-BENDEN DÜŞEN PARÇALAR KANATTI BENİM AYAKLARIMI-

4 1 4
                                    

Gözlerimi açtığımda aynı hastanedeydim... Gülbeyaz hastanesi. Etraf bomboş ve sessizdi. Bütün insanlar nereye kaybolmuştu bilmiyordum ama tek bildiğim şey güvende hissetmediğimdi. Bir anlığına o gün Oğuz'a kendimi affettirmeye çalışsaydım hayatımın devamı nasıl olurdu diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi. Her şey yeterince garip değilmiş gibi tekrar aynı yere hastanenin arkada bir tarlaya bakan terasına çıktım. O gün Nefha beni bulmasaydı başka biri bulabilir miydi? O saçma yerde çürüyüp gider miydim? Veya Uraz denen adam kimdi? Bu suçu neden üslendi? Her şey soru işaretlerinden ibaretti. Terastan aşağı baktım yerde yatan kanlı bedenimi gördüm. Evet, Kendimi gördüm, kanlar içinde, yerde. Açık kalan ağzım kapanmaya pek meyilli değildi. Koşarak merdivenlerden inerken etrafta birilerinin olup olmadığını kesinleştirmeye çalışıyordum. Kaçırdığım bir basamakla beraber beyaz basamaklardan tek tek yuvarlanmaya başladım. En son zeminde durduğumda kendimi ittirerek duvara yaslandım. Duvarın köşesinden gelen biri çenemi tuttu. Yüzü kapkaranlıktı ve karşımdakinin kim olduğuna dair birazcık bile olsa fikrim yoktu. Karşımdaki el yüzümü görünmeyen yüzüne çevirdi. "Alev" Gözümden akan yaşlar karşımdakinin dalgacı gülüşüne karıştı. "Bu kadar saf olamazsın değil mi? Zaman var öğrenmene HER ŞEYİ ama geç kalıyorsun Alev tik ve tak akrep ve yelkovan zaman geçiyor Alev hızlı olmalısın. ÜZÜLECEKSİN..." Karşımdaki bilinmeyen şahıs ellerimin arasından kayıp giderken -ÜZÜLECEKSİN- deyişi bana birini hatırlatıyordu. Her hatırladığımda kırk bıçak yarası aldığım birini. Katilimi...

J

Gözlerimi açtığımda güneş canımı yakarcasına parlıyordu. Parlak veya renkli şeyleri sevmediğimden sabahları benim için bir işkenceden farksızdı. Nefha'nın evindeydik ve sorun burada oluşumuz değil ne ara geldiğimizdi. Yine Nefha'nın yatağında uyuyordum ve o da tahminimce içerideydi. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Evde ses olmadığından Nefha'nın hâlâ uyuyor olduğunu düşünerek umursamadım. Banyoya girip aynaya baktığımda yine yıkık ve beter gözüküyordum. Saçımı tarayıp alttan sıkıca topladıktan sonra bir tane örgü yaptım. Yüzümü yıkayıp çıkartmayı unuttuğum makyajımı çıkardım. Üstümü de değiştirdikten sonra sonunda kendimi temiz hissediyordum. Mutfağa girip su içtim. Arkamı döndüğümde masaya kahvaltı hazırlanmıştı bile. Oturdum ve bir şeyler yedim. İyice doyduğuma emin olduktan sonra suyumdan büyük bir yudum aldığımda açılan kapı sesi ile kapıya gittim. "Nefha, hoş geldin ben seni uyuyorsun sandığım için hiç bakmamıştım neredeydin?"

"Hoş buldum Asena ile biraz işimiz vardı birde senin telefon işini hallettim" Sorgulayan bakışlarla ona baktım. "Saat daha çok erken değil mi? Hiçbir yer açık değil." Nefha bütün şaşkınlığı ile bana baktı. "ERKEN Mİ?" Diyerek bağırdı ve gülmemek için de zor duruyordu. Kolundaki dijital saati bana döndürdü. "Saat 14.07 gerçekten bu senin için erken mi" dedi ve elindeki poşetleri yere bıraktı. Resmen akşam olacaktı ve ben daha yeni uyanmıştım kıkırdayarak koltuğa oturdum. "Telefon işini halletmiştim demiştin onu nasıl yaptın bu kadar kısa sürede?" Göz devirdi. Bıkmış gibi gözüküyordu "Her şeyi sorma" Aynı şekilde göz devirerek camın kenarına oturdum. Camı açtığımda yüzüme çarpan serinlik ile gözlerimi kapattım. "Al bakalım, Bu telefon senin şu anda rehberinde sadece ben kayıtlıyım ve şimdilik yeterli birde sana cüzdan çanta ve benzeri şeyler aldım. Siyah ve gri renklerini çok sevdiğini fark edince de onun üzerine oynadım." Gözlerim parladı ve sırıtarak Nefha'ya sarıldım.

J

NEFHA

Karşımda bir kız çocuğu vardı masum ve ihanete uğramış bir kız çocuğu, evet büyümüştü ama içindeki kızı görebiliyordum. Bir beklentisi yoktu hayattan. Küçücük bir şeye bile mutlu olabilirdi. Kafasında soru işaretleri vardı ve ben bunun farkındaydım ama elimden gelen bir şey yoktu zaman belirleyecekti her şeyi. Bütün parçalar yerine oturduğunda ise ya çok geç olacaktı ya çok erken ve iki şıkta yeterince tehlikeliydi. Çalan zil ile kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda Asena ve Uğur'un geldiğini görmek beni şaşırtmıştı çünkü birbirimizi ziyarete nadir gelirdik ve son zamanlarda çok karşılaşmaya başlamıştık.

KANLI YAĞMUR -2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin