Hepimiz soluğu annemin yanında aldık. Ece'ye bir türlü anlatamadım ki durumu:
"Ya Ece ben oyun oynuyordum. Telefon nasıl açıldı anlamadım ki."
Ece ise hiç beni dinlemiyor kızmaya devam ediyordu. Ece böyle devam ederken Onur" Her neyse artık uzatmayın. Kafa mafa bırakmadınız bende " dedi.
Annem mutfağa inip bize soğuk içecekler getirdi. Burak da" Buranın havası sıkıcı oldu " diyerek odasına gitti. Herkes anneme minnettar gibi bakarak soğuk soğuk içecekleri içmeye başladı.
Sanki biraz önce kargaşa olmamış gibi ortam çok güzeldi. Murat bir an dışarı çıktı. Beş dakika sonra ' vuruldum vuruldum' diye içeriye girdi. Ne olduysa bundan sonra oldu. Kahkahalar... Gülüşmeler.... Birbirini gülerken düşürenler.... Arkadaşlarıma tek tek baktım. Hepsi benim için çok özeldi. İyiki varsınız sıkı fıkılar..Ne kadar gözlerimi açmaya çalışsamda hiç uyanmaya niyetim yoktu. Ama mesaj sesleri uyumama engel olmaya başladı.
"Dit dit ne bu sabah sabah" diye telefonuma uzandım.
Murat: Herkes uyansın abi.. Aloo... Ses verin sıkı fıkılar...
Ada: Bir huzur ver arkadaş ya...
Ece: Sabah sabah ne var Murat? Rüyanda mı gördün?
Onur: Ben uyandım bile kalvaltı yapıyorum..
Murat : Beste uyanıncaya kadar yaz bitecek gibi..
Artık giriş yapma zamanı geldi diyerek mesaj yazmaya başladım.
Beste : Kışın görüşürdük Murat ne farkederdi ki. Söyle bakalım derdini Murat bey.
Murat: Sayın sıkı fıkı sakinleri. Öğleden sonra toplanıyor muyuz?
Ece: Ben unuttum yaa. O zaman her zamanki yerdeyiz.
Ada: Saat kaç diyelim o zaman?
Murat : Saat kaç? Bak ben dedim kaçmıyor saat filan.
Ada: Gıcık şey. İlla uğraşacaksın benimle.
Baktım mesajlarda anlaşmamız zor ' saat 15 de diye mesaj attım.
Herkesten anlaşıldı diye mesaj geldi.Bizimkilere bakmak için odalarına yöneldim. Yavaşça kapıyı açtım. Barış her zamanki gibi kitap okuyordu. Burak ise uyuyordu. Kapıyı kapatıp çıktım.
Annem kahvaltı hazırlıyordu. Ona yardım ettim. Herkes uyandı ama Burak hala uyuyordu. Annem ısrar edince Burak'ı uyandırmak için yukarı çıkıyordum ki Barış " Ben uyandırayım mı?" dedi. Gülerek başımı salladım. Elinde bir bardak su ile yukarı çıkan Barış' ı görünce gülmeye başladım. Annem yapma sakın dese de çoktan çıkmıştı yukarıya. Ondan geriye saymaya başladım. Barış ikişer ikişer merdivenleri inmeye başladı. Burak" İnsana bu yapılır mı yaa. Kesin senin fikrin diye benim üzerime gelmeye başladı. Bende hem gülüyor hem annemin arkasına saklanıyordum."Benim ne alakam var be. Ben burda kahvaltı hazırlıyorum görmüyor musun? Ohhh iyi oldu sana gece yatmaz sabah kalkmazsın."
Barış" Benim fikrimdi oğlum. Kalk sende spora gideceğim erken kaldır beni dedin ya"
Burak dediğini hatırlamış olacak ki direkt masaya oturdu. Sohbet eşliğinde kahvaltımızı yaptık.Anneme ev işlerinde biraz yardım ettim. Sonra odama çıkıp ne giysem diye dolabı açtım. Şort ile tişörtümü giydim. Hafif de makyaj yaptım.
Çıkarken annem" Nereye gidiliyor bakalım" dedi.
"Bir toplanalım da bakacaz artık".
" Dur ben söyleyeyim. Önce arka mahallede sonra o gizli yerinizde değil mi?"
" Evet annem. Hiç unutma zaten" diyerek gülümsedim ve çıktım evden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar'ın Beste'si
Teen FictionBabasının taini çıkınca arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalan Beste gittiği yere alışmakta zorluk çeker. Abisiyle gittiği yerde tanıştığı kız ile tekrar karşılaşır. Gittiği okulda aynı sınıfta olurlar. Beste Nehir'in numarasını yanlış kaydeder v...