4.

133 22 5
                                    


Gözlerini açar açmaz tanımadığı bir odada olduğunu fark etti Denek. Yattığı yerden hızlıca kalkıp etrafa bakmaya başladı.
Onu buraya getiren adam neredeydi?

Korkuyordu küçük Denek.
Kapının açıldığını duyar duymaz hızlıca odanın bir köşesine kaçıp oraya sığındı.
İçeri giren tanıdık bedene rağmen yine de yerinden ayrılmadı.

Carlo yavaşça yanına yaklaşmaya başladı miniğin. Yüzünde ise rahatlatıcı bir ifade vardı.
Bunu Denekte fark etmiş olacak ki yerinden ayrılıp adama doğru yaklaştı

Carlo elini yanına gelen yeşil saçlının yanağına atarak bir süre okşadı.

Onun bu dokunuşu karşısındakininde hoşuna gitmiş olacak ki yanağını adamın eline yasladı.
Bu adam ona güven veriyordu. Onun kurtarıcısıydı.

Carlo elini oğlanın yanağından nazikçe çekerek kıyafetlerini değiştirmesine yardımcı oldu. Bu sırada kesinlikle onun çıplak bedenine bakmıyor sadece güzel yüzünü izliyordu. "Tıpkı bir peri gibisin"

Denek onun sözlerinin tek bir kelimesini bile anlamıyor sadece gülümsüyordu bu adama.
-"Acıkmışsındır" Dedi Carlo.

Ve kendisinden küçük olan bedeni aşağıya yemeğin hazır olduğu masaya yöneltti.

Alex sofraya oturmuş ikiliyi bekliyordu. Geldiklerini görünce yüzüne manalı bir sırıtış yerleştirip abisine göz kırptı.

Denek adamın kendisi için gösterdiği sandalyeye oturup önünde ki yemeklere bakmaya başladı çeşit çeşit yemek vardı önünde.
Hepsini de ilk defa görüyordu.

Laboratuvar da yedikleri ya ilaçlar ya da tatsız, renksiz şeyler olurdu. Şaşkın bir ifadeyle, yemegini yiyen Alex'e baktı tıpkı onun gibi çatalı tutmaya çalışarak önünde ki peynirden alıp ağzına götürdü.
O yemeğini yerken dudaklarında ki yan gülümsemeyle onu izleyen Carlo'ya onun bu hareketleri çok sevimli gelmişti.

" Yemeğini mi yiyeceksin yoksa yanındakini mi?"

Carlo ifadesini sertleştirerek dalga geçen kardeşine döndü.
Alex konuyu değiştirmek için hafifçe öksürüp;
"Adı ne bu sevimli arkadaşın?" Diye sordu.

O sırada onun bir ismi olmadığını fark etmişti Carlo.
Bu âşk ne garip şeydi.

"Beyaz önlüklüler ona C21 ismini takmışlar" Dedi Carlo.

"Biz de ona böyle hitap etmeyeceğiz herhalde?"

Adam dalgın bir ifadeyle yemeğini yiyen bedene bakıyordu. Birden aklına gelen isimle;
"Echo" Dedi.

Bu hitabı duyar duymaz Denek yemek yemeyi bırakıp Carlo'ya çevirdi başını.
Yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirdi bu hitabı sevmişti.

Echo olacaktı o zaman bundan sonra adı.

Yemekleri bittikten sonra masayı toplamakla görevli olan hizmetçi tabakları toplamaya başladı.
Denek ise Alex'in açtığı büyük televizyona hayretle bakıyor yanına yaklaşıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Echo izin verirsen belgesel açacağım" Dedi Alex Echo'nun kapladığı televizyonu görmeye çalışarak.
En sonunda değiştirdiği kanalda amazon ormanlarını gösteren bir belgesel açtı.

Yemyeşil upuzun ağaçlar, burası Echo'nun geldiği yere ne kadar da benziyordu.

Elini ağaçların gözüktüğü ekrana yaklaştırarak dokunmak istedi.
Parmağını değdirdiğinde ise sadece soğuk bir cam hissi aldı.

Bu durum bile onun gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.



O sırada Carlo odasında işlerini hallediyordu.
Bugün teşkilat ofisine gitmemişti.

Dosyada yazılanlara son bir kez göz gezdirdikten sonra nefis! Protein içeceğini yudumladı.
Bu mor sıvının içinde neler yoktu ki. Ciğer, yumurta, portakal, ıspanak...  Sıklıkla olmasa da arada bir tüketirdi bu içecek demeye bin şahit olan sıvıyı.

Onun bir hayli sağlıklı ve yapılı olmasında sadece bu tür proteinli içecekler değil sıklıkla yaptığı sporlarda katkı sağlıyordu.

Elinde ki tabletten gelen mesajlara da son bir kez göz gezdirip kalktı masasından.

Siyah lüks merdivenlerden inerken kardeşini beyaz koltukta Echo'yu ise televizyonun dibinde görmüştü.

"Televizyonu o kadar yakından izlemesi onun için zararlı olabilir" Dedi Carlo.
Kardeşinin oturduğu koltuğun başında ayakta dikilip ellerini cebine yerleştirdi.

"Echo" Diye seslendi Carlo.
Adamın sesini duyar duymaz istemeden de olsa gözlerini televizyondan ayırdı Echo.

Siyahlar içinde ki adam çalışırken taktığı gözlüklerini henüz çıkarmamıştı.

"Gel burada otur, böylesi senin için daha sağlıklı olur" Dedi adam başıyla geniş koltuğu işaret ederek.

Fakat Echo onu dinlemeyecek tekrar bakışlarını televizyona çevirdi. Gördüğü renkli kuşlar onu heyecanlandırarak sanki bir anlığına da olsun onların yanındaymış gibi hissetmesine sebep olmuştu.

Tekrar adama dönüp eliyle kuşları işaret etti.
Carlo da kaşlarını çatarak televizyona baktı.
"Kuş mu istiyor?" Diye sordu Alex.

Ellerini cebinden çıkartarak çocuğun yanına yaklaştı yapılı beden. Onu belinden kavrayarak kucağına aldı.
Echo hayal kırıklığı içinde tekrar telivizyona dönerek yemyeşil ormanları gösterdi.

"Oraya mı gitmek istiyorsun?" Dedi Carlo.
Gözleri dolu dolu olan Echo başını adamın göğsüne yaslayarak küçük bir iç çekti.

Onun bu hali genç adamın hiç hoşuna gitmiyordu. Ellerini yeşil saçlara götürüp okşadı miniğin başını.
"Seni oraya götüreceğim."

Nihayet akşam yemeği vakti de gelmişti. Fakat küçük Echo da sabah ki iştah ne yazık ki yoktu. Tabağına dokunmamıştı bile.
Alex ağzındaki lokmayı çiğnerken abisine baktı, o da hiçbir şey yememişti.

En sonunda Carlo çatalını soslanmış tavuğa batırarark Echo'ya uzattı.
Kendisine yaklaştırılan çatala bir süre şaşkınlıkla baktıktan sonra ağzını açıp yemeye başladı minik beden.
Carlo onun yediğini görünce kendisini bırakıp onu beslemeye başladı.

"Gerçekten onu götürecek misin o ormana?" Dedi sarışın oğlan.

Kendisine uzatılan her lokmaya ağzını açan oğlanı gülümseyerek izleyen Carlo;
"Madem o öyle istiyor. O zaman gideceğiz."

Alex abisinin büyülenmiş bir şekilde küçüğe yemek yedirdiğini izlerken zar zor bastırıyordu gülümesini.

Yemeklerini yedikten sonra Carlo çalan telefonuna bakmak için yanlarından ayrıldı.
Alex ise bu sefer televizyondan çizgidizi açarak Echo ile beraber abur cubur eşliğinde izliyordu.
Eger teşkilattakiler onun böyle çizgidizi hayranı olduğunu bilse dalgalarından geçilmezdi.

"Çok fazla şunlardan yemeyin ve erken uyuyun" Dedi Carlo çıkmadan önce.

Alex, onu bu hareketlerine alışık olduğu için bir şey söylemedi.
Echo'ysa gözlerindeki kaygıyla adama bakıyordu.
Bu bakışlara dayanamayan Carlo yönünü değiştirip çocuğun yanına geldi bir süre başını okşayıp alnına minik bir öpücük bıraktı.

"Hemen geleceğim. Korkma"

Giderken miniğin kardeşine emanet ederek evden ayrıldı.
Alex bayıldığı çikolata kaplı çileğini yerken birazını da Echo'ya uzattı ama o bakışlarını kapıdan çekmiyordu.



Biraz daha televizyon seyrettikten sonra Alex kumandayı alarak konuştu. "Evet yatma vakti geld-"

O sırada sertçe kırılan kapı ve içeri doluşan adamlarla ikili neye uğradıklarını şaşırmıştı.
Alex hemen masanın altında ki gizli bölmeden silahını çıkarttı fakat kullanma fırsatı bulamadan adamlar hem onu hemde Echo'yu yakaladılar.

" Bırakın bizi! "

Adamlar bağırıp çağıran sarışını bayılttıktan sonra geldikleri gibi aynı hızla evden ayrıldılar.
Tabii yanlarında götürdükleri Echo ve Alex'le beraber.










DENEK   B×İNTERSEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin