☼𓇼࿐ ࿔ ²

230 43 17
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

༄。°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


༄。°

jake x sunghoon

jake
keşke bana yalan söylemeseydin
aptal gibi hissediyorum|

sunghoon
?

jake
hyung
bana neden yalan söyledin

sunghoon
sana hesap vermem gerekmiyor jake
bugün kafede de söylemiştim
farkındasın değil mi?

jake
sadece

yazıyor..

çevrimiçi

yazıyor..

çevrimiçi

sunghoon
sadece?

jake
beni sevmediğini ve kendinden uzaklaştırmaya çalıştığını biliyorum
ama bu yaptıkların beni kırıyor
senden soğumuyorum
aksine hırslanıyorum

görüldü

jake
pes etmeyeceğimi hala anlayamadın mı
onca davranışına ve kabalıklarına rağmen sana yazmaya devam ediyorum
bu saatten sonra ne yaparsan yap durmayacağım

sunghoon
kendini üzeceksin
ben seni sadece üzerim jake

jake
bırak da buna ben karar vereyim hyung
emin ol benim tek düşüncem üzecekse sunghoon hyung üzsün

görüldü, 21.38

𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟

19.27

"azıcık gülümser misin rica etsem?" sunoo yanaklarımı sıkıp beni gülümsetemeye çalışsa da kafamı iki yana salladım.

"niye durgun bugün?" dedi niki kafasıyla beni işaret ederken. dudaklarımı büzüp oturduğum sandalyede aşağı kaydım. "senin hyungun çalışmıyormuş bugün, neden olacak?" dedi sunoo kollarını göğsünde birleştirirken. "aslında bugün-" niki'nin sözünü kesen başında dikilen beden oldu. şaşkınlıkla gözlerim büyürken sandalyede düzgün oturmaya çalıştım. "naber?" dedi gülümseyerek, niki'nin saçlarını karıştırdı. "hoş geldin sunghoon hyung," jungwon kocaman gülümseyerek elini omzuma attı ve beni de gülümsetmeye çalıştı ama kırgındım. kızgındım da. "asıl siz hoş geldiniz." hafifçe gülerek kafasını eğdi. "ne alırsınız?" bizimkiler siparişini verirken hepsini not aldı ve ben öylece onu izledim. bana neden yalan söylediğini anlayamamıştım. "sen jake?" sunoo'nun sorusu ile kafamı menüye çevirdim. sunghoon elbette bakışlarımı fark etmişti. "americano alırım."

"on dakikaya hazır olur." uzaklaşırken dik bakışlarımı ondan ayırmadım. "hani çalışmıyordu?" dedi jungwon bana bakarken.

"öyle söylemişti," sesimin kırgın çıktığını hissettim. "sunghoon hyung normalde böyle biri değil." odağımı niki'ye verdim. "yani yalan söylemekten hoşlanmaz ve sıcakkanlıdır da. seni kendinden uzaklaştırmak için böyle yapıyor."

"beni kırıyor ama ondan soğumuyorum ki ben. aksine hırslanıyorum." kafamı iki yana salladım. "yalan söylemese iyiymiş." diye mırıldandı sunoo. "ben bir bakacağım." arkamdan seslenseler de duracak değildim. kasanın arkasına ilerleyip ellerimi göğsümde birleştirdim ve eğilmiş bir şeyler arayan sunghoon'un beni fark etmesini bekledim.

eğildiği yerden kalktı, kafasını kaldırdı. "bir şey mi istiyorsun?" dedi elindeki kahve kartonlarını kenara bırakırken. "konuşalım." diye mırıldandım. "siparişini almam gereken masalar var."

siparişine başlatma şimdi.

derin bir nefes alıp eline uzandım ve onu çekiştirmeye başladım. istese elbette tutuşumdan kurtulabilirdi ama peşimden sürüklenmeyi seçti.

deponun içine girip ışığı açtım ve kapıyı kapattım. "niye yalan söyledin?" ellerini cebine atıp sırtını kapıya yasladı. "sana hesap vermem gerekmiyor." kırılmıştım. benden hoşlanmadığını biliyordum. sadece yalan söylemesi iyi değildi. sunghoon beni kendinden uzaklaştırmak için benliğine tezat hareketlerde bulunuyordu. niki'nin dediği gibi sıcakkanlıydı. kibardı, başkalarıyla sohbet etmeyi severdi. konu bana geldiğinde ise kaçmaya yer arar, soğuk ve kaba tavırlarını takınırdı. "sadece soru sormuştum," kafamı yere eğdim. "işim var jake." kapı kulpuna uzandığında durdurdum onu. "sunghoon," bana döndü. "hyung." bakışlarını bana dikti. bir an önce gitmek istediği belliydi. "tek merak ettiğim şey bugün çalışıp çalışmadığındı. üzerime özen göstereceğimi söylemiştim ama şimdi," kafamı eğip kendimi inceledim. gri eşofmanımın üzerindeki bol siyah tişörtüm ve birkaç kolye ile tamamıyla düzensizdim. saçlarım karmakarışıktı.

"ister özenli giyin ister özensiz, sana karşı olan bakış açım değişmeyecek jake."

kalbime kazık saplanmış gibi hissettim. sunghoon her zaman böyle söylüyordu, beni asla sevmeyeceğini. sadece neden ön yargılı olduğunu merak ediyordum. ona kırılmadığımı ve pes etmeyeceğimi söylüyordum ama her seferinde güvenim azalıyor, geceleri ağlayarak uyuyakalıyordum.

"en azından ben daha iyi hissedebilirdim." diye mırıldandım.

"gitmem gerek." daha fazla konuşmama izin vermeden çıktı depodan. her zamanki gibi kırılmıştım ama bu pes etmeme sebep olacak bir şey değildi.

sunghoon'un duvarlarını yıkmak istiyorsam çabalamam gerekiyordu.

—-

sunghoon'dan cok cekicez bastan diyeyim☝🏽

yildiza basip yorum yapmayi unutmayin💓

gorusurzz

summerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin