4. White butterfly

5 0 0
                                    

Merhabalarr hayalet yazar geldi yeni bölümle, yakın zamanda kapak fotoğrafını değiştim,daha iyi olmadı mı ? sess çıkarın.

Her neyse bölüme geçelim. '

                                                                      .

Babam bedenimi sıcak arabayla buluşturduktan sonra, kendisi ise şoför koltuğuna geçmişti. Babama kavuşmama rağmen gözlerim hala dolu doluydu. Benim yüzümden ailesi ile arası bozulmuştu, yorgun günü zehir olmuştu, babam üzerimi kız kardeşim jasmin'nin, battaniyesi ile sarmasaydı eğer düşüncelerimin kuytu köşelerinde boğulup kalacaktım, bu arada size söylememiştim değil mi, kardeşim bir kız çocuğu idi benim gibi.

"Baba gününü mahv ettiğim için özür dilerim, benim yüzümden ailen ile kavga ettin" içimdeki boğucu varlıkları bir çırpıda söylerken, ağlamamak için başımı yukarı kaldırdım ancak o, sırada arabanın gökyüzü manzaralı şeffaf camına, bir beyaz kelebek kondu, farklı ve güzeldi.

"Lina sana benziyor kızım" başımı aşağı indirdiğimde, saklamaya çalıştığım sıcak bir çift göz yaşı elime düştü, ancak benimle aynı manzarayı seyreden babamın söylediği o basit cümle, yüzümü gülümsetmeyi başarmıştı. Bazen basit şeyler hayatımızı renklendire biliyordu, bazı çocuklar bu basit lafa bile hasret kalıyordu, benim annemden duyumsamak istediğim şefkat ve sevgiye hasret olduğum gibi. Her birimiz hasret çekerek yaşıyorduk, emin olun her şeye sahip olan özendiğiniz insanın bile, bir hasreti ve yarası vardır. 

"Benim melek kızım, kavga etmemin bir sebebi vardı. Lakin sebep sen değildin kadın sana zorbalık yaptı ne için, sadece kendisine kalmasını istediği ev ve para için, böyle insanlardan uzak durmalıyız onlar para için senin gibi küçük çocuğu bile kandıra bilirler, onlar vicdanlarını bile para ile satın almış insanlar" babamın cümleleri masal gibi ruhuma işlerken, koca bir gülümsemenin ardından babam tekrar devam etti.

"Anladın mı kızım, senin için baban her şeyi yapar, baban sadece seni korudu, baban babalık mesleğini yerine yetirdi. Az önceki dile getirdiğin laflar gibi, düşünerek üzme kendini melek kızım" başımı olumlu anlamda sallarken, babam saçlarıma öpücük kondurmuş yola dönerek. "Sıkı tutunun, konumumuz ev küçük hanım" demişti oyuncu tavırla.

"Gidelim" diye eşlik ederek gülümsemiştim. Ancak...

Bu babamı göreceğim son gün olduğunu bilemeden.

Bazen keşke farkında olarak yaşasaydık, çünkü birkaç dakika sonra aracımıza doğru gelecek olan büyük siyah arabanın farkında değildim. Babama tekrar kavuşmamın mutluluğunu yaşarken, şimdi o mutluluğun pişmanlığını çekecektim.

Üzerimize gelen aracı gören babam, beni korumaya çalışırken ben ise babamı koruyamamıştım "Baba" diyerek attığım çığlıklar göz yaşları hırsla üzerimize gelen siyah camlı araç şoförünün kulağına gitseydi durur muydu, durmazdı hiçbir yardımımın dokunmaması dahada ağlayışlarımı artırıyordu, arabanın darbesiyle sertçe dağılan camlar her yerimi kırmızı kanla boyarken babam ise beni koruduğu için en büyük darbeyi almıştı gözlerimin önünde.

Darbeler dururken, bilincim kapanmadan önce araçtan inen iki çift topuklu ayakkabı gördüm, siyahlar içinde iki kadın benim ve babamın içinde, bulunduğu araca doğru gelirken, kahkaha sesleri gözyaşlarına boğdu kanlarla kaplanan gözlerimi.

Lakin kadın bana yüzünü gösterip saçlarımı okşadığında, kanım dondu. Çünkü o, kadın annem idi. Sabah saatleriydi beklide ama benim için hayat o, an çok karanlık gelmişti, hayata bulanık ve çamur dolu pencereden bakmaya başladığım dakikalar bana çok karanlık gelmişti. Ölmeyi dileyerek yumdum gözlerimi, lakin hayat bazı dileklerini yerine yetirmez, sen yaşamak için olumsuz düşünceler sunarken o, ise seni yaşatmak için elinden geleni yapar. 

Manzaram karanlık iken, ölümü dileyerek kapanan bilincimden uyanmıştım, hemen gözlerimin önüne akın eden dün yaşanan görüntüler başımı yastığa sertçe gömememe kulaklarımı sıkı sıkı kapatmama sebep olmuştu. Hayat beni yaşatmıştı, Beni neden yaşatmıştı ki, hayat benim gibi kimsesiz kıza neden acımıştı.

Gözlerim açıktı lakin neden her tarafı karanlık görüyordum, ellerim gözlerime doğru çıktığında gözlerimi kapatan bir bandaj olduğunu anlamıştım, acaba kör mü olmuştum hayat galiba bana acımıştı, beklide etrafta ki, güzel renklere boyanmış kirli düşünceleri görmemi engelleyecekti.

Lakin bandajı açtığımda, görüyor olduğu mu fark etmiştim. Heyecanla gelmek istediğim evde idim. Renkli odamdaydım, babamın masallar anlattığı odamdaydım. Ancak ne babam vardı nede renkli odam vardı ne renkli masallarım ne renkli oyuncaklarım her taraf kapkaranlıktı, bu kasvette nefesim kesildi ve yalvardım. "keşke gözlerimi hiç açmasaydın tanrım."

Çok kısa oldu,amaa siz yabancı değilsiniz bu kısacık bölüm için bile ne kadar uğraştım.

Eminim ters köşe olacaksınız bu bölüm dönüm noktası idi. 

Okuduğunuz için teşekkürler.
Umarım okurlar çoğalır,destek olmayı unutmayın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Görünmezliğin gölgesi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin