"Ne demek farklı bir bölüğe geçmek istiyorum?"
Draco Malfoy, kavuşturduğu kollarıyla soğuk soğuk bakıyordu başseherbazına. Harry Potter'ın 'baş komutanlık' mertebesini kendisine karşı kötüye kullandığını düşünüyordu. Ayrımcılık yapıyor, ötekileştirilğini düşünüyor ve sırf eski düşman oldukları için kendisini ezmeye çalıştığıyla ilgili kafasında binlerce düşünce gezdiriyordu.
Dün yaptıkları Instagram konuşmasını da düşündüğünde, Draco iyice çileden çıkıyordu. Saati saatine kendisini didiklemesi rahatsız ediyordu artık. Bu nedenle sonunda yapmak istemediği o şeye başvurmuştu.
Harry Potter'ın komutası altında çalışmak, diğer bölüklerde çalışmaktan daha kıymetliydi. Onun bir ismi olduğundan dolayı, Harry'i referans olarak gösterdiğinde işlere daha kolay alınabilirdi. Hem daha saygın olacaktı
hemde çok sorgulanmadan mülakatları geçme fırsatına sahip olabilirdi.Bundan bile vazgeçecek kadar canını sıkmıştı Başkomutanı.
"Evet," dedi Draco, ters bir sesle. "Bay Stan ile bu konu hakkında görüştüm. Beni onayladı. Aynı zamanda insan kaynaklarının da haberi oldu. Ne yazık ki iş verenim siz olduğunuz için de Bay Stan sizin de onayınızın gerektiğini söyledi. Kağıdın sağ tarafını kaşeleyip imza atarsanız çok sevinirim, Bay Potter."
Gülümsedi Harry. Draco'nun bunu yapmasını hiç beklemiyordu, gafil avlanmıştı. Zihninde binlerce bahane düşünüp dursa da, onu kendi bölüğünde tutmak için bir bahane bulamıyordu. Başka bir bölüğe de göndermek istemiyordu.
"İmzalayamam," dedi Harry, bahanelerden birini sıralamaya başlayınca. "Ölüm yiyenler kapıda, iki-üç haftaya göreve çıkacağız ve herkesin konumu çoktan hazırlanmaya başlandı. Bizimle bir süre daha çalışmalısınız, Bay Malfoy."
"Bay Potter, bunu da düşündüm elbette. Bu yüzden yerleri belirleyen takım üçe sordum, daha grupların gideceği bölgeler bile seçilmemiş. Bu yüzden içiniz rahat olsun, takımların dengesi bozulmayacak. Sadece yer değişikliği olacak."
"Hayır," dedi Harry yeniden. "Bay Stan'ın grubu yeterince sağlam, sende oraya gidersen biz eksiye düşeriz."
"Bay Stan'ın ekibinden benden daha iyi olan biriyle değişeceğim yerimi. Bay Kim benimle yer değişmek için can atıyor. Onun savaş performansı ve tecrübesi benimkinden kat be kat daha iyi. Takımlar arasında güç değişikliği de yaşanmayacak, Bay Potter, hatta aksine siz daha da güçlü olacaksınız. Gayet iyi, değil mi?"
Harry, elinde ki kağıtla birlikte Draco'ya sakince bakarken, ne diyeceğini düşünüyordu. Sağ eli kravatına gitti ve yavaşça gevşetti. Başını kaldırıp yeniden Draco'nun gözlerine baktığında, bu sefer gülümsüyordu. "Neden gitmek istiyorsunuz?"
"...çünkü takım ikinin bana daha fazla eğitim vereceğini düşünüyorum."
"Bunu red etmek zorundayım. En iyi eğitim, takım birin eğitimi. Bu yüzden bir numarayız ya? Başka sebep var mı?"
"Burada gelişebileceğimi düşünmüyorum." Dedi Draco, Harry'nin birden keskinleşen gözlerine bakamayarak. Sanki çok büyük bir şey istiyormuş gibi davranıyordu başkomutanı. Daha geçen kendisine memnun değilse bölük değiştirebilirsin diyen kendisi değil miydi?
Bunu icraate geçirince mi sorun oldu? Bu Potter ne yaşıyordu cidden?
"Bunu da red edeceğim. Kısacık sürede eğer gerçekten gelişmeseydiniz, sizi savaşa alacak kadar delirmezdim. Gayette geliştiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonic Commander
FanfictionPlatonik bir Başseherbaz ve onun aşkını on dört yıl boyunca fark etmeyen stajyer Seherbaz. Aynı iş yerinde çalışmaya başlayan bu ikilinin arasında bir şeyler değişecek mi?