Parlayan şey

51 7 11
                                    

*Anneee! *

Yerde kan içinde yatan annemi en son görmek istediğim şeydi. Koşarak yanına gittim.

*Kahretsin nefeste almıyorr!! *

Farkına varmadan göz yaşlarıma boğuldum.
İlk yardım teknikleri yapmaya çalıştım olmuyorduuu!

Annemi yerde sarılı ağlarken etrafta siren sesleri doldu.
Siren mi kim doktor çağırdı?

Bu düşüncelere rağmen hala ağlıyordum.

(...)

Ve evet hastanedeydik. Bir yere oturup sonuçları bekledim.

Her kim yaptıysa intikamımı alacağım! Benimle uğraşmamaları gerekiyordu! Artık kara dönem sizin için başladı!

Kendi düşüncelerim bana eziyet edince kafamı dağıtmak için dışarı hava almaya gittim.
Hava kararıyordu. Azda olsa yıldızların bir kısmı gözüküyordu. Bu kadar kasvetli bir hava kime iyi gelmezdi? Bana...

İçeri geçip tekrar yerime oturdum. Annemin olduğu odaya daha fazla hemşire girince endişelerim arttı.
Odadan bir kaç tane ses duyulabiliyordu.

(Sesler)
? *Doktor onu kaybediyoruzz!*
?? *Elektrik şok vermemiz gerekiyor!*
? *Neden olmuyor doktor beyy?!*

Kendimi kaybedicek kadar kötü oldum. Birkaç saniyeliğine gözümü kapatıp derin içler çekmeye başladım.

Kendimde olmam lazım! Eğer böyle giderse durumum dahada kötüleşir.
Bir şey düşün, bir şey düşün!

Yapamıyordum hep annemle anılarım gözümün önünde canlanıp duruyordu.

Neden çekmesi gereken hep ben oluyorumm?!

Sesler bir anda sustu, sanki hiç orda değillermiş gibi...
Başımı kaldırdığımda etraf zifiri karanlıktı.

Dur bir dakika ben nerdeyim? Etraf çok karanlık. Göz gözü görülmüyor!

Sanki biri bana yaklaşıyordu. Bunu hissede biliyordum!

Etrafıma hızlıca baktım ama kimse yoktu ta ki o saf ışığı görene kadar...

Işık bana doğru geliyordu. Geri adımlar atsanda sanki yerimden kımıldamıyormuşum gibi uzaklaşamıyordum.
Sanki bana fısıldıyordu:
Işık*Merak etme senin için onun yerini cennet yapacağız*

*N-Ne?! *

Bir şey anlamadan etraf eski yerine döndü. İnsanların gürültüsü, doktorların bağırışı...

Daha demin ne oldu?! O kimdi? Neden bana öyle dedi?
Dur bir dakika yoksa...
Hayır, hayır, hayır olamaz, bu olamaz!

Annemin olduğu odadan doktor çıktı. Hemen yanına gidip:
*Doktor annem nasıl? Durumu halloldu mu? Bir şey söyle! *

O ise üzgün bir şekilde bana baktı. Bir şey söylememesine rağmen her şeyi gözleriyle anlattı sanki...

Dehşet içinde ona bakmaya başladım.
*Hayır bu olamaz! *
Bacaklarım beni taşıyamacak kadar bitkin bir şekilde yere oturdum.

Doktor bu halimi görünce yanıma çömelip:
D*Elimizden geleni yaptık ama yarası çok ağırdı ve zaten biz yetişmeden önce aşırı kan kaybetmişti... *

Ona umutsuz ve üzgün karışımı bir şekilde baktım.
Sonrada yanımdan kalkıp insanlar arasında kayboldu.

Orda öylece otururken biri diğerine:
? *Hey şu adama baksana! Sanki hayatını kaybetmiş gibi... *

KÜÇÜK TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin