesi vardı iki yanağında da çok fena düştüm çocuğa neyse buket topla kendini
"ne dedin"
"beni incelemem bittiyse beğendin mi diye soracaktım"
"seni incelemiyordum dalmışım sadece"
"kesin öyledir neyse mini konserim hoşuna gitti mi"
"evet beğendim sesin çok güzel ve bu şarkıyı da severim güzel söyledin"
"teşekkürler"
"rica ederim"
"tanışalım istersen bahçede bana bakan kız" elini uzattı
"ben akın ulusoy" uzattığı elini tuttum ve kendimi tanıttım
"ben buket demir memnun oldum" kendimi tanıttıktan sonra hemen elimi geri çektim bunu garipsemiş gibi baksa da umursamadı
"bende memnun oldum buket
sen bu okula yeni mi geldin"
"evet bugün ilk günüm"
"hoşgeldin o zaman umarım burayı seversin güzel bir okul burası"
"umarım"
telefonumdan bildirim sesi geldi "kusura bakma"
hemen çıkarıp baktım babam mesaj atmıştı seni almaya geldim diye
"özür dilerim gitmem gerek hoşçakal tanıştığıma memnun oldum tekrardan"
"görüşürüz ben de memnun oldum"
İçeriden çıkıp aşağı indim babam okulun kapısının önünde beni bekliyordu bindim ve kapıyı kapatıp emniyet kemerini de taktım babam bana döndü
"güzel kızım ilk günün nasıl geçti"
"güzel"
"peki hadi bir şarkı aç da bizim de günümüz güzelleşsin"
gülüp telefonumu arabaya bağladım ve sevdiğim bir şarkı açtım can koç'un gökyüzünü tutamam şarkısıydı bir saatin ardından eve varmıştık gerçekten İlk günüm güzel geçmişti bakalım yeni okulumda beni neler bekliyordu.....

Evet 2 bölümün sonuna geldik ilk bölüm biraz kısa oldu ama bu bölüm uzun oldu tam tamına 1364 kelime umarım telafi edebilmişimdir 3 bölümde görüşmek üzere keyifli okumalar bölümü yarın atacağım hoşçakalın
Sınır:20 oy

Fedakarlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin