2-BİR DOLAP MESELESİ

34 4 12
                                    

Hello!
Sarkastik bölüme hoş geldiniz hehe
İyi okumalar ^^

~

İkra olarak birçok absürt durum içinde bulunmuştum ancak erkeklerin soyunma odasında bir dolapta kalmak kesinlikle bunlar arasında ilk üçe girecek sıradaydı artık.

"Aynen,"dedi bir başka yabancı ses ama diğerlerine göre kaba bir şekilde.
"Madem soyunma odasına sokmaya cesaret etmişsin,tanışalım."

Şu an çok fena tırnaklarımı kemiriyordum.Adının Adil olduğunu öğrendiğim ve buna bayağı da şaşırdığım bu İngiliz görünümlü beyefendiye neden güvendiğimi de bilmiyorum açıkçası.Mesela şu an anında dolabın kapağını açıp yerle buluşmamı sağlayabilirdi.

Ama ne demişler?Denize düşen yılana sarılır.

Gergin bir şekilde onun iki dudağından dökülecek cümleyi beklerken bir hıçkırık daha kaçınca boğazımdan ağlamaklı bir yüz ifadesi takındım.Bu sırada dışarıdan kahkaha sesleri geldiği sırada dolabın alt kısmına geçirilen darbe ile irkildim.
Bu muhtemelen bir uyarıydı.

"Hadi Adil,"dedi başka biri ve adımlarının benim olduğum tarafa doğru geldiğini hissettim.Allah'ım beni yok et,yok et beni.Cidden buna ihtiyacım var şu an yoksa başka şekilde buradan kurtulamam.

"Rahat bıraksanıza çocuğu."

"Bırakmayız Kaptan,şaka falan yaptık da soyunma odasına da kız sokamazsın."

"Yani,"dedi biri yarım yamalak gülüşüyle."Başka alanları deneyebilirsin."

Ve benim İngiliz beyefendisinden hiç beklemediğim bir cümle Türkçe olarak döküldü dudaklarından.Bunu bu şekilde betimlemek kesinlikle yanlış olur adeta kükredi dersem yeridir.

"S*kik s*kik konuşmayın!"Karşı taraf anladı mı bilmiyorum ama ben gayet iyi anladım ve tehditi iliklerime kadar hissettim.O İngiliz aksanlı adamdan asla beklemeyeceğim bir cümle olduğu için beni şu durumdan daha çok  şok etmeyi başarmıştı resmen.
Neydi adı,Adil mi?

Bu sefer hafızamı zorladım.Doruk'un gösterdiği fotoğrafta bulunan simalar arasından onunkini seçmeye çalıştım.
Bir Türk'ten bahsettiğini hatırlıyorum ama soyadı neydi?

En sonunda kafamda bir ampul yandı,kendi kendime bir aydınlanma yaşadım dolabın içinde.

"Hadi kesin sesisinizi de işinize dönün."O İngiliz aksanına geri dönmüştü ki bir anda dolabın kapısı açıldığında kocaman gözlerle karşıya bakıyordum.Adil tam karşımda diğerlerinin görüş alanını kapatacak şekilde duruyordu ama manzara biraz tuhaftı.

Üzerindeki formayı bir çırpıda çıkarınca şaşkına döndüğüm için karın kasları ile bakıştım.Formayı üst kata atmadan önce diğerini aldığında üstten bana bakıyordu hatta gözlerini ayırmıyordu resmen.Acı kahve gözlerinde içinden bana da sövdüğünü söyleyen bir ifade vardı.

Bakışlarımı ondan kaçırmak için aşağı indirdim,formayı daha üzerine geçirmediği için karın kasları ile bakışırken sızlandım.Daha aşağı baktım ve bacaklarının arasından içerisinin ne kadar kalabalık olduğunu anlamaya çalıştım.
Sayabildiğim kadarı ile tüm takım buradaydı,ne kadar güzel ne kadar güzel.Alex'i görebilir miyim diye düşündüm ama bacaklarından tanıyacak halin yoktu.

Bıkkın bir şekilde geri çekildiğimde İngiliz beyefendisi ile göz göze geldik.
Bana olan garip bakışlarına önce anlam veremedim ama ardından nereye baktığımı hatırlayınca hızlıca ellerimi kaldırıp iki yana sallamaya çalıştım. Sanırım ben her gerçekten biraz salak olmalıyım ki kendimi açıklamak adına telaşa kapıldığımda kafamı üst rafa çarptım.

SAHANIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin