1.BÖLÜM

23 4 7
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR!!! 

Bana da sürpriz olan kurgum artık sizlerle.  Aklıma düştüğünden beri içim içime sığmayan kurgumu sizin de beğeneceğinizi düşünüyorum. 

Yazım aşaması hala devam etmekte. Sabredemediğimden bölüm biriktirip paylaşma kararı aldım. Sizi herkesin bayıldığı mafya kurgularından biriyle baş başa bırakıyorum. 

Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın. 

Keyifli okumalar...

''Kızım düzgünce anlatsana şu işi?'' diyerek sinirli bakışlarını üzerimde gezdiren anneme gözlerimi devirdim.

''Bana göz çevirme!'' dedi ve sırıtmamı izledi.

Son lokmamı da ağzıma attıktan sonra derin bir nefes aldım ve yeni işimi anneme son kez anlatmaya başladım.

''Annecim bak son kez anlatıyorum. Hem garsonluk yapacağım hem de bulaşıklara yardım edeceğim. İhtiyaç olursa da dükkanı temizleyeceğim.'' dedim ve artık soru sormaması için dua etmeye başladım.

''Neredeymiş peki bu iş?'' diye sorduğunda dualarımın kabul olmadığı gerçeği yüzüme çarpmıştı.

''Beyoğlu'nda'' dedim ve annemden yiyeceğim azarı beklemeye başladım.

''Kızım oralarda başına bir iş gelmesin? Burada yok muydu düzgün bir iş?'' dedi.

Her ne kadar cümlesi beni sinirlendirse de kendimi sakin olmaya zorladım.

''Annecim bende isterim evime yakın, bildiğim yerde çalışmak ama bulamadım işte. Kira tarihi geliyor. İş seçecek durumda olmadığım için bulduğum işin nerede olduğunun bir önemi yok. '' dedim ve çatalı masaya bırakarak ayağa kalktım. Annem söylediklerimle bana hak vermiş olacak ki sessiz kalıp, bakışlarını tabağına çevirdi. Tekli koltukta atılı duran ceketimi üzerime giydim. Kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım ki içimdeki annesine aşık çocuk, annemin gönlünü almadan gitmemem için bağırıyordu. Adımlarım durup, bakışlarım anneme döndüğünde annem hüzünlü gözlerle bana bakıyordu. Kısa bakışmanın ardından hızlı adımlarla yanına gidip, önünde diz çöktüm. Ellerini tutup içten bir şekilde dudaklarıma bastırdığımda annemden bir hıçkırık duyulmuştu.

'' Annecim lütfen üzülme, hem ben çalışmaktan şikayetçi değilim ki.''

''Benim yüzümden bilmediğin yerlerde çalışmak zorunda kalıyorsun. Ben sana bakamadım, sen bana bakıyorsun.'' dedi ve içli içli ağlamaya devam etti.

Söylediğiyle mahcup olduğunu anlayabiliyordum. Onu böyle mutsuz görmek beni çok üzüyordu ama elimden gelen bir şeyde yoktu. Her zamanki tesellimi vermek üzere derin bir nefes aldım.

''Annecim neden böyle konuşuyorsun? Senelerce sen bana bakmadın mı? Akşama kadar çalışıp, sabahlara kadar el işi yapmadın mı? Yıllardır senin kazandığın para sayesinde geçinmedik mi? Hangi gün bir yere borçlu kaldık. Şimdi senin dinlenme vaktin. Hem ben çalışmayı seviyorum, biliyorsun.'' dedim ve genişçe gülümsedim.

Annem gözlerime bir süre baktıktan sonra yanağında kalmış yaşları sildi.

Ağrıyan dizlerimi tutarak ayağa kalktığımda annemde benimle birlikte kalkmıştı. Kapıya ilerlediğimde peşimden gelmeye devam ediyordu. Ayna da kendime çekidüzen verip ayakkabılarımı giydim. Çantamı da omzuma astığımda hazırdım. Anneme sıkı sıkı sarılıp, kokusunu içime çektiğimde varlığına bir kez daha şükrettim.

''Kendine iyi bak bir tanem. Bir şey lazım olursa söyle gelirken alayım.'' dedim.

''Tamam kızım, sen de kendine dikkat et. Allah'a emanet ol. Boş vakitlerinde de ara aklım sende kalmasın.'' dediğinde anlayışla kafa salladım.

KARANLIKTA YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin