Buddy | Taekook

Düşler ve gerçekler ayrı ayrı yaşar

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Biliyorsun

5 sene önce..

"OOOOOOOOOOOOOOO!!!"

"GÜÜÜMMM!!!"

Kahkahalar eşliğinde atladığım bedenle birlikte bağırışlar daha da yükselmiş, sınıf tamamen çığırından çıkmıştı.

"Jungkook! Yerlerinize geçin hoca gelecek diyorum size!"

Bana doğru bağıran sınıf başkanıyla istifimi bozmadan gülmeye devam ettim ve sırtına bindiğim arkadaşımın üzerinde birkaç kez zıplarmış gibi yaparak bana küfürler savurmasına sebep oldum.

"Bi dur be kızım!"

Kolumdan çekiştiren sınıf başkanına en sonunda çıkışmak zorunda kaldım. Nihayet pes etmiş olacak ki saçlarını çekiştirerek hepimize lanetler yağdırarak sırasına yerleşti. Evet, ders boş diye uzun eşek oynuyorduk ve sınıfça tüm okulu inletiyorduk. Kimsenin gelip gittiği de yoktu. Biz de bu yüzden kendimizce eğlenmeye başlamıştık.

Aniden arkamdan üzerime doğru savrulan bedenle neye uğradığımı şaşırdım. Cüsseli beden tüm hızıyla bedenime doğru atlayınca hem altımdakilerin hem de benim ciddi manada sarsılmama neden olmuştu. Sinirle kafamı arkaya çevirerek küfrettim.

"Hay ananı sikeyim senin puşt!"

"Jungkook, biraz dayamış bulundum sana kanka kusura bakma."

"Siktir git lan yavşak seni!"

Gerçekten de şerefsiz bir anda üç kişiyi atlayıp zıplamış, tam arkamda yerini almıştı. Şu anda iki kişi olarak üstte duruyorduk. Sıradaki atlayacak kişiye baktığımda sınıfın bodycisinin atlayacağını görmemle ıslık çalmaya başladım.

"Beyler sınıfın ayısı geliyor hazır mısınız?"

Ayağımla sırtına oturduğum bedenin göğsünü dürtmüş ve gözlerini korkutmak için ortalığı kızıştırmıştım.

"Hadi anasını satayım ağaç olduk burada!"

Alttakilerin bağırmasıyla daha da gülmeye başlarken bodyci de atlamış ve neredeyse nefeslerini kesmişti.

"Bizim köyün imamı, alttan verir samanı!"

Oynamayanlar da dahil hep bir ağızdan gür bir sesle meşhur tekerlemeyi söylemeye başlamıştık. Heceleyerek söylüyor, her hecede yumruk yaptığımız ellerimizi havaya kaldırıyorduk.

"Hoca geliyor!"

Koridordan koşarak gelen sınıftakilerden bir çocukla altımdaki bedenler anında yerinden doğrulmuş ve üç bedenin de yere kapaklanmasına sebep olmuştu. Herkes gürültüyle sıralarına geçerken ben kafamı çarptığım ve üstelik kalabalığın arasında kaldığım için en sona kalmıştım. Tam da yerime geçmek için hareketlenip ayağa kalktığım sırada sınıfım kapısı açılmış, içeriye dersin öğretmeni girmişti yanında bir başka bedenle.

"Ne bu gürültü! Sesiniz koridorun sonuna kadar geliyor. Jungkook, hep senin başının altından çıkıyor bunlar değil mi?!"

Tüm sınıf put kesmiş gibi oturmuş, tahtada aptal gibi dikilen bedenimi izliyorlardı. Kabak yine başıma patlamıştı anlayacağınız.

"Ne alaka hocam ya? Tüm sınıfı ben mi örgütledim sanki?"

"Elebaşları sensin."

"Hocam hakkımı yiyorsunuz ben sıramda kitap okuyordum." diyerek kıvırmaya başladım. Bizim tayfadan gelen gülüşme sesleriyle ben de gülecek gibi oldum ama hocanın sert ifadesini görmemle kendime engel oldum.