Merhaba arkadaşlar.
Aslında bölümleri bir hafta arayla paylaşmayı düşünüyordum ama yine dayanamayıp paylaşmaya karar verdim.
O zaman çok uzatmayayım.
İKİNCİ BÖLÜM SİZLERLE. KEYİFLİ OKUMALAR:)
Nefesimi ne kadar kontrol etmeye çalışsam da hızlıca nefes alıp veriyordum.
''Kim var lan orda'' diye içlerinden biri bağırdığında iyice çöplere yanaştım. Şu an pis koku umursayacağım son şeydi.
''Mal gibi ne dikiliyorsunuz lan gidin bakın kim var. Sanki buradayım diyecek.''
Aldıkları komut üzerine buraya yaklaşan adamlarla korkum iyice artarken ağzıma kapanan elle neye uğradığımı şaşırdım.
''şşşş sessiz ol.''
Duyduğum sesle daha da şaşırırken belli belirsiz kafa salladım.
''Hadi gidelim buradan.'' dedi ve telefonumu yerden alıp elimi tutarak beni çekiştirmeye başladı. Gözlerim hala yerdeki adama kayarken;
''Onun için yapabileceğimiz bir şey kalmadı. Şimdi aynı şeyin bizim başımıza gelmemesi için acele et.'' dediğine hak verip önüme döndüğümde koşmaya başladık.
''Abi ordalar, kaçıyorlar.'' diye arkamızdan seslenen adamla ayaklarım birbirine takıldı. Beni düşmekten kurtaran yine aynı el oldu.
''Yakalayın lan şunları.'' Gürleyen sesle hızımızı daha da arttırdık.
''Gel, bu taraftan.'' Beynim durmuş gibiydi. Ne duyarsam onu uygulayacak duruma gelmiştim. Arkamızdan geldiklerini biliyordum ve onlara yakalanma ihtimali tüylerimi diken diken ediyordu.
Ne kadar koştuğumuzu bilmiyordum ama artık ayaklarımı gerçekten hissetmiyordum. Beni çekiştiren el de bunu hissetmiş olacak ki hızlıca bizi bir apartmanın içine soktu. Bodrum kata indiğimizde ikimizde nefes nefeseydik.
Dengemi sağlamak için duvara yaslandığımda ''İyi misin?'' diye sordu.
''Senin orada ne işin vardı Tayfun.'' diyerek sorusunu cevaplamadan kendi sorumu yönelttim.
''Ne yapacaksın. Seni kurtardım işte.'' dedi ve umursamazca omuz silkti.
''Ne işin vardı diyorum.'' diye sesimi yükselterek konuştuğumda
''Kızım ne yapıyorsun. Sussana, şimdi hepsini başımıza toplayacaksın.'' diyerek kızdı.
''Söyle o zaman.'' dedim ve ellerimi göğsümde birleştirdim.
Gözlerini devirdi ve yere oturdu.
''Seni takip ettim.''
''Neden.''
''Durağa sağ salim ulaştığından emin olmak istedim. Sonuçta saat geç olmuştu. Burası da pek tekin bir yer değil. Geç çıkmanın suçlusu biraz da ben olduğum için takip ettim.''
''Peki beni niye kurtardın. Oradan çekip gidebilirdin. Başına bela da almamış olurdun.''
''Nasıl yani seni orada bırakabileceğimi mi düşündün.'' dedi ve gözlerini büyüterek kafasını iki yana salladı.
''Neden bırakmayasın ki, sonuçta beni ne kadar tanıyorsun. Benim için kendini tehlikeye atmış oldun.'' dedim.
Sözlerimle tekrara ayağa kalktı.
''Bak Kumsal seninle pek iyi bir başlangıç yapmamış olabiliriz ama ben kötü biri değilim. Burada her gün cinayet görmesem de yaralama çok olur. Senin buraları pek tanımadığın belliydi ve yardım etmek istedim oldu mu? Başka bir nedeni yok yani.'' Samimi cümlesiyle durgunlaştım. Sanırım haklıydı. Hem neden ona kızıyordum ki sonuçta o olmasa belki bende çoktan ölmüş olacaktım. Galiba o adama yardım edemediğim için sinirlenmiştim ve sinirimi Tayfun'dan çıkarıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTA YAKAMOZ
Teen FictionTamamen farklı hayat şartlarında yetişmiş iki insanın yolları acı bir durumla kesişirse ne olur? İstemeden bir cinayete tanık olan KUMSAL GİRİT. Görgü tanığının peşine düşen AZER DENİZ. BİR CİNAYET'IN SEBEP OLDUGU BAŞKA CİNAYETLER En büyük ortak n...