üç

27 2 0
                                    


Hellloooo!

Bölümümüze hoş geldiniz. Paragraf aralarına güzel yorumlarınızı bırakmayı ve sol alttaki yıldıza basmayı unutmayın.

İyi okumalar, sizi seviyoreee!

Medya; Altay Tosun




🫧



Karakolda geçirdiğim ufak çaplı krizden sonra eve gelmiştik. Az önce Ali Rıza yanıma gelmiş ve kendisiyle birlikte önceden kaldığım eve gidip oradan almak istediklerimi almam gerektiğini söylemişti. Her ne kadar o evden ayrılmak istemesem de bunu yapmak zorundaydım. Çünkü Ali Rıza beni asla bırakmazdı.

Daldığım düşüncelerden kurtulmama sebep olan şey, birinin kapıyı tıklatmasıydı. İçeri gelmesini söyledim. Odanın kapısı yavaşça açıldı ve Ali Rıza kafasını araladığı kapıdan içeri soktu. Gözleri benimle buluştuğunda "Hazır mısın?" diye sordu. Burada değiştireceğim bir kıyafetim olmadığından hazırdım. Kafamı sallayarak oturduğum yerden kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. O kendini geri çekerek kapıyı duvara doğru itti. Tamamen açılan kapıdan çıkarak onu beklemeden asansöre bindim. Kapısı kapanacakken elini uzattı ve asansöre yetişti.

"Görüştün mü onlarla?" Dedi. Koray'ın anlattığına emindim ama yine de onu bozmadan cevap verdim. "Evet ve hayır. Babamı gördüm fakat annemi göremedim. Onu hastaneye kaldırmışlar. Sevgili avukatınız da hastaneye gitmemize izin vermedi." Belki bir ispiyon gibi olmuştu ama umursamadım. Ali Rıza'nın güldüğünü duydum. Yavaşça ona çevirdim bakışlarımı. Gülünecek ne vardı?

"Kızımın ilk şikayeti mi bu yani?" Dedi kendi kendine gülmeye devam ederken. Deliydi sanırım. Çünkü hem kendiyle konuşuyor hem de konuştuklarına gülüyordu. Ona bakmaya devam ettim. Gözlerimiz bir zaman sonra birleşirken göz kırptı ve açılan asansör kapısından bu sefer o beni beklemeden çıktı. Arkasından göz devirdim. Ailecek iyi değillerdi bunlar.

Onun peşinden salona girdiğimde tekli koltuğa yayılmış oturduğunu gördüm. Kaşlarım çatıldı. "Hadi, gitmiyor muyuz?" Dedim. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi ve kafasını arkasındaki koltuğa bastırarak tavana baktı. "Gideceğiz, annen de gelmek istiyor." Dedi. Anlayan mırıltılar çıkardım ya da daha çok sitem ettim gibi, bilmiyorum. "Çıkabiliriz." Arkamdan gelen ince sesle olduğum yerde sıçradım. Kadından bir kahkaha sesi gelirken Ali Rıza ayağa kalktı gülerek. "Evde korkulur mu kızım?" Dedi.

İkisini de önemsemeden salondan çıktım ve evin kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açtığım gibi kendimi dışarı attım. Daha bir gün olmuştu buraya geleli ve şimdiden bunalmıştım. Şoför çıktığımı gördüğü gibi arabanın arka kapısını açmıştı. Yavaşça ona doğru yürüdüm ve yüzünü inceledim. "Adınız nedir?" Diye sordum. "Mustafa." Dedi kısaca. "Teşekkür ederim, Mustafa abi." Dedim. Her ne kadar işleri bu olsa da teşekkür etmem gerekiyormuş gibi hissediyordum. Çünkü onlarında bu tarz inceliklere ihtiyacı vardı. Gülümseyerek hafifçe başını eğdi. Sanırım bu rica ederim demekti.

"Mustafa, sana gönderdiğim konuma gideceğiz." Dedi Ali Rıza. İkilinin çıktığını gören Mustafa abi hızla diğer tarafa giderek Seyhan'ın da kapısını açtı. O hiçbir şey demeden arabaya binerken kaşlarımı çattım ve bende bindim. Mustafa abi ve Ali Rıza'da bindiğinde yolculuğumuz başlamıştı. Yaklaşık bir saat sonra eski evime vardığımızda derin bir nefes aldım. Sitenin güvenliği bizi durdururken kapıyı açarak indim. Oturduğum yerin camı güvenlik kulübesine ters kalıyordu. "Aaa, Nehir kızım. Nasılsın? Sizin misafiriniz olduğunun haberi gelmemişti. Kusuruma bakma." Dedi Engin abi. Kim, nasıl haber verecekti ki zaten be abim?

18'e Kurgu Kala Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin