gözlerimi açtığımda hâlâ daha hava karanlıktı susadığım için uyanmıştım gecenin 3ünde mutfağa inerken Kerem'in kapısı açıktı içerden sesler geliyordu içeri baktığımda uyuyordu kabus mu görüyordu?
"anne" anne mi demişti?
"gitme lütfen anne" ağlıyordu odasına girdim hâlâ bir şeyler sayıklıyordu
"kerem" dedim ellerimi saçlarına koydum
"kerem uyan hadi" saçlarını okşuyordum ter içinde kalmıştı birden irkilerek gözlerini açtığında anlamsızca gözlerini odada gezdirdi sonra bana baktı
"Altay" diyip ağlayarak bana sarıldı
"şşş geçti ağlama" dedim sırtını sıvazlayıp saçlarını okşarken sakinleşene kadar o şekilde kaldık benden ayrıldıktan sonra gözlerini gözlerime dikti ay ışığı dışında ışık yoktu odada
"bana su getirir misin" dedi utanarak
"bende su almaya gidiyordum zaten hemen alıp geliyorum bekle" dedim gülümseyerek, mutfağa inip 2 bardak ve sürahi aldım odaya doğru çıkarken koridordan gelen ışıkla o tarafa döndüm baktığımda kimse yoktu ama ışık olduğuna eminim, daha fazla düşünmeyip Kerem'in odasına girdim
suyu doldurup önce ona verdim sonra diğer bardağa doldurup içtim kerem'in biraz daha başinda bekledikten sonra odama geri döndüm acaba neden anne beni bırakma diye ağlıyordu? cidden annesi bırakıp gitmiş miydi yani?
neden şaşırıyordum ki? beni hem annem hem babam terk etmemiş miydi zaten? böyle anneler babalar da var sonuçta, neyse kafaya takamazdım şu an bunu uyumam lazımdı bugün cumartesi olduğundan kerem evde olucaktı okula gitmicekti tüm gün onunla ilgilenmem gerekecekti muhtemelen,
●●●
evet, sabaha kadar hayatımın ne olacağını düşünüp uyuyamamıştım şu an güneş doğuyordu sabahın beşinde kahve olmadan kendime gelemem asla mutfağa inip kahve aldım gün doğumunu izlemek için bahçeye oturdum beni rahatlatan nadir şeylerdendi
"Altay sabahın bu saatinde napıyorsun burda?" arkamdan gelen sesle Kerem'e döndüm
"uyku tutmadı" dedim gelip yanıma oturdu
"beni de" dedi
"gün doğumunu izlemek rahatlatıyor, küçüklüğümden beri böyle yaparım" dedim dünyanın en önemli şeyini anlatıyormuşum gibi beni dinliyordu çocuk gibi sevimliydi başımı güneşe çevirdiğimde kerem başını omzuma yasladı bu yaştaki bi çocuğun bakıcısı olmak zor olur diye düşünmüştüm ama kerem çok akıllı bi çocuktu yaklaşık bir saat konuşmadan öyle durmuştuk nerdeyse herkes uyanmıştı kapının çalması ile ebru abla açtı sabahın köründe kaan, halil, barış ve yunus gelmişti onlar yetmemiş ferdi ve ismailde gelmişti
"kerem" dedim ama cevap yoktu Kerem'e baktığımda uyumuştu çocuk gibi uyuyordu
"günaydın Altay, gelin burdalar" dedi halil bağırırken dönüp sus işareti yaptım herkese kerem'i kaldırıp kucağıma aldım uyanmamıştı şükür
"kerem'i yatağına yatırıp geliyorum" dedim sessizce herkes şaşkınca bana bakıyordu kerem'in saçları güneşte elaya dönüyordu birde saçları sarı denecek kadar açık oluyordu.
odasına geldiğimizde kerem'i yatağına yatırdım hava sıcaktı terlemesin diye de klimayı açtım perdeleri de kapattım iyice karanlık olmuştu oda, yanına gidip saçlarını okşadıktan sonra odadan sessizce çıktım aşağı inerken tüm gözler üzerimdeydi sabahın 6sında napıyordu bunlar burda?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuk bakıcısı- alker
Fiksi PenggemarAltay çocuk bakmak için zengin bir ailenin yanında çalışmaya başlar.