Bal Akkaya, Nevşehir'in en müflis mahallesinde babası, annesi ve iki kız kardeşiyle birlikte yaşamakta, İç Anadolu'nun en kudretli ailelerinden Karaaslan fabrikasında çalışmaktadır... Bal'ın annesi ve babası oğullarının doğduğundan beri kız güzelli...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Soğuk suyu kovaya doldurarak bahçeye ilerledim. Çiçeklerimi sulamamın vakti gelmişti. Bir kova suyu hafiften aşağı eğerek çiçeklerimi kıramamak için alttan akıttım. Hepsi çok güzellerdi. Menekşeler, laleler, zambaklar ve daha bir çok sayamadığım kadar çiçeğim vardı. Bunları azar azar para biriktirerek almıştım. Ve toprağa ektiğim günden beri başlarından ayrılamaz olmuştum.
Bir kova su daha doldurmak için arkamı dönmüştüm ki küçük kız kardeşim Feride, yeşil gözleriyle ağlayarak bana bakıyordu.
"Feride'm noldu kuzum?" diyerekten, eğilerek onun boyunun hizasına geldim. Yaşlı gözleriyle hâlâ bana masum bakışlar atıyordu. Diğer yandan küçük ellerini arkada birleştirerek gözümde çok tatlı görünüyordu.
"Feride'm, gülüm.. hadi söyle bakayım kim üzdü seni?"dediğimde ellerimi tombul yanaklarına yerleştirdim. Ses tonum onu rahatlatmış olacak ki minik dudaklarını aralayarak "Şarkı söylersen, söylerim abi"dedi.
Gülümseyerek onu kuçağıma aldım. Minicik şeydi ne de olsa. Kolaylıkla ala biliyordum. Bu sırada o da, başını omzuma yaslayarak minik ellerini yakama çıkarttı ve yakamdan sıkıca tuttu. Kimse onu korkutmuş olmalıydı ki güvende olma ihtiyacı duyuyordu. Bu işin ucunda annem vardı kesin..
Bahçede olan küçük eski kenepeye oturdum. Şimdi küçük kardeşimi sakinleştire bilirdim.
"Kuşlar içimden, düşümden uçmuş Yani derinden, derinden..." dedim bir yandan saçlarını okşarken.
"Dostlar kafamdan, yaşamdan kaçmış Yani derinden, derinden..." diğer elini de boynuma çıkartıp sardı boynumu.
"Aşklar, savaşlar, şiirden çıkmış, Yani derinden, derinden..." Ferideye baktığım da gözlerini kapatmıştı çoktan.
"Putlar, ikonlar evimde belirmiş, Yani derinden, derinden..." bu kez hafiften belini okşadım.
"Kedişler, köpüşler sokakta yaşarmış, Yani derinden, derinden... Kadınlar, çocuklar hayattan göçermiş, Yani derinden, derinden..." yavaş yavaş gözlerini açtı ve bana baktı.
"Anlatacak mısın şimdi güzelim?" dedim yeşil gözlerine bakarak.
"Hıhım," dedi ve yerinde doğruldu.
"Annem benim oyuncak bebeğimi yaktı." dedi tekrardan gözleri dolarken. Duyduğum şeyle içim sızladı. Feride bir ay önce ona aldığım oyuncak bebeğe çok düşkündü. Onsuz yemek bile yemiyordu. Şimdiyse annemin onu yakması Feride için çok kötü olmuştu.
"Ben sana yenisini alırım yakuzum. Bunda üzülecek ne var?" şaşırmış bir şekilde bana baktı.
"Gerçekten mi abi?"gülümsedim.
"Gerçekten." kollarını boynuma dolayarak bana sarıldı. Yarın maaşımı alacaktım ve ilk işim Feride'me yeni oyuncak bebek almak olacaktı.
*** Merhabalarrr. Yeni kurguyla sizlerleyim. Umarım bu kurgum okunur ve bolca yorum gelir...