Üstümde olan Jeon'un belinden tutarak yatağa yatırdığımda saatin 12'ye geldiğini görmüştüm. Dün gece yaşananlar bir bir gözümün önünden geçerken elimi kafama götürüp düşüncelerimin susmasını sağlamak istemiştim. Bir türlü susturamamam deli ediyordu. Biz Jeon'la neydik? Arkadaş mı? Ötesi mi? Flört! Flört mü? Aklıma hiç birşey gelmiyordu. Kafamı Jeon'a çevirdiğimde üstündeki kıyafetlerin hala olmadığını görmüştüm, aynısı benim içinde geçerliydi. Sadece altımda kotum duruyordu.
Kook gözlerini aralamış beni seyrederken ona ufak bir gülümsemede bulundum. Olduğu durumdan oldukça utanmış, üstüne yorganı çekip yüzündeki kızarıklığı kapatmak istemişti. Utanç verici değil, harika şekilde tatlı be çekici olduğunu bilmesi gerekiyordu böylesine bir bebeğin. Jeon yorganı üstünde tutarak ayağa kalkmış ve konuşmaya başlamıştı;
'A-arkanı dön Tae.'
Sırıtarak ona döndüm.
'Dün gece herşeyi görmüştüm zaten Jungo?'
Jungkook yüzü domatese dönerek dolabının önüne geçmiş bir boxer, t-shirt ve şort çıkartarak hızlı bir şekilde giyinmişti. O giyinirken bende komidinimin üstünde duran telefonumu almış Namjoon'dan gelen mesajları kontrol ediyordum.
N; lan nerdesin
N; amk annen perişan oldu tüm aile toplandık hala yoksun
N; yine o bar'a gittin değil mi gerizekalı
N; hele bir gel ne yapıyorum seni aptal.
Namjoon'un mesajlarına görüldü atarak odağımı tekrardan Jungkook'a verdim, dolapları karıştırıyordu.
Ailem şuanda umrumda değildi, tek umursadığım Jeon Jungkook'tu.
Bir kaç dakika sonra yanıma gelmiş ve bana pembe bir t-shirt uzatmıştı. Tek kaşımı kaldırıp anlamsız bakışlarla Jeon'a bakarken gülümseyen suratıyla konuşmuştu;
'Üstüne bunu giy en büyük bunu bulabildim, sonuçta vücudun yapılı.'
Sırıtarak elindeki Tozpembe t-shirti üstüme geçirdim. Kook gülmemek için kendini tutarken bir anda ayağa kalkıp ellerimi beline yerleştirerek kendime çektim. Neye uğradığını şaşırmış şekilde suratıma bakarken gıdıklamaya başlamıştım.
'Yaaa Taee'
Hem kahkaha atıyor hemde bana kızgın gözlerle bakıyordu. Oldukça komik gözüktüğünden fotoğraf çekmek istesemde beni gün sonunda dövebileceği ihtimalini göze alarak yapmamıştım. Gıdıklarken Kook aniden durmuş ve yatağa çıkmıştı.
'Ne yapacaks-'
Cümlemi bitirmeden sırtıma çıkmış ve eliyle ağzımı kapatmıştı.
'Mutfağa gidelim, tarif edeceğim şöförüm!'
Jeon kalçasını boynumun arkasına koymuş ve bacaklarınıda omuzlarımdan uzatmış bir şekilde saçım tutuyordu. Bende onun bacaklarını kavramış odanın kapısına doğru adımlıyordum.
'Evvveett dümdüz ilerleyelim lütfen... sağa girelim... şimdi tezgahın önünde durabilirsiniz.. TEŞEKKÜRLER BAYIM!'
Gülerek Jeon'u tezgahın üstüne oturtmuş ve ona doğru dönmüştüm.
'Pekala, borcunuz öpücük.'
Jeon şaşkın gözlerle tekrardan bana bakarken ben ise ona sırıtıyordum.
'Hmmm, sonuçta kahvaltıyı ben hazırlayacağım değil mi? Bence extra bir öpücüğe gerek yok.'
Sözlerine karşı kaşlarımı çattığımda Jeon dudaklarını büzüştürmüş ve oflayarak kendini hafifçe yaklaştırmıştı. Bir kaç dakika sonra dudaklarıma yaklaşmış ve beni öpmeye başlamıştı. Ona karşılık verirken öpücüğünün daha zevkli bir hale gelmesi için kafamı sağa sola çevirip elimden geleni yapıyordum. Kook dudaklarımdan ayrılmış gözlerini benden kaçırarak tezgahtan inmişti.
'Borcunuz kapandı efendim.'
Göz kırparak tezgahtan uzaklaşmış ve kendimi mutfak masasının sandalyesine fırlatmıştım. Jeon yemeği hazırlarken mutfaktan çıkmış, neredeyse bütün odalara girmiş, ve en sonunda lavaboyu bulmuştum. Ellerimi yüzümü yıkayıp lavabodaki işimi bitirirken mutfağa doğru adımlamıştım. Kook çoktan kahvaltıyı hazırlamış ve beni çağırmaya geliyordu. Beni gördüğünde hızla masaya koşmuş ve en yakın olan sandalyeye oturmuştu. Bende onun peşinden giderek karşına yerleşmiştim. Ağzıma bir tane kızartma atarak yüzümü ekşilttim.
'Iyy!'
Kook üzgün bir surat ifadesi alarak dudağını büzmüştü.
'Cidden okadar kötü mü Kim?'
Kahkaha atarak ağzıma bir tane daha attığımda karşımdaki şirin kızgın bakışlarını bana yolluyordu. Dalga geçtiğimi anlamış büyük ihtimalle içinden beddualar ediyordu.
Kahvaltımızı yaptıktan hemen sonra bulaşıkları yerleştirmede Jeon'a yardım etmiştim. Dün gece o yorgunlukla arabayı sürmem hiç doğru olmamıştı ve artı gerçekten fazlasıyla sarhoştum. Kook'um evinin yakın olmasına dua etmiştim. O yorgunlukla bir de Jeon'u kucağıma alıp yatağa kadar bırakmış, üstüne üstlük tekrardan kucağıma çıkıp oynaşmaya başlamıştı. Kalçasından tutarak indirdiğimde mızmızlanmış hala beni istediğini söylemişti. Onu umursamayarak olduğum yerde kıvranıp yatmıştım. Şuanda salondaki koltukda oturmuş Namjoon'a olanları anlatıyordum.
N; Oha be ciddimisin sen kardeşim!
T; tabi.
N; annene ne diyeceğiz?
T; orası bende Namjoon, sen anneme bana ulaştığını söyle sadece eve gelince herşeyi anlatacakmış de birşeyler bulacağım.
Namjoon mesajıma '🤍' ifadesini bırakarak uygulamadan çıkmıştı. Bende telefonu bırakmış olduğum koltukta yayılmıştım. Jeon telefondan annesiyle konuşuyor ve sürekli espriler yapıyordu. Annesi ve babası 2 aylığına tatile çıkmış Kook'a be kadar yalvarsalarda gitmemişti. İyi ki de gitmemiş diyebilirdim.
Kook telefonu kapatıp bana döndüğünde yüzünü buruşturmuştu
'Annemler 1 haftaya geliyorlarmış, zaman çok hızlı geçti!'
Gülümseyerek konuşmaya başladım.
'Gerçekten çok hızlı geçmiş.'
Olduğu yerden kalkıp kendini yanıma fırlatmış ve kafasını bana yaslamıştı.
'Biz neyiz Taehyung?'
Gözlerimi karşımdaki duvara dikmiş düşünmeye başlamıştım. 2 gün içinde oldukça şey gerçekleşmişti. Gerçekten, biz neydik?
'Flört.'
Kafasını bana kaldırmış bakarken cidden mi manasında kaşlarınıda kaldırmıştı. Onu onaylar şekilde kafamı salladıktan sonra yanağına öpücük kondurmuştum. Bana daha da sokularak derin nefes almıştı. Uykulu gözlerimi kapatarak kendimi uykuya vermiştim.******************************
Jeon'un evinden ayrılmış kendi evime doğru sürüyordum arabayı. Saat 19:14 geçiyordu. Anneme olanları nasıl açıklayacağımı hala düşünmemişken aklıma herşeyi bir bir anlatmakta gelmişti.
Arabayı hızlandırarak aklıma son gelen şeyi, yani herşeyi anlatmaya karar vermiştim. Arabayı park edip kapıyı kitlediğimde derin bir nefes almış ve aklıma her gelen ihtimali göze alarak evin kapısını açmıştım. Evde neredeyse bütün aile; amcalarım, yengelerim, teyzelerim, dayılarım ve yeğenlerim toplanmış, herkes sümük çekiyordu. İçeri girer girmez gülmemek için ağzımı elimle kapatıp kapıdan giriş yaptım.
'Selamlar!'
Annem bana bakmış Namjoon'un elini tutarak ayağa kalkmıştı.
'Nerdeydin sen, tüm aile seni aradık gecenin bir saati!'
Annemin kızgınlık dolu gözlerine bakarken yanına yerleşip konuşmaya başladım.
'Anneciğim, bak sakin ol öncelikle. Sana herşeyi anlatacağım. Ama ilk başta misafirlerimizi bir uğurlasak.'
Diyerek hafifçe kovmuştum herkesi. Hepsi teker teker bana sarılarak ve nasihat vererek evlerine gitmiş şimdi ise annemle baş başa kalmıştık. Namjoon bana bakıp ne yapacaksın dermiş gibi el kol yaparak korku dolu nefesler çekiyordu içine.
'Ben bar'a gitmiştim ya hani'
'Evet.'
'Orada bir çocuk gördüm. Sarhoşluğun etkisiyle çocuğu arzulamaya başladım.'
Annem hem sinirli şekilde soluklanıyor hemde beni oldukça sakin bir bakışla izliyordu.
'İşte Namjoon'ların evine geçtik orada kaldık falan, bende dayanamadım eve geçmek istedim. Amacım markete uğrayıp eve geçmekti gerçi, ama markette o çocuğu görüp peşine takıldım. Numarasını falan aldım.'
'Yuh sana Taehyung, Sakın bana çocukla ilişkiye girdiğini söyleme!'
Annemin cümlesine karşın gözlerimi Namjoon'a çevirip sıçtım bakışı attım.
'Ah, belki birazcık!'
Annem elini kafasına koyarak oflamaya başlamış ve ayağa kalkıp lavaboya gitmişti. Namjoon bana sinirli şekilde bakarken elini kafasına götürdü.
'LAN İT ÖYLE HEMEN SÖYLENİR Mİ? YA KADIN KALPTEN GİTSE?!'
bu ihtimali göze almadığımı fark ederek ayağa kalkıp lavaboya doğru ilerledim tam kapısını açacağım anda benden önce davranan annem bir anda bana sarılmış ve kokumu içine çekmişti.
'Taehyung, bir daha benden gizli birşey yapma. Tamam mı? Çok korktum, birşey oldu sandım Taehyung!'
Annem tekrardan ağlamaya başlayınca göz yaşları ensemi ıslatmaya başlamıştı. Annemden geri çekilip göz yaşlarını silip gülümsemesini sağlamıştım.
'Üzgünüm, bir daha olmayacak.'**********************************
Yatağıma uzanmış telefonumu karıştırırken saatin 23;58 olduğunu yeni görmüştüm. Aklıma Jeon'a yazmak gelsede saatin oldukça geç olduğunu, ve belki şuan uyuyor olduğunu göze alarak yazmamıştım. Son bir kes gelen mesajları kontrol ederek telefonumu komidine bırakıp kendimi uykuya kaptırmıştım.
BU BÖLÜMDE BÖYLEE BİTTİ BEBEKLLERRR 5. BÖLÜM YARIN YADA AKŞAM GELİR HEPİNİZİ SEVİYORUM FİC HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİ, OYLARINIZI UNUTMAYIN BENİM İÇİN GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİLER 🫶🏽🫶🏽
BAİİİİ 😼💋