Our Hearts Are Burning

109 9 136
                                    

Bonnie' nin ağzından...

Gus beni revire götürdü ve sedyeye oturttu. Şansa hemşire daha gelmemiş okula.

B:" Hemşire yok zaten gitsek mi?"

G:" Hemşireye gerek yok ben hallederim, az uğraşmadık yara bere işleriyle"

Önce hemşire dolabından bir krem aldı, onu kafamdaki morluğa iyice sürdü. Kolumu kahverengi bir şeyle temizledi, sonra sargıyla sardı. En son da yürümeye çalışırken bileğimi burktuğum için ona da o kremi sürdü ve bileğimi de sargı beziyle sardı. Bütün bunları yaparken gözlerimin içine bakıp gülümsüyordu.

Gerçekten değişik bir hissiyat vardı içimde. Böyle sanki karnımda kelebekler, kuşlar uçuşuyordu. Resmen kalbim yanıyormuş gibi hissediyordum.

Bu arada krem de değişikti, böyle naneli şeker gibi serinletiyordu ama yakıyordu da.(Vicks o Bonnie' ciğim😭) Derken Gus konuştu.

Girdi tekrar koluma, gittik sınıfa doğru.

Kapıyı çaldık sınıfa girdik tabii herkes bize bakıyor.

Lola: "N'oldu çocuklar?"

G: *Emz ve Bibi'ye bakarak* " Uzun hikaye hocam, anlatırım şimdi."

Tepine tepine sıraya kadar geldik ve oturduk. Sonra Gus Lola Hoca' ya olanları anlatmaya gitti.

Sonra yanımıza geldi, hoca Emz ve Bibi ile teneffüste konuşacağını söylemiş. Ders zaten boş olduğundan biz de sohbet etmeye başladık. Ben dövülürken Nita ve Sandy orada değillerdi o yüzden bana bunu kimin yaptığını görmemişlerdi.

N:" Kim yaptı lan sana böyle? Onların götünden girip ağızlarından çıkıp yere yatırıp çapraz sikip üstlerinde ayı zıplatacağım."

J:" Nita sakin ol kanka."

N:" Olamam kral şuna bak kızın amına koymuşlar bildiğin."(Jacky'nin kayıp kızı oha olum mükemmel bir senaryo oldu)

J:" Hoca duyacak düzgün konuş."

N:" Tamam."

Kavgaları bitince Sandy ilk defa konuştu.

S:" Harbiden noldu amk."

Bu da aynı Nita gibi aptal saptal bir şekilde konuşuyordu. Eee ne demişler kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan. Fazla yakın oldukları belliydi zaten.😏😏

L:" Knk şurdaki iki gerizekalıyı görüyor musun?"*Emz ve Bibi'yi göstererek*

S:" Ben kör müyüm it görüyorum tabiki."

L:" Ha işte o ikisi şeyi- 

L:" Ha Bonnie' yi sıkıştırıp dövdüler."

S:" Haaa tamam. Geçmiş olsun aga. Neyse ben uyuyorum hadi bay."

Bu ne biçim bir ortamdı böyle? Jessie ve Nita yine iyiydi ama bu ikisi ya harbi maldı ya da salağa yatıyorlardı. 

Sonra boş boş şeylerden konuşup durduk. Jessie de Twice dinliyormuş biası da Dahyun'muş. Nita kpop dinlemiyormuş. Ama bir kere Jessie ona silah zoruyla TT dinletmiş. Peri kostümlü kızı sevdim dedi.

Sevdiğimiz renkleri falan konuştuk. Ben mavi severim. Jessie sarı seviyormuş, Nita kahverengi, Leon da yeşil ve sarı seviyormuş. Gus mavi seviyormuş benim gibi.

Gus'un ağzından...

Evet selam ben. Biraz da ben anlatayım. 

Bonnie dayak yedikten, biz onu kurtardıktan sonra revire gidelim dedi, kız yürüyemedi ben yardım ettim. Bir garip hissediyorum ya.

Revire geldik hemşire yok. Neyse ki bu yara bere kırık çıkık işlerine yabancı değildim. Az dayak yemedik biz de.

Yaralı ceylanımızın yaralarını temizledik. Harbi fena dövmüşler. Ama çok mahcup görünüyordu Bonnie. Aslında tatlı kızdı, güzeldi de. Amaan bunu düşünmek için uygun zaman değil.

Sınıfa döndük, hocaya anlattım olanları. O iki kız iyi bir cezayı haketti doğrusu.

Geldik, oturduk. Bunlar olurken Nita ve Sandy ortalıkta yoktu. Onlara olanları anlattık.

Leon ve Sandy bayağı yakın görünüyordu. Nita ve Jessie de öyle. Ben de sanırım kendimi Bonnie' ye daha yakın hissediyorum. Neden bilmiyorum, onu görünce içimde değişik bir şeyler oluyor. Kalbim hızlı hızlı atıyor. Sanki yanıyormuş gibi.

Biraz sohbet ettik. Sonra Leon telefonuna gömüldü. Nita ve Jessie de kendi aralarında konuşmaya başladılar. Bonnie de kafasını sıraya gömmüş dışarıyı izliyordu.

Ben de telefonumu çıkardım, müzik dinleyecektim. Spotify' a girdim ve Twice şarkılarımın olduğu playlisti açtım. Herkes en eskiden en yeniye sıralar, benim en yeniden en eskiye sıralıydı. Kulaklığımın tekini sol kulağıma taktım. One Spark çalıyordu.

Sonra Bonnie bana doğru döndü. Kısa bir gülümseyip sınıfı incelemeye başladı.

Bonnie' nin ağzından...

Biraz dışarıyı izledikten sonra diğer tarafa döndüm. Gus ile göz göze geldik. Ufaktan sırıtıp sınıfı incelemeye başladım. Herkes de benim gibi arkadaşını bulmuştu. Sonra Gus' un sesini duydum.

G:"Şarkı dinliyorum, sen de dinlemek ister misin?"

B:"Olur."

Doğrulup oturdum. Kulaklığın sağ tekini bana uzattı. Kulağıma taktım. One Spark çalıyordu. Çok güzel bir şarkıydı. Ama nedensizce halsiz hissetmeye başlamıştım, son duyduğum şeyler Nayeon'un yüksek notası, Jihyo'nun son nakaratı söylemesi ve Gus' un "Sen iyi misin?" demesiydi. Sonra tak diye gidiverdim ve her yer siyaha büründü.







FATE? ~gus × bonnieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin